..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünya hiçbir padişaha kalmadı, sana da kalmayacaktır. -Nizamî
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Toplumcu > Mikail Boz




17 Aralık 2010
Dalgakıran  
Mikail Boz
Herkesin "o yere" kaçtığı bir dünyada kalmayı seçen bir adam.


:BBHI:
Rıhtımda bekliyorduk. Ellerimiz cebimizde, omuzlarımız kalkık, bu güneşsiz ve kurşuni gökyüzünün altında denizi seyrediyorduk. Deniz de fazla mesai yapmış bir işçi gibi homurdanıyor, kükreyen dalgalarını bizi ve yaşadığımız bu kenti silip atmak için üzerimize salıyordu. Ortalıkta henüz gemi görünmüyordu. Fakat bu hiç kimse için bir umutsuzluk kaynağı olmuyor, gözler ufukta belirecek o bilindik karartıyı merakla bekliyordu. Nasıl beklemesinlerdi? Herkes ona bir kurtarıcı gözüyle bakıyordu. Bu boğucu, sıkıcı ve somurtan şehirden kurtulmanın yoluydu o.

Arkadaşım ağzını montunun içine doğru çekmiş, boğuk çıkan bir sesle söylendi, “Sen de gelsen iyi olurdu.”

“Gelemem,” diye kestirip attım. Üzerinde çok konuşmuştuk çünkü. Yeniden aynı yolların sıkılgan yolcuları olmamıza, aynı tartışmaları yürütmemize gerek yoktu. O gidecekti, ben kalacaktım. Olur da bu dalgalar bir kule gibi yükselir, bu dağlar onun altında inim inim inler, tüm şehir suların altında kalıp Antik Çağ’ın kayıp uygarlıklarının arasında yerini alır, Sultan Ahmet’in minberinde bir balık vaaz verirken, gökdelenler bile insanları kurtarmaya yetmez ise, işte o zaman da ben de tüm köprüleri atar ve kendi yolculuğuma çıkardım. Ama şimdi değil… Bir parçam buradaydı çünkü ya da onun bir parçası da bendim.

“Sen bilirsin,” diyen buğulu sesi işittim. Bu arada gemi de ufukta görünmüş, herkes toparlanıp yükünü yüklenmeye başlamıştı. Öylece küskün, bir an önce kıyıların kumsal, insanların çiçekten olduğu yere gitmek istiyorlardı. Burayı unutmak, hayallerini süsleyen o topraklara göçmek…

Az sonra gemi rıhtıma dalgalara rağmen zar zor yaklaşıp, herkes birer ikişer kalkıp vedalarını öpücükleriyle süsleyip geminin içinde kendi yerlerini aramaya koyulunca, arkadaşım da küçük bir çantadan ibaret olan yükünü eline aldı ve boş gözlerle yüzüme baktı. Biraz sonra ulaşacağı sıcak yeri düşlemiş olsa gerek artık ağzını montunun içine gizlemekten vazgeçmişti. Eğer diye düşündüm, elindeki çantasına bakarak, ben de gidecek olsaydım, bundan daha fazla şey taşırdım yanımda. Fakat insanın taşıyamayacağı kadar bir yükü varsa bence ayrılmamalıydı toprağından. Bu toprak betondan ibaret de olsa böyleydi. Sonra aniden arkadaşımın tıraş olmuş yüzünü hissettim yanaklarımda. Veda ediyordu. Kendime iyi bakmamı, istediğim zaman yanına gelebileceğimi söyledi. Bir misafir, ya da daimi bir komşu olarak… Gülümsedim. Az sonra gemiye bindi ve o alışageldik el sallayışlara bile gerek duymadan gözden kayboldu. Bir süre gidenleri izledim. Davranışlarından bir hayli evhamlı olduğu anlaşılan sarışın ve genç bir kadın elindeki fazla yükü azaltmaya çalışıyordu sağa sola hediyeler vererek. Öyle ki benim yanıma da gelip bir yün kazak verdi; soğuklardan korunmam için. “Buraların kışı eski kış değil,” dedi rüzgarla dalgalanan saçlarını eliyle düzeltmeye çalışarak, “baksanıza şu havaya… Diyorlar ki bir tsunami kopacakmış… Hem de Akdeniz ve Ege’de… Buraları bile yerle bir edecekmiş. Kaçın buradan!”

“Başkasının evinde yanıp kurumaktansa, kendi evimde boğulmayı tercih ederim,” dedim. “Gideceğiniz yerde su bulamayacaksınız hem. Ama burada, su bolca var… Ve bir kesişme noktasındayız, kıtaları kıtalara, suları karalara, umutsuzluğu da umut çağına bağlayabiliriz. Köprüler hala sağlam. Bir el uzatsak...”

Fakat o son sözlerimi söyleyemeden çoktan uzaklaşmıştı. Gözleriyle endişeli endişeli etrafı süzüyor, gemi görevlilerine kendisini de alması için bağırıyordu.

Sarışın kadın da bindikten sonra gemi, altında fokurdayan köpüklerle, yavaş yavaş uzaklaşmaya başladı. Uzaklaştıkça bir hayalet gibi belirginliğini kaybediyordu. Acımasız dalgalar her bir yanını sarmış, onu bir beşik gibi sallıyordu. Bir süre gözlerimle takip ettim onu. Ufukta bir karartı halini alınca dalgalara ve bu güçten düşmüş rıhtıma baktım. Rıhtımın bu dalgalara fazla dayanamayacağı belliydi. Önce bir dalgakıranla işe başlamak gerekiyordu.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplumcu kümesinde bulunan diğer yazıları...
Uyanış
Ütopik Sahiller (1)
Ecstasy

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Günün Sonuna Yolculuk
Ölüm Döşeğinde Puslu Aşka Keşfi (2)
Ölüm Döşeğinde Puslu Aşk Keşfi (1)

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Seni Düşünmek [Şiir]
Yüzyıllık Yalnızlık [Şiir]
Kan (At) Lı Geceler [Şiir]
Hedef [Şiir]
Mahpus [Şiir]
Işık Hızını Geçmek Mümkün Mü? [Deneme]
Tırnak Yeme Meseli [Deneme]
Kim İçin Din ve Vicdan Özgürlüğü? [Deneme]
Yalnızlık [Deneme]
Mutlu Bir Evlilik İçin 4 Altın Kural [Deneme]


Mikail Boz kimdir?

Mikail BOZ

Etkilendiği Yazarlar:
N. Gogol, F. Kafka, J. M. Coetzee, L. F. Celine, M. Proust, A. Camus


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Mikail Boz, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.