Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. -Cervantes |
|
||||||||||
|
Sen gittin gideli, hurufat içinde en çok “elif” sana benzer “vav” bana. Güzel “he” ağlar ayrılığımıza. Dolaştığın yerler, ayaklarını öper iştiyakla benim bağrım kavrulur. Hasretin ateşle harmanlanır ruhumda. Yangınımı okyanuslar değil, bir içten tebessümünün serinliği söndürür ancak. Nicedir hülyam, dünyam senin hayalinle kuşatılmış durumda. Sanki, bulutların arasından bir nisan yağmur serinliğinde çıkıp gelecek ve yangınımı söndürüverecekmişsin zehabına kapılıyorum. Meçhul ikliminin emsalsiz kıyılarının güzelliğini davet ediyorum düşlerime. O iklimden hayal meyal el ediyorsun… Bin bir gecenin birinde çıkıp da gelsen viran hanem mamur olur. Nefesin nefesime karışsa mucize kabilinden nice güzellikler yeşerir çorak iklimimde. Seninle yıldızlı bir Semerkant gecesinde el ele yürürüm. Muhteşem yapılar hayran kalır birlikteliğimize. Yıldızlar ayrı bir şevkle parıldar gök yüzünde.Sana Şirazlı Hafız’dan beyitler, Ömer Hayyam’dan rubailer okurum. Araya İstanbul’u bir zümrüt güzelliğinde eklemek için, Nedim’den gazeller serpiştiririm. Kuşkusuz yine kıskanır seni prensesler ,eceler… İşte “aşkımın nadide çiçeği” nice zamandır hasretinle bu minval üzere geçmekte günler. Düşen her takvim yaprağı hasrete hasret ekler… Başka iklimlere revan olduğundan beri, gece Leyla’nın gözünden kara. Ay bahtımıza ağlar. Çöl kızları,saçlarını salmak ister mavi serin sulara, hep seraba takılırlar. Gece üşür düşleri, gündüz hayalleri kavrulur. Saçlarından, ikimiz için hasret sancağı dokurlar. An ,mekan ,zaman kavramları anlamını yitirir. Artık hüzündür misafirimiz. Sen, başka iklimlerde üşürsün ben hüzün mevsiminde yanar tutuşurum sensiz. Sensizliğin hikâyesi anlatılır hep iklimimde, kahramanı sensin. Ellerin düşer çoğunlukla hayalime. Sonra ışıl ışıl gözlerin takip eder ellerini. Sen ne zaman teşrif edeceksin iklimimi aşkımın nadide çiçeği?! Yağmurdan sonra mı Önce mi?! Artık, çık gel gittiğin meçhul diyardan. Kıskandıralım Doğu’nun gizemli masallarını. Alt üst edelim falcıların fallarını. Yüreğimde büyüdüğün gibi, çorak iklimimde de boy ver nadide çiçeğim. Cümle çiçekler eşlik etsin albenine. Tarih düşsün vakanüvisler beraberliğimize. Güzelliğin anlatılsın yedi iklimde… Ankara,13.08.2010 İ.K
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İbrahim Kilik, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |