..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsanların arasında yaşadığımız sürece, onları sevelim. -Andre Gide
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Fuat Türker




27 Eylül 2010
Hangi Sesi Dinliyoruz?  
Fuat Türker
Kişiye vicdanı her an doğruyu söylerken, şeytan hep yanlışı telkin eder. Ancak bunu sezdirmeden, sinsice yapar. Örneğin bir insanı, "sen zaten iyi bir insansın, Müslümansın, cennete gidersin” telkiniyle ibadet etmesine gerek olmadığına inandırmaya çalışır. Kişi, bunun şeytanın kasıtlı planı olduğunu anlamaz, kendi düşünceleri zanneder. Vicdanı insana her zaman gerçek dini yaşamasını söyler ancak şeytanın, nefsi aracılığıyla söyledikleri daha kolay geldiği için birçok kişi onun söylediklerine uyar.


:ABAE:
İnsan, yaşadığı sıkıntı ve zorluk zamanlarında içinde iki farklı ses duyar. Bunlardan biri özveriyi, güzel ahlakı ve her zaman Allah’ın buyruklarına uygun davranmayı emreden vicdanının sesidir. Kişi bu sese kulak verdiğinde, her zaman Allah’ın hoşnut kalacağı tavrı gösterecek, sabır göstermeyi ve tevekkül etmeyi seçecektir. Duyduğu ikinci ses ise Kur’an’da Hz.Yusuf’un sözlerindeki gibi ‘ var gücüyle kötülüğü emreden’ nefsinin sesidir. Bu ses kişiye isyanı, bencilliği ve çirkin davranışları fısıldar. Bu ikinci sese uyanlar, çok büyük bir kayba uğrar ve nefsi sözcüsü olarak kullanan şeytanı kendilerine dost edinirler. Şeytan, insanları Allah’ın dosdoğru yolundan engellemek ister, insanı yanıltır ve kötü işlere sürükler. Bir zorlukla karşılaştığında insana her zaman için çıkarlarını düşündürür, özveriyi, merhameti çirkin ve zor gösterir.

Ey insanlar, yeryüzünde olan şeyleri helal ve temiz olarak yiyin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Gerçekte o, sizin için apaçık bir düşmandır. O, size yalnızca, kötülüğü, çirkin-hayasızlığı ve Allah’a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder. (Bakara Suresi, 168-169)

Şeytan, kıskançlığı ve büyüklenmesi nedeniyle Allah’a itaatsizlik ederek Hz. Adem’e secde etmemiş, kendinden aşağı gördüğü insanları Allah’ın yolundan saptırmaya and içmiştir. Kalplere sinsice kuruntular veren şeytan, insanları Allah’ın ve ahiretin varlığından kuşkuya düşürmeye çalışır, dünya hayatını insanlara süslü ve çekici gösterir. Gerçekte şeytan, vicdanın karşısındaki olumsuz güçlerin temsilcisidir.

Kişiye vicdanı her an doğruyu söylerken, şeytan hep yanlışı telkin eder. Ancak bunu sezdirmeden, sinsice yapar. Örneğin bir insanı, "sen zaten iyi bir insansın, Müslümansın, cennete gidersin” telkiniyle ibadet etmesine gerek olmadığına inandırmaya çalışır. Kişi, bunun şeytanın kasıtlı planı olduğunu anlamaz, kendi düşünceleri zanneder. Vicdanı insana her zaman gerçek dini yaşamasını söyler ancak şeytanın, nefsi aracılığıyla söyledikleri daha kolay geldiği için birçok kişi onun söylediklerine uyar.

Müminlerin zorluk ve sıkıntı durumlarında hemen vicdanlarına uymaları çok önem taşır. Çünkü önlerinde iki seçenek vardır; biri Allah’ın diğeri ise şeytanın ve onu izleyen taraftarlarının yoludur. Allah’ın yolu, vicdanlarına uyan samimi müminlerin yoludur. Diğerinde ise çıkarcılık, bencillik, ikiyüzlülük vardır; kısacası tüm kötü ahlâk özellikleri bu yoldadır.

Zorluk zamanlarında gösterilen sadakat üstün bir ahlâk özelliğidir. Musibetle karşılaşacak olurlarsa sadık ve güçlü olacaklarına dair yemin eden kimseler, zorluk anı geldiğinde yeminlerini unutur, kötü/çirkin davranışlar sergileyebilir, kin ve öfkeyle hareket edebilirler. Bir anda sabırsız, tevekkülsüz, isyankar davranabilirler. İşte bu zamanlar, nefsine ve vicdanına uyanların birbirlerinden ayrılacağı, kötü ahlâkın ortaya çıkacağı dönemlerdir.

Vicdanın, dünyada devam eden imtihandaki önemi burada karşımıza çıkar. Karşılaşılan her olayda hem vicdan hem de kötülüklerin kaynağı olan şeytanın sözcüsü nefis devrededir. Her ikisi de insanı kendi yoluna çağırır. Bu iki sesi ayırt ederek vicdanlarına uyanlar, Allah’ın hoşnutluğunu elde ederler.

Aslında bu hayatî seçim insan için hiç de zor değildir. Çünkü Rabb’i, insanı vicdanının sesine uymaktan haz alacağı şekilde yaratmıştır. Dine göre yaşamak, insan fıtratına en uygun olandır.

Öyleyse sen yüzünü Allah’ı birleyen olarak dine, Allah’ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah’ın yaratışı için hiçbir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler. (Rum Suresi, 30)

İnsanlar ahireti, sonsuz cennet ve cehennemi düşünmediklerinden, dünyada çeşitli mazeret ve yalanlarla vicdanlarını rahatlatmaya çalışabilirler. Ancak yaşayacakları rahatlık geçicidir, kaçtıkları gerçeklerle ‘o gün’ karşılaşacaklardır, kesinlikle karşılaşacaklardır.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnkârcılar İnananların Sapmasını İsterler
Son Perde
Dinin Çıkarlarını Gözetmek
Anne Babaya İtaat Nasıl Olmalı?
Korkma Ebedi Varsın
Allah Aşkı
Bir Başka Candır Ölüm
Kadere Dair
Kur'an'dan Sorulacaksınız
Her Sabah, Günü Allah'a Adamak

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnsan Neden Kıskanır?
Konuşma Kişiliği Yansıtır
Çocuklar Gibi...
Ne Kadar Aciziz!..
Gerçek Sevgili
Ahirete Hazırlık Kursu
Gerçek Adalet
Duyguları Akıl ve İrade ile Terbiye Etmek
Vakit "Öldürmek" Değil, Kazanmak İçindir
İnsanlar İçin Yaşamak Zordur

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Otobüs Yolculuğu [Öykü]
Köy Anılarım (!) [Öykü]
Artık Oruç Tutuyorum (Çocuklar İçin Ama Büyükler de Okuyabilir :) [Öykü]
Daldaki Armut (Çocuklar, Gençler ve de Çocuk ve Genç Kalanlar İçin :) [Öykü]
Boyun Eğen Kutlu Kadın [Öykü]
Darwinizm, Komünizmin Bilimsel Kılıfıdır [Eleştiri]
Pkk'nın Hedefi; Komünist Toplum [Eleştiri]
"Kahrolsun O Zan ve Tahminle Yalan Söyleyenler" [Eleştiri]
Dünyalık Peşindeki Din Adamları [Eleştiri]
Şeytanın Çift Taraflı Kıskacı: Bir Yanda Ateizm Bir Yanda Yobazlık [Eleştiri]


Fuat Türker kimdir?

6 yıldır insani ve imani konularda makaleler ve çocuk yazıları yazıyorum. Yaklaşık 5 yıldır Haber Vaktim, Cemaat. com, Sayha Dergi, Edebistan, Turuncu Dergi, Körpe Kalemler, Edebiyat Defteri gibi dergi, portal ve haber sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Yazılarımı ve inandıklarımı paylaşmak için İz Edebiyat'dayım. Ayrıca Risale Çocuk, Kalem. biz ve Beyan/İstikamet Dergisi'nde çocuk yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.