Hak Divanında Divane Deli’den
Halk Huzurunda Pespaye Akil’ler’e
19 ŞUBAT 2010 CUMA
Makalat-Hace Bektaş
04.54-08.23


Neliğini nasıllığını niçinliğini bi yana bırakalım.
Eylemlerimize nasıl yansımaktadır Tanrı’ya olan inancımız?
Ona bakalım biz.
Bin yılda bir kitap gönderen Tanrı dokuzyüz doksan dokuz yıl boyunca ne yapıyordur acaba.?
İkinci bir kitap için ne söylesem ne yazsam diye..
Derin derin düşünüp sakalını sıvazlayıp durmuyordur herhalde.
Ama biz daha çok böyle yapıyoruz herhalde.
Anlayana kadar binyıl geçiyor ve tam birşeyler yapmaya karar verdiğimiz anda.
Pat ikinci kitap.
Gitti mi koskoca binyıl güme.?
Onca adamın canına kanına malolan kitabi tartışmaların verdiği bıkkınlık ve yorgunluk ta cabası yani.
Sonuç; Koskoca bir elde var sıfır.

...
Tanrının muradına rızasına uygun bir yaşam tarzı tutturabilmek bu kadar mı zor.?
Bütün kutsal kitapların ve bilinen bütün dini öğütlerin aslı esası on emirden ibaret değil mi.?
Ne eksik ne fazla.
Aynen öyle.
Ama ne yapıyoruz.?
Uymak yerine uydurup uydurup çoğaltarak anlaşılmaz hale getiriyoruz.
Kütüphanelerimiz tıka basa kitap doluyor ama işe yarar bir bilgi-eylem hak getire yani.

..
Önce söz vardı diyorlar.
Hayır efendim.!
Sözün gücü ancak tarife yeter.
Eylemlenmeyen hiç bir olguyu tarif edemez bu söz.
Eylemin olmadığı yerde söz de yoktur.
Arifi arif eden eylemidir söylemi değil.
Lafla peynir gemisi yürümemektedir.
Önce yap sonra izah edersin öğütlemesi tam da bu gerçeğe işaret eder işte.
Eli işte gözü oynaşta olanlar her ne kadar anlamak istemelerse de.

...
Her an bir yaratma; ş'en; inşa ;fatara ve ilh.içinde olan bir Tanrı’nın muhatabıyız.
Muhatab; hitab edenin ne dediğine değil ne eylediğine baksa gerek ilkönce.
Eylemsiz her açıklama havada kalacak ve asla anlaşılabilir olmayacaktır.
Tanrı anlaşılmaz değildir.
Anlamak istemeyen insanın kendisidir.
Başka değil.

...
"Faydasız ilimden sakınmak" öğüdünü kimler dinlemiştir acep şu Batılılardan başka.?
Doğu binyıldır başını kitaplar arasına gömmüş ve hala kaldırmaya da niyeti yok.
Gizli ilimler hazinesini ben de okudum.
Değil gizli ilim..
Bir ilim bile göremedim.
Bu kadarına da pes yani.

...
Doğu’lu allameler kurtarıcı kahramanlar – mehdiler beklerken ve bekletirlerken.
Batılı bilginler mucizeler yarattılar ve yaratmaya da devam ediyorlar.
Biz bir Türk dünyaya bedel nutukları atarken..
Birde baktık ki.
Bir Türk Lirasının değil dünyaya bir simitçiye bile gücü zor yetiyor.
Ali Bulaçın rivayetine göre Batı'nın tanrı tasarımı mekanik miş bizimki de organik.
Tam tersi olduğunu düşünüyorum ben.
Batı'nın Tanrı tasarımını nasıl tarif ederseniz ediniz.
Doğunun bedavacı sever tanrı algısının kimseye bi hayrı olmadığı gayet açık ve net bi şekilde ortada.
Eşariyen gelenek hiçbir dünyevi zaruri ihtiyacımıza cevap verememiştir.
Artık.
Terkedilmesi gerek.
Lafla peynir gemisi şimdi bile yürümüyo.
Geçmişte de yürümemişti zaten.

..
Tanrı - İnsan ilişkilerinin.
Hangi ilgi ve bilgi dolayımında ve içeriminde somutlaşması gerektiğini yeniden düşünmemiz gerekiyor.
Böyle gitmediği ve gitmeyeceği kesin ve net.
Doğu hala bilgi ve teknoloji üretemiyor ve bu nedenle çok öfkelendiği Batıya hala mecbur ve mahkum.
Asabiyet hamasetleri karın doyurmuyor.
Aç karından da ancak şikayet edebiyatı gurultuları ve gazları çıkıyor.
Biteviye grev sözcülüğü-grev gözcülüğü yapmak zorunda değiliz.
Anamız bizi işçi doğurmadı.
İşadamları da işveren doğmadılar analarından.
Habire El MAUN okumak zorunda değiliz.
Murat Aydoğdu doğrusunu yapıyor.
Kur’an Nesli.
Üreten bir nesil yetiştirmeyi her şeyden daha çok önemsemeli ve öncelemeli.
Tekrar ediyorum.
Salt rejim muhalifliği ile bir yere varamazsınız.
Kendi absürd duruşlarınıza da muhalif olmalısınız.
Devrim bütün evlatlarını yemiyor.
Daha çok işbilmez işgöremez işe yaramaz evlatlarını yiyor.
Aslında böyle bile değil.
Daha doğrusu.
Eski rejimi bile aratan bu yeni rejimi.
Halk kendisi yiyor.
Çekiveriyor ipini.
Hiç gözünün yaşına bakmadan.
Bila şart ve bila şek.
Hemi de.
**

Toplumsal Düzenleri-Siyasal Sistemleri değiştiren ve dönüştüren asıl etkenler.
İdeolojik yahut ahlaki vaazlar değildir.
Meğer ki Kur’ani- Nassi çıkarsamalardan devşirilmiş olsun.
Hiç fark etmez.
İlişkilerimizin neliğini,niçinliğini;nasıllığını belirleyebilir fakat.
İşlerimizi hangi üretim-teknik ve donanımlarıyla yapacağımızı va’z etmez ahlak.
Ve nihayet.
Rejim ve Sistem dahi.
Teknik bir meseledir.
Dini veya ideolojik bir mesele değildir.
Kullanımı O an için genel kabul gören her –izm.
Bizi ezip üzmediği ve huzurlu kıldığı müddetçe elbette kullanılabilir ve böylece kabul edilebilir.
İşimize yarar halden çıkınca da .
Hemen lağvedilmelidir yani.
Çağdaşlık mağdaşlık yavelerine de kulak asmadan hemi de.
Yok İslami yok İlahi falan filan.
İşime yaramadığı an.
Hiç dinlemem valla,
Adam kıtlığı; rejim kıtlığı yok ya.?
Hangisi uyar sa O.
Hepsi bu işte.
Hepsi bu.!
**

Bu yüzdendir ki söyleyip duruyor bu deli.
Kutsal devlet;kutsal sistem yahut kutsal bir rejim yoktur diye.
**

Ve yine.
Kutsal bir kral; kutsal bir halife..
Yahut kutsal bir imam-kutsal bir yönetici-
Veya ilahi bir prezident yoktur.
Diye de..
Israr ederek bu söyleminde.
Şöyle öğütlüyor Deli.
--Kardeşim.!
Cennete gitmek istiyorsan kendi gayretinle git.
Tavassutla Cennet Olmaz. Tanrı kimseye torpil yapmaz.
Devlet başkanı yahut halife yahut imam.
Sana bu dünyada bu dünyayı cennet yapabilmende yoldaş olması için lazım.
Kendileri için bu dünyayı cennet senin için de cehennem yapan bu kutsal putlara tapmaktan vazgeç.
Seçeceksen adam gibi iş yapacak ;sana gerçek dost ; geçek veli olacak adamları seç
. Meğer ki burnu delikli zenci olsun.
Yeter ki senin dostun olsun.
Yeter ki işinin ehli olsun.
Osman’a peygamberin damadı olduğu; sahabesi olduğu için isyan edilmedi.
İşinin hakkını vermediği-bu işi beceremediği-için isyan edildi.
Sen de öyle yap.
Başına kim başkan olur sa olsun.
Başına bela kesildiği sürece kesin isyan et.
Meğer ki ALİ olsun.
Yine isyan et.
Senin mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur.
Muhtaç olduğun kudret sana şah damarından bile yakın olup.
Her an yanı başında seni koruyuptur.
Yeter ki sen O’ndan başkasına tapma ve..
Yavşaklık yapma.!
İnsan ol ey.!
İnsan.!
Eğer iki cihanda saaded umuyorsan.!
Eyy.!
**

**

Allah peygamber gönderiyor devlet başkanı değil.
**

Her işimizi Allah yapacak ta biz ne yapacağız Allah aşkına.?
**

Dört( veya beş olsun hadi)Raşid Halifelerin reşadedleri fazla bir işimize yaramadı.
Oniki Masum İmam’ın kutsallıkları-insan üstülükleri de fazla ve bir işimize yaramadı.
Amma.
İnsan gibi insanoğlu durum ve duruşları kesinlikle ve fazlasıyla işimize yaramıştır.
Şu halde.
Reşadedlikleri ve Kutsallıkları onların olsun efenim.
İnsanoğlu insanlıkları bize çok bile gelir.
İnsana dost olsunlar yeter.
Benim kutsallıkla olan ilişkimden kime ne birader.?
Allah onların Allahı da.
Benim Allahım değil mi.?
Devlet başkanıysan;cumhur başkanıysan;halifeysen;imamsan;
İşini doğru dürüst yap yeter kardeşim.!
Kutsallığını ne diye habire başıma kakıp duruyosun kardeşim.?
Siz ulu iseniz biz de uluyuz yani.
Siz kul iseniz biz de kuluz yani.
Siz insansanız biz de insanız yani.
Siz halife ; siz imam, siz kral, siz hükümdarsanız.
Biz de öyleyiz yani.
Bakın bi daha böyle yapmayın yani.
Çok kandırdınız bi daha kanmayız.
Yok Allah’ın Oğlu;Allah’ın Kızı ;Allah’ın Yıldızı; Allah’ın Güneşi; Allah’ın Ay’ı..
Allah’ın Ayı’sı; Allah’ın Kabadayısı; Allah’ın Kayzeri; Allah’ın Mavzeri
Diyerek Allah’ın Eşşeği niyetine binemezsiniz artık bize.
Siz de gelin artık kendinize.
Normal İnsan olun gari.
Yahut.
Nöbet değişimi yapalım gari.
Biraz da siz Allah’ın Eşşeği olun bari.
Ha.?
Uymadı mı?
Valla uysa da uymasa da böyle olacak gari.
Siz bilirsiniz.
Yani.!
**

Buyrun burdan yakın efendim.
Çakar çakmaz çakan çakmağımız da Japonya'dan nasıl sa.!
Jiletiniz ne markaydı bayım.?
İyi traşlar efendim.!
Wesselam.!