İnsan melek olsaydı dünya cennet olurdu. -Tevfik Fikret |
|
||||||||||
|
Dönem yanlış belki de… Ya da yanlış zaman diliminde birileriyiz. Anlamlı düşünenlere, anlamsız anlamsız bakanların döneminde miyiz?” Görmemek için sanki bakıyorlar. Komut verenleri var belki de, bakılacak bak! Görülecek gör! Düşünülmeyecek düşünme! Konuşulmayacak, sus! Bu emirlerle idare edilenlerin yani hür iradeden yoksunlarla nasıl özgürlük ve demokrasi ile insanın insan gibi yaşama hakkından bahsedilebilir? Bakmama, konuşmama özgürlüğü mü istenilen? Demek bir de düşünmeme özgürlüğü var. Düşünmüyorum o halde kimse bana zarar veremez ve özgürüm. Yürüyorum çevreme bakmadan, hiçbir şey görmeden, hiç sorgulamadan… Düşünmeme özgürlüğü ve rahatlığı var ya, söylüyor kendine; sakın düşünme! Sadece “nefes alıyorum, bu bana yeter” zihniyetinde olanlarla hangi baskıları ve eşitsizlikleri, adaletsizlikleri nasıl gösterebilirsiniz ki? “Bana bu özgürlük bile fazla” dedirtilenlerle neyi tartışmalıyız? Göremeyene, nasıl göremezsin demenin manası ne? Göremeyen, konuşamayan, düşünemeyene, baskıların üzerine neden gitmiyorsun demeye gerek var mı? İşte çoğu insanın yaptığını sen neden yapamıyorsun; yani “düşünememe”ya da düşünemeyen gibi düşün, bakamayan gibi bak, konuşamayan gibi konuş. Sonrada git, düşündürmeyeni, baktırmayanı, susturanı alkışla… İşte kaliteli bir yaşam sana… Daha ne istiyorsun? Hırsızları, arsızları, şerefsizleri, adileri, hainleri, satılmışları göremeyeceksin işte. Al sana huzur… Düşündürmek, konuşturmak istemeyenlerin bunlar olduğunu dayanamayıp ya düşünürsem ve konuşursam; “kin ve düşmanlığa sevkten” yargılanır mıyım acaba? Anlamsızlıklarla kavga etmek yerine konuşmak ve düşünmek suçunu işlemek bence çok anlamsız, bunu düşündüm işte, suçluyum o halde. Anlamsız ama suçluyum toplum önünde, öyle gösterilecek nasılsa. Anlamsızlıklara başkaldırmak yalnızlık olacaksa artık olsun ne yapalım, anlamsızlıklar arasında zaten yalnız kalmadık mı? Gözünüz aydın anlamsızlıklarla kavga etmiyorum artık sadece düşünüyorum… Demiş ya Descartes; “düşünüyorum o halde varım”. Aslında gerçek bugün şu oldu; “düşünüyorum o halde rezil durumdayım”. E, buda tarihte bize yazılsın artık… (Gürsel ÇOLAKOĞLU)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © gürsel çolakoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |