Yaşamdan korkmayın çocuklar. İyi, doğru bir şey yaptınız mı yaşam öyle güzel ki. - Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Pankartı hazırlayan şirkete bir ihbarla gelmişti bu haber. Vakit gece yarısına yaklaşıyordu, hava kararmıştı, rüzgar şiddetli esmesine devam ediyordu vs. vs. Bunlar önemli değildi müdür için. Fırtınanın etkisiyle ikiye ayrılmış şey, pankart değil sanki bayraktı. Yere düşmüş bayrak nasıl hemen yerden alınıp eski yerine koyulursa bu pankartta her ne güçlük olursa olsun yerine koyulmalıydı. Hemen asgari ücretle çalıştırdığı işçisi Ahmet’i (gerçek adı değil) yanına çağırdı talimatını verdi. Yırtılan bayrak, pardon pankart o gece alınacak yenisi tekrar aynı yere monte edilecekti. Emir emirdi, demiri bile keserdi. İki kız babası Ahmet baş üstüne dedi ve bir vinçle olay yerine hızla hareket etti. Ahmeti taşıyan vinç ağır ağır iş merkezinin tepesine çıkmaya başladı. Biraz sonra binanın tepesine ulaşamadan vinç durdu. Aksilik onları bulmuştu. Vincin bum’unun boyu yeterli gelmemişti. Vincin operatörü cepten hemen müdürü aradı, vincin bum’unun kısa kaldığını, pankartı indiremediklerini söyledi. Müdür kıpkırmızı oldu, sinirden boyun damarları fırladı. Operatöre uzun bum’lu vinci neden götürmediğini sordu, bağırdı, çağırdı. Müdür karar verdi. Kısa bum’lu vinç geri dönecek, yerine uzun bum’lu vinç gidecek, operasyon tamamlanacaktı. Vinç operatörü Ahmet’e beklemesini söyledi ve olay yerinden hızla uzaklaştı. Ahmet soğuktan üşümeye başlamıştı. Gündüz hava sıcaktı. Müdürden emri aldığında evde sıcacık çayını içiyordu. Havanın bu kadar soğuyacağını tahmin etmediğinden kalın giyinmemişti. Soğuk içine işliyordu şimdi. Yerdeki yırtılan pankart parçalarını gördü. Aldı üzerine geçirdi, iş merkezinin duvarına çöktü. Şimdi rüzgardan korunmuştu artık.Vinç gideli epey olmuştu.Acaba niye gelmedi? diye kendi kendine sordu. Şirkette gündüz epeyce yorulmuştu. Göz kapakları kapanmaya başladı Ahmet’in. Uyumamak için kendisini zorladı ama nafileydi. Tatlı bir uykuya yenik düştü asgari ücretli işçi Ahmet. Uykusunda kızlarını gördü.Ahmet. Birisi soldan, birisi sağdan kendisine sarılmışlar, yanaklarına öpücük konduruyorlardı. Gözlerinden hafif hafif yaşlar aktığını hissetti. Kızlarını çok seviyordu. Hayatta en çok değer verdiği şeylerdi yavruları. Çocuklarına iyi bir baba olamıyordu ne yazık ki. Asgari ücret yetmiyordu insan gibi yaşamalarına. Kızlarının en basit isteklerini karşılayamıyordu. Kızlarını, eşini mutlu edemiyordu. Bu nasıl babalıktı, bu nasıl kocalıktı? Kızları için Allah’a dua etti Ahmet. Kendisi görememişti ama inşallah kızları görecekti güzel günleri. Bir saat kadar sonra vinç olay yerine geldi. Operatör etrafına bakındı fakat Ahmeti göremedi. Aracı iş merkezinin bitişiğine doğru ağır ağır yaklaştırdı. Tekerlerin bir tümseğe çıktığını hissetti. Araç tümsekten inerken çıtırdayan bir kemik sesi duydu. Aracını durdurdu, aşağıya indi. Arabanın altında beyaz bir kütle vardı. Etrafı kanla kaplanmıştı. Operatör tekrar araca bindi. Biraz daha ileri gitti sonra durdu, araçtan indi. Beyaz, kanla kaplı örtüyü açtı. Gördüğü manzara korkunçtu. Ahmetin kafatası pestil gibi yapışmış, beyin parçaları etrafa dağılmıştı. Aracın tekeri uyuyan işçinin kafasının üzerinden geçmişti. (Not: Olay tamamıyla gerçektir. )
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © erhan bayraktutan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |