Kod Adı: Yaşam
(Nurol Banabak) 22 Ocak 2002 |
Yaşam |
| |
Kod adı: Yaşam, olan terorist, bütün mazgallarımdan yüreğime-bilincime saldırarak, ‘Yaz!,’ diyor, bana. ‘Hangi ruh hali içinde olursan ol, yaz!:’
|
|
Ömür Uzun, Aşk Kısa!
(Nurol Banabak) 20 Ocak 2002 |
Başkaldırı |
| |
Herkes gündelik yaşamın hay-huyunda, herkes işinde-gücünde;
mutlular mutlu-mutsuzlar mutsuz. Ama yine de insan gibiler.
Ben, insan gibi olamıyorum.
Kimse görmüyor ama ben farkındayım ‘büyük son’un,
o kıyametin gelip-çattığının.
|
|
Düzyazının Yetmezliği, Şiirin Dilsizliği!
(Nurol Banabak) 20 Ocak 2002 |
İlişkiler |
| |
Biliyorum, ‘çok söz hamal yüküdür, demişti, Y.Emre.
Kısa keseceğim.
Zaten enbaşından, herşey de, konuşulmuş-yaşanmış değil midir?
Yaşanmamışlıklardan ardakalanların son çırpınışları ise, Yazı!
Kısa!.. Çok kısa!..
|
|
Aforizmalar
(Nurol Banabak) 12 Ocak 2002 |
Yaşam |
| |
-Aforizmalar güvenlikli elbombalarıdır; hedefi bulmadan patlamaz!
|
|
Nazlı Yare Mektup
(Nurol Banabak) 8 Ocak 2002 |
Özlem Şiirleri |
| |
On-onbir- oniki-onüç...
Senin dudaklarında bir şiir...
On dört,
Dudakların şiir.
On beş
İkimiz şair...
|
|
Kaza
(Nurol Banabak) 8 Ocak 2002 |
Bireysel |
| |
Bir kaza daha istemiyorum
Öleyim yeter
|
|
Yazı-Yaşam
(Nurol Banabak) 7 Ocak 2002 |
İlişkiler |
| |
Tarihte Babil günleri. İnsanlar bir fesat kurmakta: Göğe doğru yükselen bir kule (Babil Kulesi) inşa edip üzerine çıkacak ve tanrıya ok atacaklar. Haberi alan tanrı, önlem olarak dillerini farklılaştırır o saat; artık birbirlerini anlamamaktadırlar ve kul |
|
Evcilik Oyunu
(Nurol Banabak) 2 Ocak 2002 |
Anı |
| |
Artık öykümüz yazılsın mı diyorsunuz?
Yani varsınız gerçek bir yaşam öyküsüne...
|
|
Bir Depresyona Metafor
(Nurol Banabak) 24 Aralık 2001 |
Destan |
| |
Bir Depresyona Metafor
(“Dünya, yolumuzu kaybetmemizdir.” F. Kafka)
( Belki de beni tanıyacaksın! )
Karanlık.
Kral, küskün.
Kral, tacını fırlatıp atıyor.
“Bir daha asla!” “Bir daha asla!& |
|
Öteki
(Nurol Banabak) 18 Aralık 2001 |
Deneysel |
| |
Öteki
Hiçbir koşul, atılmışlığını-ayrılmışlığını tüketemez;
O, Öteki’dir!
Nietzsche’nin; yücesine tırmandığında, dışarıda bıraktığı,
Heidegger’in; Varoluş’unu eksikli bulduğu, nihai
Otantik oluşunu (özgür oluşunu) ölümüyle |
|
|
Yazı benim için basit bir edim değildir;
ruhum, yazdığım her sözcüğün bedelini öder.
Uyduruk mutluluklarımı yıkar yazı;
yeni bir dünya kurarım bedenimi kayalıklarında
kuzgunlara sunduğum.
Öyküm acıdır, ama, aldanış değil.
Belki de dünyayı daha iyi yapmanın bir yolu yoktur,
çünkü ölüm her zaman vahşi kalacaktır.
En mutlu an değil midir ölümün en korkunç göründüğü an
ve her yazı edimi bir pazarlık değil midir ölümle:?
Korkunç\'un elinden ne kurtarabilirsek!
(6 Kasım 2001 RİZE)
Nurol Banabak
|
|