"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Ecel atı çok uzaklardan gelip bir yiğidi daha çekip aldı aramızdan. Bir çınar daha kurudu. Büyük devlet adamı, babacan insan merhum Rauf Denktaş’tan bahsediyoruz. O, gençliğinde Beşparmak Dağları’nda canı koltuğunda bir direnişçiydi. Şimdi Beşparmak Dağları ona ağlıyor. Sadece Beşparmak mı? Kerkük, Musul, Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan, Batı Trakya, Doğu Türkistan, Kırım; kısacası bütün Türk yurtları ona ağlıyor. Zira o, ömrü boyunca esir Türk yurtlarının bağımsızlıklarını kazanması için içten dua etmişti, çok kere de orada zulüm gören soydaşlarımız için gözyaşı dökmüştü. Rauf Denktaş deyip de geçmeyin. O, iç ve dış siyasette çok önemli bir markaydı. Çakalların köşe başlarını tuttuğu bu dünyada dik, diri ve iri durmanın sembolüydü. Türk dünyasının özü sözü bir, dev liderlerindendi. O, aşılması mümkün olmayan ulu bir dağdı Kıbrıs’ta. Kurtlar sofrasında payına düşeni almanın haklı mücadelesini veriyordu. Ateşten bir gömlek giymişti sırtına. Gerçeklerin sınırlarını zorlamış, çoktan aşmış bir efsaneydi o... KKTC’yi kurmuş, dünyaya tanıtmak için çok mücadeleler vermişti. Tabir caizse o, Kıbrıs’ın Atatürk’üydü. O, ömrü boyunca millî değerlerin arkasında adeta bir kale gibi durmuştu. Yüreği Anadolu’yla bir atıyordu. O, Kıbrıs’ın haklı davasını tüm dünyaya duyurmuştu. Denktaş öldü. Türk dünyasının bir koca çınarı daha devrildi. Kıbrıs, İngilizlerin sömürgesi iken o, Dr. Fazıl Küçük’le bağımsızlık mücadelesini başlatmıştı. Gözü dönmüş EOKA’cı Rumlara karşı direnişte bulunmak için Türk Mukavemet Teşkilatını o kurmuştu. Kıbrıs’ın bağımsızlığı uğrunda her gayreti göstermiş, defalarca ölümle yüz yüze gelmişti. O zaman başlayan haklı Kıbrıs mücadelesi son nefesini verene kadar sürmüştür. O, 20 Temmuz 1974 Barış Harekâtı’ndan sonra kurulan KKTC’nin kurucu cumhurbaşkanı olmuştur. Şimdi Akdeniz mahzun, biraz da yetim… Masmavi Akdeniz suları bu küçük adanın büyük liderine ağlıyor. O, ömrü boyunca çok ağır bir yükü sırtladı. Yüreğiyle bir destan yazmıştı o… O; yıldızı kucağına alan hilali, Kıbrıs adasının ufuklarında dalgalandırmıştı. Mazlum milletlerin örnek aldığı bir liderdi merhum Rauf Denktaş… Yaser Arafat Filistin için, Aliya İzzetbegoviç Bosna Hersek için ne ifade ediyorsa Rauf Denktaş da Kıbrıs için aynı şeyi ifade ediyordu. Üçü de mazlum halkların mücadelesine adamışlardı kendilerini. 88 yıl dile kolay… Bu bereketli ömür Kıbrıs davasına adanmıştı. O, Türk milletinin gönlünde ve vicdanında taht kurmuştu. O, bu toprakta yattıkça bu toprak Türk’ün kalacaktır. KKTC’nin kurucusu Rauf Denktaş tarihî bir şahsiyetti. O, kendini çok iyi yetiştirmiş bilge bir insandı. Dürüsttü, çalışkandı, nazikti, cesurdu, irfan, izan ve şahsiyet sahibiydi. Uluslar arası siyaseti çok iyi biliyordu. Denktaş, kalemi güçlü bir yazardı. Birçok eser kaleme almıştı. Gazetelerde, özellikle Yeniçağ gazetesinde, yüzlerce yazısı yayınlanmıştı. O, aynı zamanda iyi bir fotoğraf sanatçısıydı. Fotoğraf makinesini yanından hiç eksik etmezdi. Merhum Rauf Denktaş çok görmüş geçirmiş bir insandı. O, doğumundan ölümüne kadar yaşadıklarını “hatıralar” şeklinde ifade etmiştir. Boğaziçi Yayınları bunları “Rauf Denktaş’ın Hatıraları” adı altında on cilt halinde bir araya getirmiştir. Bu dev eser KKTC tarihini yazacak kişilerin birinci başvuru kaynağı olacaktır. Bu hatıralar, Kıbrıs davasının izini sürecek kişiler için vazgeçilmez bir eserdir. Onun Kıbrıs’la ilgili daha birçok eseri mevcuttur. Uzun ve bereketli ömrünü haklı Kıbrıs davasına adayan KKTC’nin kurucu cumhurbaşkanı Rauf Denktaş 88 yaşında vefat etti... KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, 17 Ocak 2012 günü Cumhuriyet Parkı’nda dualar ve gözyaşlarıyla toprağa verildi. Merhum Rauf Denktaş, şimdi canından çok sevdiği KKTC topraklarında sonsuzluk uykusunu uyumakta… Uğruna ömrünü tükettiği topraklar ona yatak, masmavi gökler ise yorgan olmuş. Büyük liderlerin yerini doldurmak çok zordur. Onlar bu fani dünyaya belli vazifelerle gönderilmiş müstesna insanlardır. Bunlardan biri olan Rauf Denktaş’a Allah’tan rahmet diliyoruz. O hep gönlümüzde yaşayacak. Onu hiçbir zaman unutmayacağız. Ruhu şad olsun.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |