Balkondaki Adam
(Hulki Can) 1 Eylül 2009 |
Fantastik |
| |
Sanki kuzey demirçeken iğinden güney demiritene, devingen doğudan durağan batıya, uçlarından tüm ışınımların, dönence, enlem ve boylamların, yerküre ve suküre üzerine durmadan ateş saçan büyük bir bulut geliyordu. |
|
Soytarı Zaman
(Hulki Can) 8 Aralık 2009 |
Modern |
| |
Cumartesi akşamları aile için önemli bir gündü. O gün sinema makinesi ve ayaklı
perde büyük bir törenle kurulur, aygıt özenle yağlanır, çaylar, kakaolar, elmalı
pastalar, pandispanyalar hazırlanır, bebekliğimizle ilgili veya gezilerde çekilmiş
siyah beyaz filmler ve çizgi filmler seyrederdik.
|
|
İki Eski Kayakçının Son Mektupları
(Hulki Can) 3 Şubat 2010 |
Anı |
| |
Bir zamanlar uzak dağların buzulsu kokularını taşıyan, karları savuran, hülyalı fırtınaların durmadan kaynaştığı çok yüksek tepelikler, geniş yaylalar vardı. Bu bomboş tepelerin en yüksek noktası Erciyes Tanrı katına basamak, Tekir yaylası tapınak, kayak da yaşamın ta kendisiydi. Ne alınlarda çizgi, ne gönüllerde kaygı vardı. Rüzgarlar kanatları, karlı dağlar yuvalarıydı. |
|
Filizkıran
(Hulki Can Duru) 13 Nisan 2010 |
Modern |
| |
Hep kendini düşünen, kendi kendine söylenen, mırıldanan, kuran, uyuyamaz kalbinin çarpıntısından, geceleri ölüm korkusundan. Yükselirken göğe iri beden, iri gözler, iri memeler, iri göktaşları düşer art arda... Bu sonu gelmeyen buz, tunç, taştan suçlar, dualar ve günahlar okyanusunda büyülü halınla yükselirsin... |
|
Patigül
(Hulki Can Duru) 27 Nisan 2010 |
Modern |
| |
Oralarda bir yerlerde,
gökkuşağının ötesinde,
yükseklerde çok,
gökleri olan masmavi,
uzak bir ülke var,
bir zamanlar işittiğim bir ninnide,
düşlerin olanaksız gerçekleştiği,
limon damlası dertlerin eriyip gittiği...
(“Oz Büyücüsü”, Gökkuşağının Altında, Judy Garland) |
|
Dragos Hülyaları
(Hulki Can Duru) 5 Mayıs 2010 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Hava kararıyor. Işıklar daha yanmadı...Yandaki yazlık konağın pencereleri bomboş, perdesiz, çiçeksiz...... Su sesleri kesilir gibi oluyor. Yakacık tepelerinde gecikmiş yolcular iç geçiriyorlar. Umutla bekliyorlar. Kuşlar yorgun argın yuvalarına dönüyor. Sayfalar çevriliyor. Manastırın ürperti veren hazin çan sesleri, belli belirsiz, Süreyya Plajının yalı kalıntılarına doğru yankılanıyor... Su kulesi öylecene duruyor. Yeryüzü sanki su kulesinin ayakları dibinde bitiyor... Daha ötesi, sonrasız ve saydam bir boşluk... |
|
Kağıttan Kaplan ile Sivrisinek
(Hulki Can Duru) 14 Şubat 2011 |
İronik |
| |
Bir gün Nasrettin Hoca yanına kağıttan kediyle demirden fareyi almış gidiyormuş. Bir göl kenarına gelmişler. Hoca yoğurt bakracını çıkarmış, eline az yoğurt döküp kağıttan kediye vermiş. Kedi mıncık mıncık olmuş. Sonra demir fareye dönmüş… (Gerisini anlatmayacağım işte ! Çünkü masal dinleyip ülke sorunlarıyla ilgilenmediğiniz için size kızdım…:))
|
|
|
Etnik şovenizm ve dinsel gericiliğin güçlendirilmesi için tüm kapılar ardına kadar açılırken ulusal kimliğimizin, bilincimizin, istencimizin ve cumhuriyet devrimleriyle büyük zorluklarla elde etmiş olduğumuz kazanım ve özgürlüklerin ayaklar altına alınması, Türk entelijansiyasını sindirmeye yönelik bilim adamları, aydınlar, hukuk, yargı ve medya üzerindeki yıldırma politikaları, Atatürk ve ordunun yıpratılmaya çalışılması kabul edilemez.
Buna izin verenler, bunu hoşgörenler, ülkenin bölünmesini kolaylaştırmak için bilerek dolaylı ve dolaysız yönlendirmeler planlayanlar, yeşil ışık yakanlar, arka çıkanlar, bir gün tüm bunların hesabını vermek zorunda kalacaklarını ve tarihte hangi sıfatlarla hatırlanacaklarını akıllarından çıkarmasınlar.
|
05.07.2010 12:06:25
|
Muhtelif görüşler |
| |
Atatürk'ün gerçek bir dahi olduğu nereden bellidir biliyor musunuz? Çünkü bütün ahmaklar, bütün beyinsizler, bütün budalalar, bütün kuş beyinliler, bütün gericiler, bütün takunyacılar ona karşı çıkmışlardır. |
|
04.07.2010 09:55:55
|
Muhtelif görüşler |
| |
Yeni Dünya Düzeni, Küreselleşme, Globalleşme aslında emperyalist, gerici ve insanlık düşmanı bir yağma ve yıkım sürecinin sürdürülmesi ve paylaşılması içindir.
Dünya halkları buna tüm gücünüzle karşı durun ve birleşin ! |
|
21.06.2010 12:00:09
|
Muhtelif görüşler |
| |
TOPLUMSAL SAVAŞIMDA İLERİCİ GÜÇLER BAZAN YENİLGİYE UĞRAR.
BUNUN NEDENİ ONLARIN DÜŞÜNCELERİNİN VE GİTTİKLERİ YOLUN YANLIŞ OLMASI DEĞİL, GERİCİ GÜÇLERİN İLERİCİLERE NAZARAN O AN İÇİN DAHA AĞIR BASMASI VE HALKI DİN İLE KANDIRMALARIDIR.
GERİCİLER EKONOMİK GÜÇLERİNİ VE DIŞ DESTEKLERİNİ YİTİRDİKLERİ AN İPLERİ KESİLEN KUKLALAR GİBİ YERE YAPIŞACAKLARDIR.
ANCAK, DİNİ KULLANARAK SİYASET YAPMANIN YANLIŞ OLDUĞUNU HALK GÖRMELİ VE BUNU YAPANLARI CEZALANDIRMALIDIR.
SİYASETİ VE DİNİ KULLANARAK ZENGİN OLANLARDAN HALK HESAP SORMAKTA KARARLI OLMALIDIR.
İLERİCİ VE DEVRİMCİ GÜÇLER GEÇİCİ OLAN YENİLGİYE UĞRAYABİLİR, AMA SONUNDA MUTLAKA UTKUYA ULAŞIRLAR.
BU UTKU YENİ BİR SIÇRAMA YARATIR VE DEVRİM ÇİÇEKLERİ ÇOK DAHA ÇABUK BÜYÜR, HIZLA GELİŞİR.
|
|
|