Ya Rasulallah! Kalemimi elime alıp iki kelam ettiğime aldırmayınız. Ben yalnız konuşmasını bilirim. Gerçi size söyleyebileceğim birşey de, sizinle konuşmaya yüzüm de yok. Ne diyebilirim ki? Böylesine aciz, böylesine yıkıkken ve sizi bir kez olsun görmekten böylesine mahrumken... Ne gazeller yazabilirim adınıza, ne pervaneye döndüm diyebilirim aşkınıza. Suçlusu kimdir; onu da bilemem. Bu günahkar bedenim mi, onu can yapan ruhum mu, kara kalbim mi, kirlenmiş dilim mi... Yoksa, yoksa ben miyim ya Rasulallah. Henüz çok küçüktünüz. Halime'nin kucağıydı yeriniz, yurdunuz. Küçük Şeyma; sadık dostunuz. Ve bir gün geldi melekler. Sadrınızı açıp, o minicik kalbinizi tertemiz kar içinde yıkadılar. Keşke ya Rasulallah, keşke bir zerrecik kar da ben olsaydım. Size baksam, sizde durulsaydım. Ayaklarınızla onurlandırdığınız şerefli toprak... Ne mesuddur kim bilir?.. Şimdi hangi köşeye sokulmuş yanıyordur ayağınızın altına bir buse kondurmadığına. Keşke ya Rasulallah, keşke bir tanecik toprak da ben olsaydım. Size dokunsam, size vurulsaydım. Kusva'yı düşünüyorum hep. Ya Rabbi ne hoş lütuf! Sizin hizmetinizde olup, daim hazır bulunmak. Bir sözünüzle canla başla çalışmak. Allah yolunda sizin izinizde yürümek hep. Allah'ın seçtiğinin seçme hakkını sunduğu mahluk olmak. Ebu Eyyub'un kapısı önünde çöküp, size buyur etmek. Keşke ya Rasulallah, keşke Kusva ben olsaydım. Sizinle kalsam, sizin ikliminizde savrulsaydım. Mekke'nin dağları kapkaradır derler, güneşe yüklerler o yanmışlığı. Mekke'nin sıcaklığı dağları kavurmuştur onlara göre. Yoksa bilmezler mi; onları yakan maddi güneşi alevi değil, alemlere rahmet olan sizin aşkınızdır. Sevdanızdır onları dik tutan. Keşke ya Rasulallah, keşke Mekke'de bir dağ da ben olsaydım. size baksam, baksam ve ebeden yansaydım. Sizin bulunduğunuz savaş meydanı... En kötü anlarda bile gülistandır. Şehadet şerbetini yudumlayanlar, Allah'ın erleri ve Allah'ın Rasulü birarada. Nasıl gülistan demem, nasıl kurbanı olmam o anın. Zülfikar... Sizin elinizle Ali bin Ebi Talib'e sunulmuş kutlu armağan.Keşke ya Rasulallah, keşke Zülfikar ben olsaydım. '' Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın, kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım '' Rüyalarım... Henüz sizi ağırlayamdığım ıssız sokak. Teşrifinizle gülşene dönmeye hazır beklemekte. size meftun, size amade. Rüyalarımda bekliyorum sizi. Bir köşede, karaltıda. Karşınıza çıkmaya ne yüzüm var, ne de bınca günahın vermiş olduğu ağırlıktan yüzleşmeye mec'alim. Tek istediğim sizi görmek ve varlığınızı hissetmek. Bekliyorum ya Rasullah, bekliyorum. ''teale'l bedru'' demek zamanı gelmedi mi? Şereflendirin efendim, şereflendirin. Hala beklemekteyim ve bekleyeceğim. Ümmetinizden bir yüzü kara...