..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir deliyle başederken, yapılacak en mantıklı şey normal rolü yapmak. -Herman Hesse
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Destan > Mehmet Sinan Gür




7 Ocak 2011
10 Ağustos 1915 Anafarta Ovası  
Mehmet Sinan Gür

:CJJD:
Bütün birlikler birbirine girmişti
Kim nereden belli değildi
Sivilde Hukuk Fakültesi öğrencisi
Aynı zamanda coğrafya öğretmeni
Numune-i İrfan Mektebi’nde muallim
Askerde
Yedek subay aday adayı Hakkı Efendi
Bulunduğu yerde subay sayılan tek kişiydi
Erler çaresiz kalınca
Ne diyecek diye
Koşup geliyordu Hakkı Efendi’ye
Gözünün içine bakıyordu
Onları kurşundan koruyacak
Evliya gibi görünüyordu gözlerine
Hava karardı
Düşman ateşi altında
Toparladı erleri Hakkı Efendi
Bakmadan kimin hangi birlikten olduğuna
Bir sıraya sokup dizdi düşmanın karşısına
Uzandı hat Menteş Tepe yakınlarına kadar
Kendinizi emniyete alana kadar
Burada siper kazacaksınız dedi
Küreği olanlar kürek
Olmayanlar parmaklarını tırnaklarını kullanacak
Uyumak yasak
Başlarına iki çavuş dikti
Erler çalışmaya koyuldular
Biraz hareketsiz kalsalar
Başları düşüyordu toprağa
O kadar uykusuz
yorgundular
Hiç ayakta uyunur mu
Kimi ayakta uyuyordu elinde tüfek

İleride düdükler çaldı
Düşman askerleri çekildi
Ateş kesildi
Yemek İngiliz bisküvisi
İngiliz reçeli
Gelirse geriden kurtlu bakla
Tanesiz üzüm hoşafı
Duruldu biraz ortalık
Sessizliğe büründü Anafarta Ovası
Hakkı Efendi bundan yararlanıp çevreyi keşfe çıktı
Sabah yemyeşil olan fundalık
Şimdi kül kömür karası
Bir dere yatağında yanmış
etleri yarılmış
çok sayıda ceset gördü
Manzara ürkünçtü
korkunçtu
Bunlar şehit
veya çok ağır olduğu için yarası
kaçamayan
ateşe bakarak yanan erlerdi
Kendilerine yapmak
Başkalarını yakmak
Buydu İngiliz’in en büyük numarası (*)

(*) 2. Dünya Savaşı'nda da alev makinesini icat ettiler.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın destan kümesinde bulunan diğer yazıları...
Nazım Hikmet'ten Çanakkale Şiiri

Yazarın şiir ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ateş ve Ölüm (Bütün Şiirler 16. 07. 2009)
Seni Seviyorum Bunalımı
İncir Ağacı
Bir Dosta E - Mektup
Sevgisizlik
Mor Çiçekler
Eskiden

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Ruh Çağırma Operasyonu [Öykü]
Çoban Yıldızı [Öykü]
Mahalle Baskısı [Öykü]
Kırmızılı Ev [Öykü]
01 03 Celladın Önündeki Adam [Öykü]
Trafik Işıklarına Uyan Köpek [Öykü]
Üniforma [Öykü]
Balerinin Ölümü [Öykü]
Safiye'nin Püskülleri [Öykü]
Karışıklık [Öykü]


Mehmet Sinan Gür kimdir?

Yazmayı seviyorum. Bir tümce, bir satır, bir sözcük yazıp altına tarihi atınca onu zaman içine hapsetmiş gibi oluyorum. Ya da akıp giden zamanı durdurmuş gibi. . . Bir fotoğraf, dondurulmuş bir film karesi gibi. Her okuduğunuzda orada oluyorlar ve neredeyse her zaman aynı tadı veriyorlar. Siz de yazın, zamanı durdurun, göreceksiniz, başaracaksınız. . . . Savaş cinayettir. Savaş olursa pozitif edebiyat olmaz. Yurdumuz insanları ölenlerin ardından ağıt yakmayı edebiyat olarak kabullenmiş. Yazgımız bu olmasın. Biz demiştik demeyelim. Yaşam, her geçen gün, bir daha elde edemeyeceğimiz, dolarla, altınla ölçülemeyecek bir değer. (Ancak başkaları için değeri olmayabilir. ) Nazım Hikmet’in 25 Cent şiiri gerçek olmasın. Yaşamı ıskalamayın ve onun hakkını verin. Başkalarının da sizin yaşamınızı harcamasına izin vermeyin. Çünkü o bir tanedir. Sevgisizlik öldürür. Karşımıza bazen bir kedi yavrusunun ölümüne aldırmamak, bazen savaşa –yani ölüme- asker göndermek biçiminde çıkar. Nasıl oluyor da çoğunlukla siyasi yazılar yazarken bakıyorsunuz bir kedi yavrusu için şiir yazabiliyorum. Kimileri bu davranışımı yadırgıyor. Leonardo da Vinci’nin ‘Connessione’ prensibine göre her şey birbiriyle ilintilidir. Buna göre Çin’de kanatlarını çırpan bir kelebek İtalya’da bir fırtınaya neden olur. Ya da tam tersi. İtalya’daki bir fırtınanın nedeni Çin’de kantlarını çırpan bir kelebek olabilir. Bu düşünceden hareketle biliyorum ki sevgisizlik bir gün döner, dolaşır, kaynağına geri gelir. "Düşünüyorum, peki neden yazmıyorum?" dedim, işte böyle oldu. .

Etkilendiği Yazarlar:
Herşeyden ve herkesten etkilenirim. Ama isim gerekliyse, Ömer Seyfettin, Orhan Veli Kanık, Tolstoy ilk aklıma gelenler.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.