Her gün yeniden doğmalı. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Evet, dedi, sana ücret teklif ediyorum. Paracıklar. Paracıklarını alacaksın ve mutlu olacaksın. Nesi var bunun? Üzerinde düşünmemelisin. Düşünemeden yapmayı istemez misin? Bir kez olsun düşünme hayatında. Parayı al, işine bak. Para değil konu. Para olsa kolay karar vermesi. Atatürkleri alırım ve yaparım. Ama daha zoru sonrası. Yaptıktan sonra hissedeceklerim. Gene düşünüyorsun, dedi. Neden bu kadar düşünmek zorunda insanlar. Beyin kocaman bir yük. Zaten insanın en ağır yeri kafasıdır diye duymuştum. Bu ağırlığı taşımana gerek yok. Kafamı mı kestireyim? Güldü. Komiksin. Evet kestir. Yani kendin kes veya. Demek istediğim kafandan, düşüncelerinden, düşünmekten kurtul. Denemeye değer. Bir kez olsun. Düşünme diyorsun, duraksadı, bunu düşünmem lazım. Hayır, şaka yapıyorum. Yüzü bezgin bir hal aldı. Ama şaka olduğunu duyunca ağzının kenarları kıvrıldı, ağzı genişledi, garip bir kahkahayla birlikte: Ruhunu Şeytan'a mı satmak isterdin yoksa Tanrı'ya mı? Kim daha çok para verirse. Açık artırma yapardım. Eğer iyilik beni hakediyorsa parasını verebilmeli. Bu hayatta herşeyin bir değeri var. Ruhumun da. Eğer iyi olmamı istersen bedelini ödemen lazım. Peki işte açık artırmaya katılıyorum. Ama Tanrı nerede? Gelmemiş bile. Yani senin ruhunun sadece Şeytan için değeri var. Bilmem anlatabiliyor muyum? Şeytan'dan dost olur mu? Olmaz. Dosta mı ihtiyacın var? Evet şu an dosta ihtiyacım var. Çok yalnızım. Düşüncelerin sana dostluk edemiyor demek? Ofladı: Sıkıldım aslında onlardan. Yani yeni bir dosta ihtiyacım vardır belki. Şeytan dostluk etmez ama. Bunu bilmelisin. Yani ben görmedim en azından dostluk ettiğini. Biliyorsun ben sadece aracıyım. Teklifi yaparım kararı veren ben olmam. Ama Şeytan sende birşeyler görmüş olmalı ki beni gönderdi. Bu işi yıllardır yapıyorum ve yanıldığını görmedim. Yanıldığını görmedim diyorsun. Peki nasıl bir iş olacak? Detay veremem ama sadece kan olmayacağını söyleyebilirim. Yani olmak zorunda değil. İstediğin bir metodu kullanabilirsin. İçindeki bir yolu tutturursun. Ne hissediyorsan, nasıl arzu edersen. Bu bir sanat aslında, biliyorum böyle söyleyince garip geliyor kulağa, ama cidden bir sanat. Nasıl yaptığın, neden yaptığın, ne zaman, nerede... Kimi öldürdüğün. Bunların hepsi sonuçta bir eseri oluşturur. İyi bir sanatçı olmak istemez misin? Sanatçı olmayı düşünmedim. Komik, hep yeteneğim olmadığını düşünmüşümdür. Belki de bunu denemediğim için bilmiyorum. Yani daha önce kimseyi öldürmedim. Belki de bu konuda bir dehayım ben. Bir arkadaşım söyledi, hiç buz pateni yapmamış ve spora pek yeteneği yoktur. Öyle derdi. Ama belki de buz patenine yeteneği vardı kim bilir? Denememişti hiç. Buz pateninde dünya çapında biri olabilirdi belki. Evet olabilirdi. Eline fırsat geçseydi. İşte sana fırsat veriyoruz. Bunu değerlendirmelisin. Hem para, hem sanatçı olma fırsatı ne güzel. Bu aralar sanat işinde pek para yok, yani iyi fırsat derim gene ben. Kimi öldürmem gerek? Şaşırt bizi, güldü, şaka yapıyorum. Yok aslına yapmıyorum. Ama şaşırtması kolayızdır. Kolay şaşırırız. Yani çok uğraşmana gerek yok. Kim olursa olsun ölüm güzeldir. Çok ünlü birini öldürmek zorunda değilsin. Çok fiyakalı yapmak zorunda da değilsin. Bir keresinde, hiç unutmam, bundan 4-5 yıl önceydi, bu adam gidip enerji bakanını öldürmeye çalıştı. Ne aptallık, oysa sana anlattığım gibi, ona da anlatmıştım. Yani buna gerek yoktu. İstediğimiz güzel ve temiz bir ölüm görmekti. Bunun neresi zor? Anlaması da zor değil. Evet değil. Asla bir bakanı öldürmek istemezdim. Yani bazen kızdığım oluyor politikacılara ama bu kadar ileriye gitmezdim. Bir iki yumruk beni mutlu eder. E ne diyorsun? Neye? Yani var mısın? Uygun mu teklif senin için. Düşünmemem gerekli evet. Uygun galiba. Yani plan yapmak lazım, zaman alacak. Ama zamanım var. İşsizim. Biliyorum. Beni ne kadar tanıyorsun? Senden daha iyi Anlaşılabilir. Evet Peki o zaman, nasıl göreceksiniz yaptığımı. Merak etme kendi yöntemlerimiz var. Ayrıldılar. Karanlık içinde yürüdü. Düşünmek bazen iyi gelmiyor. Soğuk havayı içine çekti. Bunu belki de birine anlatmalıyım dedi. Sonra vazgeçti. Herkes gülecek. Kim inanır buna? Yürüdü. Çok hafif hissetti. Uçabilecekmiş gibi. İleride köprüyü gördü. Köprünün üzerinde ışıklar, aşağıda denizin içinde balıklar, şehrin çöpleri, kanalizasyon artıkları, hepsi birarada. Sokak lambalarına baktı. Korkuluk elinin altında. Bir hamlede korkuluğun üstüne çıktı ve kendini onların arasına attı. Saniyeler süren serbest düşüşünde, düşünmedi. Düşünmek ona iyi gelmiyordu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ö. K., 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |