..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bulanmadan ve donmadan akmak ne hoştur. -Mevlânâ
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > gürsel çolakoğlu




7 Mart 2011
Anneler ve Şehitleri...  
gürsel çolakoğlu
İçinden keşke o zamanlar biraz daha çok sarılsaydım, koklasaydım, öpseydim diyor telefonda oğlunu dinlerken… Sünnet düğününde oğlunun boncuk boncuk gözyaşlarına dayanamayıp onunkinden daha çok miktarda gözyaşlarını içine akıttığı günü hatırladı.


:BBGJ:
Telefon çalıyor akşam saati, anne yüreği pırpır koşuyor telefona. Yatsıyı kılmış uyumamış. Biliyor oğlunun arayabileceği saati. Konuşma başlıyor, ama anne oğlunun sesini daha çok duymak için bir şey sormak istemiyor. Sadece dinliyor. Telefonda da olsa sadece dinlemek… Kokusunu o konuşurken hissediyor, nasıl unutabilir ki? Sıkıntılarını, dertlerini, kadın olmanın zorluklarını ona bakarken unuttuğu, dünyadaki tek dayanağı, tek tesellisinin kokusunu… Kelimeler önemli değil sadece o ses önemli. O sesi tahlil etme yeteneği öyle gelişmiş ki diğer anneler gibi. Hasta mı, halsiz mi, yorgun mu, kederli üzüntülü mü yoksa sakladığı bir şey mi var? O sesi dinliyor anlamak için…
***
Bebekken meleklerin güldürdüğünü düşündüğü o yüzü, minik ayaklarını gıdıklayarak gülmesini sağladığı ağzında dişleri olmadığı zamanlardaki kahkahasını, altını değiştirirken onu ıslattığı günleri, gaz çıkarma merasimlerini… Ev hali; ezildiği horlandığı günlerde teselli bulmak için sarıldığı, kokladığı, dertlerini içerisine sakladığı ninnileri söylediği akşamları…
İçinden keşke o zamanlar biraz daha çok sarılsaydım, koklasaydım, öpseydim diyor telefonda oğlunu dinlerken… Sünnet düğününde oğlunun boncuk boncuk gözyaşlarına dayanamayıp onunkinden daha çok miktarda gözyaşlarını içine akıttığı günü hatırladı.
Sonra komşu oğlunun küçülen okul önlüğünü istediği günü düşündü. Zaten kitaplarını da onlardan istememiş miydi ki… Önlüğün kolları biraz küçük olmuştu, buna rağmen onu giydiği gündeki sevinci başkaydı oğlunun. O zamanki önlük de, telefonun yanında duvarda asılı resmine baktığında, şimdiki kıyafeti de çok yakışmıştı. Liseye gönderip göndermeme konusu tartışıldığı akşamı düşündü, eşine ilk kez o akşam karşı çıkmıştı, parasızlığa ve çaresizliğe lanet ettiği o günü hatırladı. Zor da olsa o kazanmıştı anne ve oğul mücadeleyi. Lise işi tamamdı. Oğlunu sadece yazın tarlaya soktu. Ama üniversitenin olamayacağını o da biliyordu. Ne yakışırdı üniversite öğrenciliği diye çok kısa bir hayal yaşadı. Sonra asker ocağına uğurlandığı gündeki arkadaşları ile kol kola yürümelerini, oyunlarını… Ne çok arkadaşı vardı oğlunun. O gün duyduğu gurur yüreğine tekrar uğramıştı. Demek ki oğlunu iyi yetiştirmiş, yoksa bu kadar seveni olur muydu?
Askere giderken adettir. Büyüklere, akrabalara yollamıştı oğlunu. O günün akşamını hatırladı. “Cebime paralar koydular istemedim, ama zorla verdiler, ben bu parayla acemi birliğini geçiririm, babamın verdiği parayı sana vereyim, lazım olur” dediği akşamı…
Gözyaşlarını silerken neden bu akşam diğer akşamlara göre daha çok yaş aktığına bir mana veremedi anne…
***
Bir türlü “hakkını, sütünü helâl et anne” diyemiyordu annesine oğul. Aylar önce ilk dağıtım yerinde telefon açıp dediğinde annesi çok kızmıştı. Ama nasıl oldu ağzından o kelimeler dökülmüştü bu akşam anlayamamıştı. Asıl şaşırdığı annesinin ‘helal olsun oğlum’ demesiydi. Bu sefer kızmamıştı hayret diye düşündü telefonu kapatırken.
***
Yine akşam oldu, telefonun başında anne, fakat karşıdaki ses oğlu değil, adreslerini soran biri… Adresi verdikten birkaç dakika sonra kapı çalındı… Zil sesi tuhaftı, kapıya gidemiyordu, boğazında müthiş bir yanma, sanki yer yok, gök yok. Kapıyı açtığında geçmişin geleceğin, varlığın yokluğun, hiçbir şeyin hissedilmediği bir an yaşadı. Kapının önünde bulunanları göremedi bile…
     
Not; Kahpe mayınlarla kaybettiğimiz şehitlerimize rahmet diliyorum. Şehitlerimizin annelerinin ağzından çıkacak birkaç sitemli kelimeyi anlayışla karşılama büyüklüğünü keşke herkes gösterebilse… Bir tarafta oğlunu kaybetmiş yüreği yaralı bir anne, diğer tarafta bir sitem yüzünden gururu incineceğini düşünen birileri…
(Gürsel ÇOLAKOĞLU-Karadeniz Gazetesi-Mayıs, 2007)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Devlet Adamına Öğüt...
Issızlıkta...

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kadınım Yalnızlık Kokuyordu...
Vitrin Gibi Hisseden...
Gelincik Çiçeklerini Gözyaşıyla Sulamak...
Aynaya Yorgunca Bakan Kadın...
Anlamsızlıklarla Kavga Etmiyorum Artık
Gardiyan Gölgeler...
Emekçi Olmayan Kadın Var mı?
Deve Kuşundan Özür Diliyorum.
Düğün Mevsimi ve Havai Fişekler...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Ah... [Şiir]
Solduk Ama Ölmeyeceğiz... [Şiir]
Damla Gibi... [Şiir]
Bir Çınar Altında Mesela... [Şiir]
Feleğin İşbirlikçisine... [Şiir]
Aşure Gibi Biri İşte... [Şiir]
İsyanım Var... [Şiir]
Libya'dan... [Şiir]
Şehitlerin Asenaları... [Şiir]
Merhaba Arkadaşım... [Şiir]


gürsel çolakoğlu kimdir?

gurselc@hotmail. com


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © gürsel çolakoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.