Bir eve pencereden de girilir, bacadan da. Kapıyı çalmadan da eve girilir, kapıyı kırarak da. Türkiye'de tüm sorunlara kapılar kırılarak ya da bacadan girilerek çözüm bulunmaya çalışılmakta. Ters durumlar bunlar. Hak yolu varken tersten girişi tercih etmek, Türkiye'de sapkınlığa yol açmakta. Türban sorunu iki şekilde çözülür. Birincisi, türban direk laikliğin ve Atatürk'ün simgeleriyle bağdaştırılmamalı. İkincisi yeni bir anayasa yapılmalı. Anayasaya tüm kimlikleri koruma altına alan maddesi konulursa ülke bölünür, bunun yerine tüm yaşam tarzlarını koruma altına alan bir madde konulmalı. İnsanlar o zaman birbirlerinden korkmaktan vazgeçer, yaşam tarzlarının güvende olduğunu hisseder. Türbanı serbest bırakmak, sel sularını koyuvermek gibi olmamalı. Önce alt yapısı hazırlanmalı. Başkalarına zarar vermeyecek veya başkalarını alıp götürecek bir durum yaratmamalı. İnsanlar arasında köprüler kurulmadan, türban serbest bırakılmamalı. Bu köprüleri kuracak olan ise hükümettir. Üniversite hocaları, ya da tüm eğitim camiası türbanlılarla karşı karşıya getirilmemelidir. Bir hukuk devletinde herkes kanunlara uymalıdır. Kimse kafasına göre hareket etmemelidir. Kafasına göre hareket edenlere hödük derler. Türkiye hödüklerin ülkesi olmamalıdır. Bunun için tüm yaşam tarzlarını güvence altına alan bir anayasa yapılmalıdır. Başka türlü olursa ya biri birisinin saçını çeker veya birisi birisinin örtüsünü açmaya çalışır. Yapılacak tek şey soruna doğru noktadan girmektir. Ters yoldan çözümler sapkın bir yaşam tarzı getirir. Hak yoldan yapılacak çözümler, herkesi hakkına da kavuşturur. Medeni toplumlarda saygı mı, yoksa kanunlar mı daha önceliklidir. İnsanları başkalarının vicdanına bırakmaktır saygı. Örneğin biri der ki; ben türbanlıya saygı duyamam, çünkü türban takmak sapıklıktır. Başka biri de der ki; ben açıklara saygı duymam çünkü onlar erkekleri tahrik eden orospulardır. Kalkıp bunlara birbirinize saygı duyun demek, tam bir komedidir. Toplumda böyle gülünç durumlar yaratmamak için, kişilere haddini bildirecek kanunlar olmalıdır. Medeni toplumlar saygıyı kanunlarla belirlerler. Kanunun, kuralın olmadığı yer dağ başı gibi olur. Kurt ulur, çakal kudurur, isteyen istediğini kapıp götürür. "Allah iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır, kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için iyi insanlar üzerinden dini kullanır." Türkiye'ye hödükler ülkesi olmasın.