Ya umduðunu bulamamýþ ya da bulduðunu kaybetmiþ bir yürek vardýr öncesinde. Sadece bu. Fark edilmez mesela balkondaki bariz manzara. Her þey som bir siyahtýr. Kadife perdeler arasýna gizlenip yalnýzlýðýný kutlarsýn. Avucunun içinde sýkýca gizlediðin, yetmezmiþ gibi üstüne çöreklendiðin anýlarýna bakarsýn herkesten gizli o perdeler arasýnda. Diðer avucundaysa bir zamanlar gerçekleþeceðine inandýðýn mutluluk dolu planlarýnýn hayalleþmiþ versiyonu. Geçmiþindeki hatýralara bakýp, geleceðin nasýl o anlardan bu kadar farklý göründüðüne þaþarsýn. Son bir gayet, kesin bir karar ile her þeyi zamana býrakýrsýn. Belli bir zaman hayalet gibi yaþadýktan sonra bir sabah kalktýðýnda baþlar ikinci perde. Sen istesen de istemesen de pencerenden baktýðýnda bir manzara vardýr dýþarýda. O her sabah bakýp da göremediðin aðaç dahi farklýdýr. Çünkü o aðacýn altýnda tesadüfen tanýþtýðýn birisiyle, veya hiç tanýþmadýðýn ama bildiðin birisiyle uzanmýþ bir þekilde kendini görüyorsundur. Evet arkadaþým, aþkýn bir miladýna bir kez daha tanýklýk ediyorsun hepsi bu… Her zamanki gibi farklýdýr ama her þey… Çünkü o zaman geçerken kendine sözler vermiþsindir. Birden beyninde yankýlanýr Can Yücel sözleri. Baðlanmayacaðýna söz vermiþsindir en basitinden. Ne olursa olsun iliþik yaþayacaksýndýr, ucundan tutunarak. Ah be arkadaþým o kadar kolaydýr ki o zamanlar bu sözü vermek. Ah dedim ya milattýr iþte bu illet. O sýcaklýðýyla çoktan eritmiþtir o verilen özlü sözleri. O hengamede, duygu tufanýnda yine de görebiliyorsan dahi sonunu, yani baþýný ve sonunu yazýlmýþ kabul ediyorsan dahi yine de aralýklarý gönlünce doldur arkadaþým.
Mehmet Ceylan