Ben bir öğretmen değil, bir uyandırıcıyım. -Robert Frost |
|
||||||||||
|
Mehmet AVCI Yolsuzluklar üzerine yıllardır yazılıp çizilenlere bakıyorum,hemen hemen hepsi,sorunu denetim eksikliğine ve özelleştirmenin gecikmesine bağlıyorlar.Kuşkusuz her ikisinin de yolsuzluk ve rüşvet gibi hastalıkların gelişmesinde payları inkar edilemez. Ancak bu tür rahatsızlıkları sadece denetim eksikliğiyle ve özelleştirmenin gecikmesiyle açıklamak bizi yanıltır...Yolsuzluk ve rüşvetin yaygınlaşmasında yanlış değerler üzerine kurulmuş bir okonomik sistemin payı gözardı edilmemelidir.Her yerde ve tarihin her döneminde bu tür toplumsal rahatsızlıklar olagelmiştir.Ancak rüşvet ve yolsuzluklar kapitalist sistemin besleyici ikliminde daha çok gelişip serpilme ve büyüme imkanı bulmaktadırlar.Her şey büyüdükçe hantallaşır ve başı sonu takip edilemez bir sorun yumağı haline gelir.Devlette öyle..Emrinde olan bunca kurumu takip etmek,bununla beraber takip edicileri takip ettirmek güvensizliğin farzıyeti haline gelir..Doğal olarak böyle bir sistemde en iyi denetim mekanizması bile,doğru dürüst işlemez.Sonuçta devlet de,yolsuzlukların ve rüşvetin cirit attığı bir arpalık olur.Böyle bir devlet ise ekonomik ve sosyal kalkınmaya destek değil,köstek olur çıkar. Bunlar biliniyor.Çareside....Ancak seçimle iş başına gelmiş ''siyasal'' devletin denetim yaptırımları yerine, toplum ahlak revizyonu yine devlet tarafından engellendiğini maalesef seyretmekteyiz.Özelleştirmeyle başlayan yolsuzluk süreci yine devletin kendi eliyle işlettiği kitlerin ticaret mantığıyla değil,istihdam sağlama adına daha büyük vurgunların yapıldığını bizlere göstermektedir..Asıl sorun vurgunun açığınında gizlisininde kısmen devlet tarafından örtbas edilmesidir.Hiç bir ahlakı ve vicdani dayanağı olmayan,çıkara dayalı dünkü ve bugünkü vurguncu sistemin tümüyle değişmesi gerekir.Bu sisteme hayat veren bütün yandaş bağların kesilmesi mümkün görünmesede bunlara kan pompalayan vampirlerin toplum tarafından teşhis edilip ,toplumda onore edilmek yerine yerilmeleri gerekmektedir.Gerçek itibar sahiplerini ''zenginsen geç,fakirsen dur'' anlayışına köle etmekten kurtarmalıyız.... Tabiri caizse en sol şeridi gerçek geçiş üstünlüğü olanlara bırakmalıyız... Toplumda,devlet eliyle teşvik edilen kısa yoldan zengin olma hevesi ve hastalığı kansere dönüşmüş,tedavisi olmayan bu süreç iyileşme adına tüm gayri meşruyu mübah ve meşru görmeye başlamıştır. Türkiyede bugün yaşanan bu çıkar savaşları sürekli olarak üst düzeyde rüşvetçi,vurguncu üretiyorsa orada çok ciddi bir hastalık var demektir.Bunlar bireye kadar uzanan iç kirlenmenin,yozlaşmanın ve çürümenin işaretleridir.Toplumun yüreği bireydir.Bireyin kirlenmeye ve çürümeye başlaması hastalığın yüreklare yayılması demektir.Görünen odur ki uygulanan bu sosyal, siyasi ve ekonomik olitikalar hastalığı toplumun iliklerine kadar işlemesinde önemli bir rol oynamıştır.Yüksek eğitim almış,toplumda bilgi anlamında sıyrılmış insanlar yolsuzluklara bulaşıyorsa sorun artık ahlaki bir sorundur.Unutulmamalıdır ki evrensel ahlaka dayanmayan bir hukukun yaşama ve yaşatma şansı da olamaz...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © mehmet avcı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |