..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Aþkýn aldý benden beni. -Yunus Emre
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Toplum > Nilüfer Aydur




28 Mart 2012
Bilgi Donanýmýmýz ile Eylem Biçimimiz Arasýndaki Uçurumun Yarattýðý Gerginliðin Ortadan Kaldýrýlmasý Üzerine  
Nilüfer Aydur
Unutmamak gerekir ki, hiçbir devletin varlýðý halk tarafýndan yýkýlmak suretiyle ortadan kalkmaz çünkü bir devleti yýkmaya çalýþan ancak baþka bir devlet olma iradesidir. Bir devletin varlýk alaný halk tarafýndan ancak daraltýlabilir ya da geniþletilebilir. Bu da ancak o devlete mensup olanlarýn devlete yüklediði anlam yoluyla mümkündür. Üzerimizde baský kuran, iradelerimizi hiçe sayan bir devlet istemiyorsak bunu baþarmanýn tek yolu öncelikle kendi irademizi tanýmak ve özgürlüðümüzü hemen yanýbaþýmýzdaki insanlara ilan etmek, kendimize kefil olmak ve davranýþlarýmýzýn sorumluluðunu üstlenmektir. Bunu biz yapamýyorsak yapacak bir erk her zaman bulunacaktýr.


:AIEE:
Hiç kuþkusuz 21. Yüzyýl insanlarý olarak, gerek dýþýmýzdaki dünyanýn, gerekse iç dünyamýzýn iþleyiþ yasalarý hakkýnda hiç de azýmsanmayacak bilgilere sahip olduðumuz göz önüne alýndýðýnda; artýk içimizde ya da dýþýmýzda þu veya bu sebeple varlýðýný sürdürme zemini bulan ‘kötü’yü (her türden adaletsizliði ve savaþ ortamýný) giderek ortadan kalkacaðý bir düzleme taþýma donanýmýna ve yeteneðine sahip olduðumuzu düþünmek için yeterli sebebimiz var. Bu yeterli sebebe dayanarak ve daha ötesi, zorunlu olduðumuzu hissederek kendimizden bekliyoruz ki; gözümüzün önünde gerçekleþen adaletsizliklerin ve (güçsüzlerin omuzlarýnda yükselen) güçlülerin yarattýðý dehþetin son bulmasý için gereken çabayý göstermeli ve hiçbir bahaneye sýðýnmaksýzýn adaleti yaygýnlaþtýrmanýn þartlarýný oluþturmalýyýz. Ýþte bu beklenti, bilgi donanýmýmýz ile eylem biçimimiz arasýndaki uçurumun yarattýðý gerginliðin ortadan kaldýrýlmasý beklentisidir. Zira bu beklentinin karþýlanmadýðý her geçen zaman, biliyoruz ki, uçurumun sadece derinleþmesine izin vermiyor ayný zamanda geniþleyerek büyümesine ve her türlü donaným ve yeteneðimize raðmen, hepimizi içine çekmekle tehdit eder hale gelmesine de göz yummuþ oluyoruz.

Sorunumuzun çözümüne yönelik bir adým atabilmek için önce, politik eylemin üst sýnýrlarýný kanlý devrimlerle ve alt sýnýrlarýný ise sistemin sürdürülmesine onay vermekten baþka bir sonucu olmayan seçimlerle çizen, dolayýsýyla politik eylemi dýþsal iliþkilerin (tüm saldýrganlýðý ya da pasifize edilmiþliðiyle) gergin ve belirlenemez alanýna sýkýþtýran, bu birbirine zýt politik yaklaþýmlarýn þekillendirdiði genel dünya politikasýnýn eleþtirisini yapmakla baþlamak gerektiðini düþünüyorum.

Nedir politika? Birden fazla insanýn bulunduðu her alan ve yerde birarada yaþama koþullarýný oluþturacak ilkeler bütünü olmaktan baþka… Geniþ bir tanýmla politika, insanýn ‘sen-ben’ iliþkisi olmaksýzýn kendini bilemeyeceði gerçeði göz önünde bulundurulduðunda ve dolayýsýyla baþka türlü insanýn ‘insan’ sýfatýný kazanamayacaðý, zorunlu toplumsal yaþama hukukudur -ki bu hukuk, hem oluþturucu hem de düzenleyici ilke ve yasalarý ayný anda kendi içinde barýndýrmak zorundadýr.

Þu halde en basit tanýmýyla politika, ayný çatý altýndaki birkaç kiþinin birlikte yaþama hukukundan baþlayarak dalga dalga topluma (toplumlara) yayýlan ilkeler bütünüdür ve tam da bu nedenle, bir evin içinde ‘kanlý’ devrimlere gitmeden yahut evde erk sahibi olanýn þu ya da bu dayatmasýna onay vermeden de politika üretebilen bireyler haline gelmeden önce, toplumsal alanda sonuç verecek politik eylemler içinde olmamýz söz konusu deðildir. Olsak bile, bu eylemler gerginliði ortadan kaldýran deðil tersine gerginliði derinleþtiren eylemler olacak, sorunu çözmek þöyle dursun daha da büyütecektir. Çünkü deðiþim, insan söz konusu olduðunda, öncelikle dýþarýdan içeriye deðil tersine içeriden dýþarýya yaþanan bir evrimdir. Bu þu demektir; her ‘ben’ benliðini en az bir ‘sen’ üzerinden ama kendiyle sýnýrlý olan bir ‘ben’ içinde bulur, yani hiçbir ‘ben’ ‘sen’ içinde ya da onun sýnýrlarýný çizdiði bir biçimle varolamaz, her ne kadar benliðini bulmanýn ilk þartý ‘sen’ ile iliþki ve karþýlýklý etkileþim içinde olmak olsa da. Aksi durumda dýþarýdan belirlenmiþlik söz konusu olur ki, bu durumda insan için ne deðiþimden ne de evrimden söz etmek mümkün olamaz. Tabii insana bir materyal olarak bakýlmadýðý, onun irade sahibi olduðu kabul edildiði sürece.

Öyleyse bizler en dar alanda politik eylemlilik içinde irademizi ortaya koyan bireyler olmadýðýmýz sürece, geniþ anlamýyla toplumsal alanda politik eylemler içinde olmakla bir hukuk sahibi, dolayýsýyla da politika sahibi olamayýz diyorum. Evlerinde hukuku olmayan bir toplumun, toplumsal alanda bir hukuka sahip olmasý ancak bir aldatmacadan ibarettir.
Peki, en dar alanda politik eylemlilik içinde olmamýz nasýl mümkündür ki bu yolla toplumsal alanda da bir politik eylemlilik içinde olabilelim ve birarada yaþama hukukunun ilkelerini oluþturan, yani politika sahibi olan bireyler olabilelim?

Bunun ilk dayanaðý, insanýn, varoluþunu toplumda bulmakla ayný zamanda toplumun varoluþ sebebi olan bir varlýk olduðunu ve bu sebeple ilk ve en önemli görevinin içinde kendini olmak istediði gibi varedebileceði bir toplum (aile-birlik-ülke-dünya-evren) oluþturmak olduðunu bilmesidir ki, bu aslýnda insanýn doðduðu andan itibaren sahip olduðu bir bilgidir. Bu bilgi insanýn politik evreninin oluþma zeminidir. Ýkincisi, insanýn ‘sen’ bilincine sahip olmaksýzýn ‘ben’ bilincini ortaya koyamadýðýnýn farkýnda olmasýdýr. Ýnsanýn kendinde-kendine ve benzersiz bir varlýk olduðunun kanýtý yalnýzca en az bir diðerinin varlýðýyla ortaya konabilir ki bu sayede insan, insan olmak için yaþar. Bu farkýndalýk insanýn politik eylemlerinin nedenidir. Üçüncüsü ise, insanýn iradesini tanýmasý yani kendi iradesine saygý duymasýdýr ki bu özgürlüðünün ilanýdýr. Bu ilanladýr ki insan aleniyet kazanýr ve ayný zamanda bu ilan yoluyla diðerlerinin karþýsýnda kendine kefil olarak davranýþlarýnýn sorumluluðunu üstlenip, sonuçlarýna katlanacaðýný taahhüt etmiþ olur. Bu sayede insan, iradesini her yeni insanla yeniden ilan ederek, her yeni insanla deðiþerek ve dolayýsýyla yenilenip evrilerek yaþar. Özgürlük insanýn politik eyleminin sürekli kendini üreten koþuludur.

Bu üç birbirine baðlý ve birbirine zemin teþkil eden dayanaðýn üzerinde kurulacak her türden insan iliþkisi kaçýnýlmaz olarak hukuka sahip bir iliþki türü olacaktýr. Ýnsan diðerleriyle, diðerlerinden dolayý ve ancak diðerleri karþýsýnda yaþadýðýný bildiði ölçüde hukuk sahibi olabilir ki aslýnda bu bilgiler onda varoluþunun kaçýnýlmaz sonucu ve nedeni olarak doðuþtan mevcuttur. Sorun, bu bilginin ve beraberinde getirdiði eylemliliðin çeþitli ekonomik çýkar ve iktidar gruplarý tarafýndan geniþ bir alan üzerinde uygulanmaya kanalize edilmesidir. Ýnsanýn sýrasýyla iç dünyasýndan baþlayarak en yakýn çevresi olan ailesinde ve giderek dýþ dünyayla iliþkilerinin oluþtuðu ikincil yakýn çevresinde bilinçle ortaya koyacaðý politik eylemleri yerine direk toplumsal alanýn geneline dönük eylemleri elbette ki insanýn insan olma amacýna uygun sonuçlar vermeyecektir. Çünkü insanda insan olmanýn bilincini ortaya çýkaran yanýbaþýndaki ‘sen’dir. Sen-ben iliþkisi yerine ben ve onlar iliþkisine dönük yürütülen hiçbir politik eylem insanda insan olmaya dönük bilincin ortaya çýkmasýna vesile olamaz. Önce geniþ anlamda toplumsal alaný düzenleyerek insanýn dönüþeceðini savunmak, insana bir materyal olarak bakmanýn sonucudur. Oysa insan kendine hiçbir þartta bu gözle bakamaz ancak ‘onlar’a yani geniþ anlamda toplumun bütününe böyle bakabilir. Ýþte bu fark, insanýn kendine dair bilgisiyle politik eylemleri arasýndaki uçurumun giderek derinleþmesine ve yüzyýlýmýzda doruklarýna ulaþan içsel gerginliðimizin patlama noktasýna gelmesine neden olmuþtur.

Þu halde denilebilir ki bize düþen birincil görev, toplumsal politik eylemler (bu eylemlere neredeyse oy verme iþlemini bile dahil edebiliriz) deðil, en dar alanlarda öncelikle kendi irademizden baþlayarak en yakýn çevremiz üzerinde politik eylemler üreten bireyler olmayý öðrenmek olmalýdýr. Unutmamak gerekir ki, hiçbir devletin varlýðý halk tarafýndan yýkýlmak suretiyle ortadan kalkmaz çünkü bir devleti yýkmaya çalýþan ancak baþka bir devlet olma iradesidir. Bir devletin varlýk alaný halk tarafýndan ancak daraltýlabilir ya da geniþletilebilir. Bu da ancak o devlete mensup olanlarýn devlete yüklediði anlam yoluyla mümkündür. Üzerimizde baský kuran, iradelerimizi hiçe sayan bir devlet istemiyorsak bunu baþarmanýn tek yolu öncelikle kendi irademizi tanýmak ve özgürlüðümüzü hemen yanýbaþýmýzdaki insanlara ilan etmek, kendimize kefil olmak ve davranýþlarýmýzýn sorumluluðunu üstlenmektir. Bunu biz yapamýyorsak yapacak bir erk her zaman bulunacaktýr.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplum kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Çirkin Ördek Yavrusu Ýnsan Hayvan mý?
Bendeyiþler - 6
Kutsala Ýliþkin
Bendeyiþler - 4
Sistemin Ruhu - 8
Bendeyiþler - 3
Bendeyiþler - 5
Sistemin Ruhu - 7
Bendeyiþler - 1
Bendeyiþler - 2

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sevgi ve Söz Üzerine

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sus - II - [Þiir]
Sus - I - [Þiir]
Kýzýma [Þiir]
Yalnýzlýk Kimsesizlik Deðildir [Þiir]
Söz Vermiþtin Ýnanacaktým [Þiir]
Hâlâ Bitmedik Ýnadýna - VI [Þiir]
Hâlâ Bitmedik Ýnadýna - VII [Þiir]
Hâlâ Bitmedik Ýnadýna - V [Þiir]
Hâlâ Bitmedik Ýnadýna - IV [Þiir]
Ayný Zamandý [Þiir]


Nilüfer Aydur kimdir?

Ýçine hapsolduðumuz evrenin dýþýna hiç çýkamayacak olsak da, bizim iþimiz o evrenin duvarlarýný kemirmektir. Zira o duvarlar ruhumuzun besin ihtiyacýný karþýlar.

Etkilendiði Yazarlar:
Daha çok felsefi etkilerden söz edebilirim...


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Nilüfer Aydur, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.