Prensiplerden hoşlanmam. Önyargıları yeğlerim. Daha içtenler. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Az demişiz başlıklı yazısında İkizdere vadisinde yapılması planlanan 22 adet Hidroelektrik Santralin çevreyi ve doğayı mahvedeceğini üstelik oranın sit alanı olduğunu belirtip karşı çıkması gerekirken destekleyen Çevre ve Orman bakanı Veysel Eroğlu`nun Çevre Düşmanlığı Bakanı gibi hareket ettiğini belirterek detaylarını anlatıyor.Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu İkizdere Vadisi`ni sit alanı ilan edince Başbakan`da küplere binmiş ve HES lere karşı çıkan herkes Enerji Bakanı Taner Yıldız tarafından vatan haini ilan edilmişti.Ancak iş bu kadarla bitmemiş İkizdere Vadisi`ni sit alanı ilan eden kurulun elinden yetkileri alınarak Çevre Bakanlığı`na verilmesini öngören yasa değişikliği Meclis`e sunulmuştu.Tüm bu olanlara doğal olarak tepki gösteren Oktay Ekşi,eleştirilerini köşesine taşıyıp,yazısınıda eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan`ın “Babalar gibi satacağız”sözüne atıfta bulunup “her şeyi satan zihniyet”cümlesi ile bitirmiş ama hızını alamamış olacakki daha sonra yazısının sonunda bir tashih yaparak son cümleyi “analarını bile satan”şeklinde değiştirip gazeteye fakslamış.Taşrada dağıtılan gazetelerde bu cümle yer almazken şehir içlerine dağıtılan gazetelerde bu ifade yer aldı ve kıyamet koptu. Bundan sonrası malum.Her ne kadar halkın tepkisi densede asıl sebep hükümet kanadının tepkisi ve baskısı oldu.Oktay Bey gazetesinden istifa etmek zorunda kaldı.Hemde tam 34 yıl çalıştığı, kendini adadığı,emek verdiği Hürriyet gazetesini bıraktı.Ancak istifası bile Bülent Arınç`ı memnun etmemiş olacakki Basın Konseyi Başkanlığındanda istifa etmeli şeklinde açıklama yaptı. Oktay Ekşi olayı hükümetin yandaş olmayan medya ve köşe yazarları üzerindeki etkisini ve yaptırım gücünü ortaya koyan güzel bir örnek.Oktay Bey aynı cümleleri hükümet yandaşı bir gazetede muhalif liderlerden biri için kursaydı acaba yine istifa etmek zorunda bırakılırmıydı?Yazının sonunda kurulan cümle hakikaten çirkin ve aşağılayıcı elle tutulup savunulacak bir tarafı yok ama hukuki yolla mücadele edilebilir,tazminat davası açılabilir,danışmanlar aracılığı ile kınama metni hazırlanıp kamuoyuna duyurulabilirdi.Evet bunlar yapılabilirdi fakat yapılmadı,tamamen susturarak sesini kesmek daha akıllıca idi en azından diğer muhalif gazete ve yazarlarına ders olurdu. Oktay Bey, “okuyucularıma veda”başlıklı kısa ve öz,son yazısında kullandığı “gerçeği olduğu gibi anlatmam anlamak istemeyenlere yetmedi”cümlesi ile aslında her şeyi anlatmış oldu.Lakin hükümet yandaşı ve alkışcısı medyanın dışında diğerlerine hayat hakkı tanınmadığını bilen usta bir gazetecinin yaptığı bu gaf inanılır gibi değil.Çevre ve doğanın korunması için gösterdiği tepki iyide hiç olmazsa bunca olan bitenden sonra HES yapımına engel olabilse idi onu başaramadığı gibi hem kendi başını yedi hemde haklı iken haksız duruma düştü.Buda hükümetin uygulamalarına karşı çıkan,eleştiren,yazan tüm muhaliflere ve muhalif gazetecilere ders olsun(!) AMAN ÖRNEK OLMASIN.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © derya eğilmez, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |