Hiçbir kış sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uğramadan geçmiyor. -Hal Borland |
|
||||||||||
|
okulun bahçesi çok karanlıktı.her yanından sıvalar dökülen ve tahliye edilmeyi bekleyen eski binanın etrafındaki ağaçlar şiddetini gittikçe arttıran soğuk havayla beraber geceyi okuyordu.sallanan dallar sayfaları çeviriyor ve mürekkep lekesi gibi duran gölgeleri bütün korkutuculuklarını kıpırdanışlarıyla gösteriyordu.okul bahçesinin taştan örülme oldukça yüksek duvarının altında dört kişinin karaltısı seçiliyordu.ışık zayıf ve ürperticiydi.dört kişi fısıldayarak birşeyler konuşurken; rüzgarın tıslamaları,bütün gizemleri bu dört kişinin parlaklığı gitmiş gözlerine yansıtıyordu. içlerinden biri bahçenin binaya yakın kısımlarına daldı.öbürküler ellerini oğuşturuyor,bazen ayağa kalkıp hareket ediyorlardı.kısa bir süre sonra giden çocuk geri döndü.elinde içi ıvır-zıvırla dolu paslı ve hafif ıslanmış bir teneke vardı.dört kişi tenekeyi ortalarına aldılar.tenekeyi tutuşturmaya çalışıyorlardı.rüzgardan etkilenmesin diye tenekenin etrafını iyice sardılar.bu uğraş sonucu ateş göründü ve aydınlattı etrafı.ağaç gölgeleri iyice belli oldu.çevrilen syfalar daha okunaklı yıkımları yazmaya başladı.bahçede bu ateşe verilen tenekeyi getiren çocuk büyükçe bir ağacı gösterdi arkadaşlarına. "şuna bakın! bizim pedere benziyor" biri yanıtladı "hadi lan! o olsa olsa benim topal dedeme benzer.şu görüntüsüne bak." bir diğeri "ulan gece vakti buraya geliyoruz.kimsenin aklına bir cep kanyağı almak gelmiyor arkadaş. "paran varsa git al!" " hep bizden birader.bu kadar beleşçi olmayın" "hoca sen ne düşünüyorsun?" "yok bir şey.sadece bu bina üniversitemi hatırlattı." "takma! okusan ne olacaktı bu devirde.hem adamlık okumayla olsa." "binaya giriyordun,ıslaktı saçların.ne kadar ıslaktı saçların." "hoca! kendi kendine konuşma yine." "hoca dedikleri sıska çocukla konuşan sert sesli; demin ağacı dedesine benzeten genç cebinden iri bir cigaralık çıkardı. "bugün hesaplar benden." "yaşa be" "bu gecelerin yargıcı sensin be." "ne kadar güzeldi saçların." sert sesli genç cigaralığı ateşledi.bir iki derin nefes aldıktan sonra hoca dedikleri çocuğa verdi. "bugün istemiyorum." "ulan sanki hergün çekiyoruz!" cigaralık üç kişi tarafından döndürülmeye başlandı.etrafı kaplayan koyu duman, gittikçe şiddetini arttıran soğuk,kahkahalar ve birbirine karışan laflarla yan yana gölgelerin yanına gitti.onlar da katıldılar muhabbete.tahta kılıçlı süvariler gibiydi herkes.sert rüzgarın sesi aya çıkabilecek kadar kafayı bulmuştu.. 2. en az her şey kadar ıslaktı saçların.büyük ağaçların küçücük yaprakları kadar ıslaktı.yere düşüp dağlan kitap sayfaları kadar ıslaktı.sevginin izdüşümü kadar ıslaktı.zamanın akrebi kadar,rüzgarın taciz ettiği bir su birikintisi kadar ıslaktı.. düşünemediğim,yapamadığım,koruyamadığım.. hep hayalleri yasaklanmış.imgeleri fırlamış yerinden.tutkuları kısa devre yapmış.dili yanmış kör bir süvariyim ben.sadece rüzgarla kavga ediyorum. sadece onun sesini süzebiliyorum. düşünemediğim,yapamadığım,yürümediğim.. seni. en az her şey kadar ıslaktı saçların.beyaz ellerin,siyah gözlerin bir silah gibi yöneldiler ve kurşuna dizdiler.düştüm atımdan aşağı,simsiyah öldüm.senin gözlerine bakarak öldüm ve beyaz ellerini tutamadan. yasakla beni sonsuza kadar.ben kör bir süvariyim. 3. hoca müsaadesini isteyip hareket etti.son kertede ısrarlar sonucu beş altı derin nefes almıştı cigaralıktan.bahçeyi boydan boya geçip,gittikçe uzaklaşan sesleri duyumsadı arkasında.okul binasının kapısının hizasına geldi.oraya gözlerini ayırmamacasına baktı.gittikçe dalan gözleri ona görmek istediği şeyi zorlayarak gösterdi.ağır bir hareketle okul kapısına yöneldi.ıslak saçlı düş de aynı anda ona yöneliyordu.düşe sarıldı hoca ve kendini boşluğa bıraktı başka bir şey düşünmeden.ağaçlar bütün dallarını oynatarak selamladılar onları.soğuk hava sayfayı çevirdi hemen.kör bir süvarinin gökyüzüne yükseliş anlatılıyordu sayfada.gece ve rüzgar ise çaprazlama yayıldıkları bina ve duvar diplerinde yeni bir geçmişe uzanmaya hazırlanıyorlardı..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © selim koç, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |