..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Kesinlikle Karşıyım! > Fuat Türker




8 Nisan 2012
Romantik Aşk ve Şirk  
Fuat Türker
"Aşk", "romantizm", "saf ve temiz duygular" gibi sözlerle masum gösterilen bu duygusal aşk, yüceltilip teşvik edilir; hatta bu aşka kutsallık atfedilir. Özellikle gençleri etkileyen bu duygusallık telkinleri Allah’ı ve Allah aşkını tanımayan, imanı bilmeyen, şirk koşmayı yaşam tarzı edinmiş insanlar ortaya çıkarır.


:ACGH:
Romantik Aşk ve Şirk


Sevgi duygusunun Allah’a değil, yarattıklarına yönlendirilmesi şirki ortaya çıkaran önemli bir neden. Özellikle kadın-erkek arasındaki "romantik" ilişki, insanları şirke saptıran en önemli konulardan biri.

Romantik sevgi anlayışında sevgililer, birbirlerini Allah’tan bağımsız varlıklar olarak görür, Allah’a olan sorumluluklarını birbirlerine karşı yerine getirir ve Allah’a duymaları gereken aşkı birbirlerine karşı hissederler. Sabah gözlerini açtıklarında, o gün de uyandırarak kendilerine yeni bir fırsat vermiş olan Rabb’lerine şükretmek yerine, birbirlerini düşünür, birlikte olmayı hayal ederler. Gün içinde Allah’ı değil, birbirlerini anarlar. Allah’ı hoşnut etmek yerine birbirlerini hoşnut etmeye çalışır, Allah ve din için değil, birbirleri için özveride bulunurlar.

Bu ruh halindeki kişiler birbirlerini adeta ilah edinirler. Zaten bunu kimi zaman kendileri de itiraf ederler. Birbirlerine "taparlar", "nereye baksalar onu görürler", her yerde "o" vardır, "hep onu düşünürler"... Oysa tek tapılacak, nereye bakılsa görülecek, her an düşünülecek olan göklerin, yerin ve insanların da sahibi olan Allah’tır.

Yaşanan aşk, platonik dahi olsa Allah’ı unutturuyor, Allah’ı anmaktan alıkoyuyor, Allah aşkına tercih ediliyorsa -kadın ya da erkek- böyle bir aşk yaşayan kişi, şirk içindedir. Toplum ise bu gibi aşkları çok normal görür. Hatta kaynağını Allah aşkından almayan bu romantik aşkı yaşama konusunda, "aşk yaşamaktan korkmayın", "koşulsuz sevin", "duygularınızı bastırmayın" gibi telkinlerle cesaretlendirerek insanları şirke sürükler.

Romantizmin, insanların gerçekleri görmelerini, yaratılış amaçlarını ve ahireti düşünmelerini engellediğini bilen şeytan, bunu kullanmaya çalışır. Kendi dost ve yandaşlarını, yoğun duygusallık telkini verecek şekilde yönlendirir. Televizyonlarda yayınlanan aşk filmleri ve özellikle dizi filmler, duygusallığın hemen her evde bulunan en etkili telkin yöntemleridir. İzlenen filmlerde konu romantik aşk, romantik aşk üçgeni, romantik yasak aşk üzerine kuruludur. Hatta telkin öylesine yoğundur ki, "ruhlarının sonsuza dek birlikte olması" için birlikte intihar eden iki aşığın aşkı, büyük takdir görür. Ya da filmdeki oyuncunun aşkı uğruna kendini öldürme sahnesi, izleyenleri gözyaşlarına boğar. Tüm bunlar, duygusallığın insan aklını ve şuurunu ne denli kapadığının kanıtıdır.

"Aşk", "romantizm", "saf ve temiz duygular" gibi sözlerle masum gösterilen bu duygusal aşk, yüceltilip teşvik edilir; hatta bu aşka kutsallık atfedilir. Özellikle gençleri etkileyen bu duygusallık telkinleri Allah’ı ve Allah aşkını tanımayan, imanı bilmeyen, şirk koşmayı yaşam tarzı edinmiş insanlar ortaya çıkarır.

Bu tarz ilişkileri yaşayan insanların çoğu, doğru yolu gösteren Kur’an yerine, toplumdan aldıkları din dışı, çarpık telkinlere uygun davranışlar sergilerler. Birçoğunun, içinde yaşadıkları şirkten haberi dahi yoktur.

Oysa şuursuzca bu şirk içindeki sevgiyi yaşayan insan, "... Bir suçlu-günahkar, o günün azabına karşılık olmak üzere, oğullarını fidye olarak vermek ister; Kendi eşini ve kardeşini..." (Mearic Suresi, 11-14) ayetiyle bildirildiği üzere, ahirette kendisini kurtarmak için eşini fidye olarak vermek isteyecektir. O an şuuru açılacak, görüş gücü keskinleşecek ve Allah’ın vaad ettiği azabın gerçek olduğunu görecektir.

Müminin aşkı ise saf, duru, samimi ve nurludur; kalpte ferahlık oluşturur. Sevdiği ama yitirdiği hiçbir şey için üzülmez, acı çekmez. Allah’ın imtihanı olduğunun ve O’nun, dilediğinde verdiklerini geri alabileceğinin bilincindedir. İsyanı değil, imanı seçtiğinde Rabb’i ona bu dünyada da ahirette de sonsuza dek pek çok güzel sıfatıyla tecelli edecektir. İşte bu sırra ve gerçek imana ulaşan mümin, karşılaştığı hiçbir durumda acı ve üzüntü yaşamaz.

Müminlerin sevgisi, Allah sevgisinden kaynak bulur. Çünkü çevresindekiler bağımsız varlıklar değil, Allah’ın tecellileridir. Ve mümin yalnızca Rabb’i için sever.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın kesinlikle karşıyım! kümesinde bulunan diğer yazıları...
Darwinizm, Komünizmin Bilimsel Kılıfıdır
Pkk'nın Hedefi; Komünist Toplum
"Kahrolsun O Zan ve Tahminle Yalan Söyleyenler"
Dünyalık Peşindeki Din Adamları
Toplumda Yerleşik Kur"an Dışı Sözler - II
Birlikte Allah'ın İpine Sarılma Zamanı Gelmedi mi?
Darwinizm Putunu Kırmak Neden Önemlidir? - I
Toplumda Yerleşik Kur"an Dışı Sözler - I
Evlilik Programları
Kalpleri İslam'dan Soğutanlar

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Şeytanın Çift Taraflı Kıskacı: Bir Yanda Ateizm Bir Yanda Yobazlık
Münafık Matruşka Gibidir...
Yalanın Rengi
'Allah Baba' ve 'Allah Seni Yakar': Çocuk Eğitiminde İki Yanlış
Zulümden Yalnızca Zulmeden Sorumludur
Medya Kaçıncı Kuvvet?
Toplumda Ahlaksızlık Nasıl Özendiriliyor? - II
Bilin (Mey) En Numaralar - I
"Allah Evrimle Yaratmış Olabilir" Düşüncesi Neden Yanılgıdır?
Aile İçi "Şiddetli" Şefkat

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Otobüs Yolculuğu [Öykü]
Köy Anılarım (!) [Öykü]
Artık Oruç Tutuyorum (Çocuklar İçin Ama Büyükler de Okuyabilir :) [Öykü]
Daldaki Armut (Çocuklar, Gençler ve de Çocuk ve Genç Kalanlar İçin :) [Öykü]
Boyun Eğen Kutlu Kadın [Öykü]
İnkârcılar İnananların Sapmasını İsterler [Deneme]
Son Perde [Deneme]
Dinin Çıkarlarını Gözetmek [Deneme]
İnsan Neden Kıskanır? [Deneme]
Konuşma Kişiliği Yansıtır [Deneme]


Fuat Türker kimdir?

6 yıldır insani ve imani konularda makaleler ve çocuk yazıları yazıyorum. Yaklaşık 5 yıldır Haber Vaktim, Cemaat. com, Sayha Dergi, Edebistan, Turuncu Dergi, Körpe Kalemler, Edebiyat Defteri gibi dergi, portal ve haber sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Yazılarımı ve inandıklarımı paylaşmak için İz Edebiyat'dayım. Ayrıca Risale Çocuk, Kalem. biz ve Beyan/İstikamet Dergisi'nde çocuk yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.