Geçmiş ölmedi. Henüz geçmedi bile. -William Faulkner |
|
||||||||||
|
Sadece yaşlanıyoruz… Kırışıklarımız hem derinleşiyor hem de artıyor, saçlarımız dökülüyor. Belki kilo alıp vücudumuz yağ bağlıyor ama değişen sadece derimiz ve tenimiz değil mi? Heyecanımız, yaşama sevincimiz, devam ediyor ve yüreğimiz hala sıcacık diyorsanız sizin çirkinleşmeniz zaten mümkün değil. Birde bunları kabullenemeden; gençleri görüp, neden yaşlandığını, başarıyı görüp neden başaramadığını düşünüp, haksız kıskançlığıyla çirkinleşenler. Evet, saçlarını boyayabilir, güneş odasında bronzlaşabilir, dünyanın en kaliteli, en pahalı elbiselerini de giyebilirler. İyi de kalbini nasıl ak göstereceksin. Böyle bir boya yok boşuna heveslenmesin kimse. Şişmansın ama senden çok daha şişmanlar o kadar güzeller ki o kadar sevimliler ki, zayıfsın ama senden daha zayıflar o kadar içten, o kadar sıcak, o kadar merhametliler ki. Vücut ölçüleri belki kalıplaşmış ölçüleri tutmuyor. Yüz güzellikleri belki fazla değil ama gelişen dünyada bunların pek önemi yok olsa bile estetik cerrahi neler yapıyor. Yok, sen sevinme! Senin böyle şansın da yok. Deve kuşuyla akrabalığın var mı diye sordum. Mecbur kaldım sordum sana ama bunu bile anlamadın. “Bence çirkin ve sevimsiz bir hayvan” dedin. Deve kuşunun sana benzerliği bazı olaylar karşısında kafanı kuma sokmandı hâlbuki... Çünkü işine gelince öyle davranıyorsun. Ama emin ol akrabalığın varsa bile, sen o ırkın da en çirkinisin. Seni tanımayıp resmine bakan “a ne güzel” diyebilir. Ama onlar sadece resmine bakanlar, seni tanıyanlar değil. Hatta topluluk içinde ilk defa görenlere biraz daha dişlerini göstererek gülebilirsin ama sürekli böyle kalamazsın yemek yerken ve konuşurken yakalanacak gerçek yüzün ve kalbinin bütün çirkinliği ortaya çıkacak. Haksız ve acımasız hırslarınla birleştiğinde sana bakan gözler tek tek başka taraflara yönelecekler. Ve tekrar kötü kalbin ve kin dolu duygularınla baş başa kalacaksın. Bırak derini, bırak gözlerini, kıyafetlerini, para hırsını esas ruhunu güzelleştir. Eminim bunu ilk defa duymuyorsundur. Bir kötüye kötü demek ya da kalbi çirkine çirkin demek birileri için zordur. Benim için değil artık çünkü ben üzüleceğime çirkin insanların yaptıklarına yüzlerine bakarak söyleyeyim çirkinliklerini. Ama… Ama sen üzülemezsin… Çünkü sende böyle bir duygu yok Üzülebilmek bir erdemdir. Sadece seni sinirlendirdim değil mi? Sinirlenince yapacağın yeni kötülükler iftira atma taktikleri ile dolu bilmem kaç ciltlik kitabını mı açtın? Çirkin kalbinin derinliklerinden beyninin en uç sinirlerine kadar kanının her hücresi ”yaşasın kötülük” sloganını taşırken tutamazsın kendini biliyorum. Saldırmaya iftiraların, yalanların ve vücut dilinle devam edeceksin. İşte şimdi daha da çirkinleşeceksin. Nasıl kötülük yaparım diye düşünme! Şeytanın yanında ona danış. Serptiğin kötülük tohumlarının yeşermesini bekliyorsun biliyorum ama boşuna bekliyorsun. İnancımla tek tek kurutacağım onları daha filizlenmeden. Sevgili deve kuşu senden özür diliyorum. Lütfen, sende vazgeç artık kafanı kuma sokmaktan! Bak, neler yazdırıyorsun… (Gürsel ÇOLAKOĞLU)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © gürsel çolakoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |