..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir sanatçı başarısız olamaz; sanatçı olabilmek bir başarıdır. -Charles Horton Cooley
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar > Ülkenur Kaynar




31 Ekim 2011
Çerden Çöpten  
Ülkenur Kaynar
İstanbul'u dinliyorum...


:BJBH:


Çerden Çöpten

Ayıp değil ya ayakkabıları çok severim. Çocukluğumda o kadar azdı ki...Çok sevinirdik yenisi alındığında. Başucumuza koyardık 23 Nisan müsameresi veya şeker bayramı ayakkabılarını.Tesadüf mü bilmem ama ayakkabıyla ilgili çok ta anım var.Örneğin lisede yatılı okulda bir arkadaşımız okuldan kaçmış, yakalanmıştı.Ayağında benim kiremit rengi ayakkabılarım vardı. ne kadar kızmış, ne kadar üzülmüştüm....( Arkadaşıma değil ayakkabılarıma) Yine çocukluğumda sanırm 4 veya 5. sınıfta,1 Temmuz deniz bayramında kordon boyunda, kalabalıkta denize düşmüştüm, çok ağlamıştım tabii yeni ayakkabılarıma, rengarenk çizgi çizgi bez ayakkabılardı.

Sonra yatılı okulun Sümerbank ayakkabıları. Çabucak küçük kalırlar, ayağımızı vururlardı.Yine de biz onları çok severdik.Bugün ayaklarımdaki ( parmak ve tırnaklarımdaki) arızalar hep o günlere dayanır.Nasıl unutabilirim.

Ayakkabı delisiyim kısaca.Dayanamam alıveririm sevdiğim bir şey olunca.
Ayakkabı görgüsüzüyüm yani. Kimselere de vermem ayakkabılarımı.

----------------------------

Kanserli bir arkadaşımı gördüm bugün, peruk takmıştı.Böyle absürd işte yaşam.Saçlarına üzüldüm.
----------------------------

Pekmez çok yararlı biliyorsunuz. Ben soğuk günlerde içerim.Geçenlerde adada arkadaşlar yapıyordu. Bir toprak ile birlikte kaynatılması dikkatimi çekti. Pekmez toprağı deniyor.Kireçli bir toprak..Bu toprağı şıranın içerisine koymanın amacı, pekmezin berraklığını sağlamak. Şıranın içerisinde bulunan renk ve çeşitli depo maddeleri pekmez toprağı yardımıyla kabın dibine çöküyor ve böylece duru bir pekmez elde ediliyormuş. Şıranın ekşiliğini de azaltıyormuş.

Çocukluğumda anneannemler de pekmez yapardı. Mermer gibi beyaz oyuk bir taş vardı avluda.Üzümleri bu taşın içinde ayaklarıyla çiğnerlerdi (eskiden şarap ta böyle yapılırdı) taşın deliğinden suyu akardı, sonra kazanlarda kaynatılır, güneşte bekletilirdi.Bize de, çocuklara, pestil yapıverirlerdi.Aman ne çok severdik.

-----------------------------------

Depremin birinci haftası bitti.Moraller çok bozuk. Olduk olmadık herşeye ağlıyorum günlerdir.Gözlerim doluveriyor.Televizyon programları yavaş yavaş normale dönmeye başladı. Bayram yaklaşıyor. Bu defa da kurbanlıklar canımı sıkıyor. 'O Ses' adında bir yarışma programı var, izleniyor .Güzel birşeylere hasret kaldık. NTV Spordan canlı yayınlanan tenis turnuvası iyi geldi... Keşke İstanbul 'da olsam .... Bir keresinde Orhan Veli'nin İstanbul'u Dinliyorum'unu Müşfik Kenter 'in bir Alman ile ( sanırım o da bir tiyatrocu idi) okuduğu bir Okuma Akşamına katılmıştım Almanya 'da. O zaman anladım ki İstanbul uzaklardan da dinlenebiliyor.Kuşların çığlıkları, bir kadının suya değen ayağı, dinmiş lodosların uğultuları...
Hepsini duyabiliyorsunuz....

Ülkenur



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Geçmiş Zaman Olur ki Hayali Cihan Değer
Bir Damla Daha Eylül
Kış Geceleri
Guguk Kuşu 2
Eylül
Kar da Aynı Aşk Gibi
Kadına Şiddet
Eski Sene Biterken
Guguk Kuşu 1
Sonbahar

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hercai Menekşe [Şiir]
Sevgiliye Nağme [Şiir]
Sana Bir Ağaç Armağan Ediyorum [Şiir]
Toprağa Dair [Şiir]
Sarılmak [Şiir]
Evet - Sen [Şiir]
En Zor Yollar [Şiir]
Nedir Bu? [Şiir]
Sen Ağacımsın [Şiir]
Canımın İçi 1 [Şiir]


Ülkenur Kaynar kimdir?

Çevirilemezliğin çevirilebilirliği ile uğraşmayı hobi edinen bir çeviri sever. . . Şiirleri çok seviyor. Arada bir yazdığı da oluyor.

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduğum, yaşadığım her şey.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ülkenur Kaynar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.