..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Herkesin derdi başka. -Orhan Veli
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > Mikail Boz




2 Eylül 2007
Mutlu Bir Evlilik İçin 4 Altın Kural  
Mikail Boz
Mutlu bir evlilik için neler yapmak gerekir? İşte cevabını aradığımız soru bu.


:BGFI:
SAMİMİYET:
Samimiyet sözcüğünden anlaşılması gereken, eşlerin duygularını tam doğallıkla yansıtması ve onların ifadesinde de eğrilmelere ve bükülmelere izin vermemesidir. Aslında sadece evlilik ve aile ilişkilerinde değil, tüm toplumsal ilişkilerde bir samimiyet sorunu, karşımızdaki kişinin ifade ettiği duygu ve düşüncelerin ne kadar doğru ve gerçek olduğu konusunda kuşkular yaşarız. Başımıza gelen bir felaket gerçekten onu üzmüş müdür, yoksa üzülmüş gibi görünmeyi mi yeğlemektedir? Toplumsal hayat her ne kadar çeşitli sorumluluklarla örüntülü olsa da ve belirli roller ve kalıplar uygulanagelse de, hissettiklerimizle yansıttıklarımızın birbiriyle örtüşmesi bizi sahte duygu ve düşüncelerden arındıracağı gibi, karşımızdaki kişiyi de aynı gerçek düzleme çeker. Samimiyet, “Sen eskiden böyle değildin,” tümcesini ileride duyma sıklığını azaltacaktır. Şu halde bu sözcük iki olasılığı ifade eder, ya değişmisidir, ya da “özümüze” dönmüşüzdür. Bence birincisi, yani değişmek daha fazla tercih edilmesi gerekendir.

Sevgilinize dair birinci soru: Bana karşı samimi mi? Samimiyetinin sınırları ne?

RUH BİRLİĞİ/AMAÇ ORTAKLIĞI:

Evlenecek iki kişi arasındaki ruh birliği olmazsa olmaz ikinci kuraldır. Yani sevenlerin ortak bir bedendeymişçesine hareket etmesidir. Ancak bu ruh birliği asla her konuda aynı fikirde olmak, aynı tavrı göztermek değildir. Bazen düşüncelerimizin bizi götürmek istediği yerle, yüreğimizin götürmek istediği yer farklı olması gibi, ruh birliği bir karşıtlıktan güç alıp, bağlılığı daha da kuvvetlendirebilir. Zira ruh birliği bir sanatçı ruhunu da zorunlu kılar; sevdiğinize bir sanatçı gözüyle bakar, onun kendi kendine güzel olmasını beklemez onu güzel olarak da yaratırsınız.

Öte yandan ruh birliğinin nerden kaynak aldığı önemli bir konudur; ruh birliği nasıl sağlanır? Aslında bunu anlamak, daha doğrusu iki kişi arasındaki ruh birliğinin olup olamayacağını anlamak zor değildir.

İnsanların hareketlerini, tavırlarını, eylemlerini, ya da kısaca insanı etkileyen bir özne olarak ele alırsak, insan eylemlerini yöneten temel onun HEDEFLERİDİR. Bilince çıkarılmış ya da bilinçaltına itilmiş hedeflerimiz eylemlerimizi de yönetir. Bilerek ya da bilmeyerek bir on yıl sonra nerde bulunmak istediğimiz konusunda bir resim çizer ve orda bulunabileceğimize dair bir olasılık seziyorsak buna uygun hal ve hareketlerde bulunmaya başlarız. Bu da insanlardan tutun, doğayla ve tüm nesnelerle kuracağımız ilişkinin temeli haline gelir. Klasik Türk Filmlerinde de sık sık rastlayageldiğimiz gibi, zenginlik ve lüks içinde yaşamak isteyen birisi ile, mütavazi bir yaşam sürmek isteyen kişi arasında bir ruh birliği kurmak, ONLAR BİRİBİRiNİ SEVSE DE olanaklı değildir. Çünkü farklı hedefler peşinde koşuyorlar, bu hedefler onların yollarını ayırıyor, öncelikleri onları birbirinden uzaklaştırıyordur. Filmlerde de mutlu sonların zatlardan birisinin hedefinden vazgeçmesi ya da ikisi arasında bir denge kurulması yoluyla olageldiğini de görürüz.

İkinci soru: Yaşamımızdaki temel hedefler uyuşuyor mu? Ortak amaçlarımız var mı?

FİZİKSEL KOŞULLAR:

Fiziksel koşullar diğer iki maddeden tümüyle ayrı bir kıstastır. Birçok açıdan da kişinin kendisine bağlı olmayan nesnel koşullardır. Bu sınıfsal/sosyal farklılar olduğu gibi, esas itibariyle kişilerin yaşamlarını ikame edebilme becerisi ve bunu nasıl bir çevre, toplum, koşul, mekanda yaşamak istedikleriyle ilintili bir konudur. Elbet herkes güzel bir yerde yaşamak isteyecektir. Ancak şunu unutmamak gerekir ki, SEVGİ ZAMAN İSTER. Bu yüzden Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşi’sini dikkatle okumanızı öneririm. Eğer bir evlilik evli olan kişilerimzin en temel ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaksa ve gelecekte de bunların giderilmesi konusunda fazla umutkar değilse, eşler birbirlerine zaman ayıramıyorsa, o evliliğin fiziksel koşulları yerine gelmemiş demektir.

Üçüncü soru: Temel Gereksinimlerimizi Ne Ölçüde Giderebiliriz?

KAŞİF RUHU:

Son maddemiz basitçe keşfetme arzusudur. Evli olduğumuz kişiyi yine ve yeniden tanıma arzusu, onu yeniden yeniden kurgulayıp FARKLILIKLARINI tanıma arzusudur. Keşfetme arzumuz bir şeyi tam olarak bildiğimize kanı getirdiğimizde biter. Halbuki insanın ne kadar büyük gizlere sahip olduğunu dışarıdan değil KENDİMİZDEN biliriz. Eşinizi bir anda tümüyle bilmek, baştan sona tüm tavırlarını bilmek istemeyin, buna çalışmayın. Onu yıllara yayılmış bir emekle tanımaya, anlamaya, keşfetmeye çalışın. O zaman o sizin için her zaman üzerinde taşıdığı ve sizin açmanız için bekleyen bir gizin taşıyıcı olacaktır.

Dördüncü soru: BENDEN BİR KAŞİF OLUR MU?

Benim aklıma gelen bu temel maddeler elbet çeşitlendirilebilir, ayrıntılandırılabilir. Ancak bunlar sanırım mutlu bir evlilik için arzu ettiğimiz sağlam temeli sağlayacaktır.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Işık Hızını Geçmek Mümkün Mü?
Tırnak Yeme Meseli
Kim İçin Din ve Vicdan Özgürlüğü?
Yalnızlık
Yaşamın İplikleri
Bay Meursault Gibi Yaşamak
Bağımsızlık
Sevgi

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Seni Düşünmek [Şiir]
Yüzyıllık Yalnızlık [Şiir]
Kan (At) Lı Geceler [Şiir]
Hedef [Şiir]
Mahpus [Şiir]
Yeşil Canavar [Öykü]
Utanç [Öykü]
Günün Sonuna Yolculuk [Öykü]
Dalgakıran [Öykü]
Ölüm Döşeğinde Puslu Aşka Keşfi (2) [Öykü]


Mikail Boz kimdir?

Mikail BOZ

Etkilendiği Yazarlar:
N. Gogol, F. Kafka, J. M. Coetzee, L. F. Celine, M. Proust, A. Camus


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mikail Boz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.