Kitaplarla dolu bir oda, ruhlu bir beden gibidir. -Cicero |
|
||||||||||
|
Halk dilinde sözler vardır, toplum çıkarını düşünmeyenler için söylenmiş. Alın size birkaç örnek : Aslan payı, cebini doldurmak, çalıp çırpmak, çıkar sağlamak dünyalık yapmak gibi. Bunlara birde zaman içinde medya diliyle, sömürü düzeni, hortumculuk eklenmiştir. Bunlar insanlık tarihinde iktidarlıklar, belli bir makamda hep olagelmiştir. Bu kötü hastalık toplumu sardığı zaman, çok vahim sonuçlar ortaya çıkmakta, ülkeyi ve hükümetleri derinden sarsmaktadır. Bu nedenle iktidarların ömrü de uzun olmuyor. Hortumculuk deyip geçmeyin, parmak ölçüsüyle çok çeşidi var. Bunlara barajlardan şehirlere su taşıyan ana borular gibiler de eklenebilinir. Ben burada küçük çıkarcıları yansıtmak istiyorum. En tehlikeli olanlarıdır bunlar. Çünkü ellerinde oy silahları vardır. Adana üzerinden Güneydoğu istikametine gidenler, Birecik’te Fırat kenarında bir mezar göreceklerdir. Bu mezarda Birecik köprüsünü yapan mühendis yatmaktadır. Bir kayıkçının tabancasına hedef olmuştur. Neden öldürdün, geçmek için köprü yaptı dendiği vakit, ekmeğimle oynadı demiş. Kendi çıkarlarını ülke çıkarlarının üstünde tutan bazı kişiler gibi. Manda çalmaya giderken Allah büyük diyenler var. Ülke adına yapılan bir hizmet, onların musluğunu kapatıyorsa, çok iyi yapıyor. Bunların aksi de var, boğaz tokluğuna çalışılan ülkede, toplumun boğazından keserek, kemerini sıkarak, 3. köprü, 2. Boğaz yapmaya kalkmak da, toplumun tepesine mum dikmek olur. Bir açık kitap gibi halk önünde boş maket, Sandığından çıkmıyor halkına dönük hacet. Kalburdan tohum geçir, elekten un elensin, Sırt üstü, yan gel de yat un akıtsın kehanet. Neden böyle kirlendik, bir baştan öbür başa Aç kalmış kula insaf, gözü doymazlara iffet. Gözler Dünyaya açık, havsalamız niçin dar Oy sandığı içinden çıkmazsa bir keyfiyet. Denize yelken açmak, kenarda ağ tamiri, Kağıttan kayıklarla rasgele diyen kısmet. Kubbeyi hayrat sanıp, suyuna hamur olan, Kırım Kongo kenesi, cim karnında vahamet. Gözün, karnın açken, kabul görmez irade Yele gider her söylev, suda kalır marifet. Akıl başına buyruk, çıkar peşinde ayak, Açık kapı, doğan gün olmamalı siyaset. Hırsızla hırsız olup, Allah büyük diyenler, Yüceden gelmez ihtar, kendisiyle karabet. Hizmet üret, oy devşir, yarımı bütünleştir, Bindiğin dalı kesip, günaha olma namzet. Çiftçinin ki yağmuru, çömlekçiye bol güneş, Devlet yüksek kapıdır, Devlettir büyük hacet.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Haydar Köprülüoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |