..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Pek çok doktorun yardımı ile ölüyorum. -Büyük İskender
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Tüze Felsefesi (Hukuk) > Ahmet Odabaş




20 Haziran 2012
Atatürk Gibi Düşünmek  
Ahmet Odabaş
Bir sorunla karşılaştığında, başvuru kitabınız olmalı… güvenilir bir danışman, bir rehberiniz olmalı… Yaşadığımız dünya, ıssız ada değil… yalnız değiliz…


:AFDH:
Bir sorunla karşılaştığında, başvuru kitabınız olmalı… güvenilir bir danışman, bir rehberiniz olmalı… Yaşadığımız dünya, ıssız ada değil… yalnız değiliz…

Atatürk gibi düşünmek, her zaman kullanılacak bir reçete, bir rehber kitap, güvenilir bir dost…

Herkes hukukçu değil. Ama mutlaka bir hukukçumuz olmalı….

Herkes doktor değil, ama mutlaka bir doktorumuz olmalı…

Herkes asker değil, mali müşavir değil, mühendis, öğretmen, …. Değil… Ama hepsi gerekli…

Zor bir karar sürecindesiniz…rehberiniz, yol göstericiniz olmalı…

Atatürk kitabını açıyorsunuz…. Yaşamda en doğru yol gösterici bilimdir, fendir… diyor.

Bir bakan çıkıyor ve uzak köydeki çiftçinin sabanından sorumlu olduğunu söylüyor….

Bir eğitimci çıkıyor, köyü köyden kalkındırmaktan söz ediyor…

Gelecek göklerdedir diyen Atatürk, uçak fabrikası kurulmasını sağlıyor… (Birileri bu fabrikayı özelleştirdi...ya da sattı...ya da üretimi durdurdu...)

Tek kuruş borç para almadan, muhteşem sanayi tesisleri kuruyor…

Yabancı hayranı zavallılara mesaj veriyor… Ne mutlu Türküm diyene…

Anayasa, Medeni Yasa ve pek çok ulusal çalışmaya imzasını atıyor…

Bir şey zor olabilir ama asla imkansız değil…

Söylevi dikkatli okuyalım… kendine saygı, güven ve dostluğu göreceksiniz satır aralarında…

Kendini başkasının yerine koymayı göreceksiniz...

Bir komutan göreceksiniz… müslüman değil ama müslüman kardeşlerinden ayrı mezara girmek istemiyor… gavur falan deyip bizi ayırmasınlar diyor…

1924 Anayasası’nın 2. Maddesi:
Madde 2: (5.2.1937-2115) Türkiye Devleti Cumhuriyetçi, Milliyetçi, Halkçı, Devletçi, Lâik ve Devrimcidir. Devlet dili Türkçe’dir. Başkent Ankara’dır.

Hem milliyetçi, hem devrimci, laik, devletçi, cumhuriyetçi…

Bu maddeyi çözümlersek, bir çok sorunun çözüldüğünü göreceğiz… bilim ve feni rehber alan, halkçılık, devletçilik, milliyetçilik ve derimciliği, cumhuriyetçiliği bir bütünün parçaları olarak tanımlayan düşünce , bir çok yapay sorunları baştan çözümlemektedir.

Çok partili dönemde, devletçiliğin tasviye edilmesi için, rapor üstüne rapor sunmuştur sözde dostlar….

Piyasa ekonomisi, serbest piyasa paravanı arkasında, sağcı milliyetçiler ile solcu milliyetçiler birbirine kırdırılmış, araya profesyönel tetikçiler sokularak, ortam kızıştırılmıştır.

Etibank ve Sümerbank

Halkçılık bu… Hitit Uygarlığı (Eti) ve Sümer Uygarlığına sahip çıkıyoruz... Bu topraklarda kurulan tüm uygarlıklar bizim...
Çivi yazıları da, Hitit Yasaları da, Sümer ve Ege uygarlıkları, Roma Hukuk da... hepsi bizim... Türkler’de bilim ve teknoloji var mı yok mu... İlk güneş tutulmasını kim hesaplamıştı... Yazı kimin ürünü, matematik ve geometri, ... bilim tarihini ne kadar biliyoruz...

Menderesten istenen devletçilikten, Atatürten uzak durmasını sağlamaktı....

Ekonomi yönetimini IMF ve Dünya Bankası kontrolüne bırakılmazdı...yani ABD nin...

Özelleştirmeler tarihine bakın... kim istedi, kim yaptı.... Sessiz sedasız Atatürk’ten uzaklaşıldı...

Önce 24 Anayasına darbe.... devrim mi...sağ gösterip sol vurmak böyle bir şey...

Atatürk gibi düşünülse, NATO ve IMF kayığına binilmezdi....

Kaç komutan, bilim adamı, gazeteci, öğrenci... tutuklu...

Atatürk gibi düşünülse, böyle gariplikler olamaz...

Sorun mu...sorunlar çözmek için...

Atatürk gibi düşüneceğiz...

1924 Anayasa’sının 2. Maddesini görmek istiyoruz...ve

Madde 88: Türkiye’de din ve ırk ayırdedilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese “Türk” denir.
Türkiye’de veya Türkiye dışında bir Türk babadan gelen, yahut Türkiye’de yerleşmiş bir yabancı babadan Türkiye’de dünyaya gelip de memleket içinde oturan ve erginlik yaşına vardığında resmî olarak Türk vatandaşlığını isteyen yahut Vatandaşlık Kanunu gereğince Türklüğe kabul olunan herkes Türk’tür.
Türklük sıfatının kaybı kanunda yazılı hallerde olur.

61 Anayasası
I. Temel hakların niteliği korunması
Madde 10: Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.
Devlet, kişinin temel hak ve hürriyetlerini, fert huzuru, sosyal adâlet ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşamayacak surette sınırlayan siyasî, iktisadî ve sosyal bütün engelleri kaldırır, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlar.

Madde 11: (20.9.1971 – 1488) - Temel hak ve hürriyetler, Devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğünün, Cumhuriyetin, millî güvenliğin kamu düzeninin, kamu yararının, genel ahlâkın ve genel sağlığın korunması amacı ile veya Anayasanın diğer maddelerinde gösterilen özel sebeplerle Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak, ancak kanunla sınırlanabilir.
Kanun, temel hak ve hürriyetlerin özüne dokunamaz.
Bu Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbirisi, insan hak ve hürriyetlerini veya Türk Devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü veya dil, ırk, sınıf, din ve mezhep ayrımına dayanarak, nitelikleri Anayasada belirtilen Cumhuriyeti ortadan kaldırmak kastı ile kullanılamaz.
Bu hükümlere aykırı eylem ve davranışların cezası kanunda gösterilir.

III. Eşitlik
Madde 12: Herkes, dil, ırk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ayırımı gözetilmeksizin, kanun önünde eşittir.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

82 Anayası

X. Kanun önünde eşitlik
MADDE 10. – Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

24 Anayasasının 2. Maddesi sessiz sedasız unutuldu...

Atatürk gibi düşüneceğiz... Çözüm bu...

     Medeni Yasa (Yeni)
I. Hak ehliyeti
MADDE 8.- Her insanın hak ehliyeti vardır.
Buna göre bütün insanlar, hukuk düzeninin sınırları içinde, haklara ve borçlara ehil olmada eşittirler.



1926 tarihli Medeni Yasa
Madde 8 - Her şahıs medeni haklardan istifade eder. Binaenaleyh kanun dairesinde haklara ve borçlara ehil olmakta herkes müsavidir.


ALLAH AKİL ADAKLARDAN KORUSUN...

70 milyon insandan, binde biri dahi olsa yetmez mi... Dışarda akıllı adam aramak ahmaklık değil de ne...70.000 ciddi bir sayı...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın tüze felsefesi (hukuk) kümesinde bulunan diğer yazıları...
Neymiş Biliyor Musun
Atatürk ve Türkiye
Bilirkişi Raporu
Seçim Barajı
Madem ki Biliyorsun, Neden Öğretmiyorsun
1982 Anayasası ve Tutukluluğun Devamı Kararı
Çok Partili Yaşam
Dostça Bir Söyleşi
Özelleştirme Neden Yapılır
Başkanlık Sistemi

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Beynimizin Çaresizlik Oyunu
Bayındır
Kendini Başkasının Yerine Koymak
Doğa Düzeni ve İnsan
Başlarken
Ms ile Söyleşi
Dna ve Evrim
Duygusal Şiddet Nedir?
Hastalığın İlerlemesi Nasıl Durur
Yanlış Anlama Sanatı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sorma İsterse [Şiir]
Kukla [Şiir]
Odabaş Tüm Şiirler [Şiir]
1001 Gece Masalları [Şiir]
Kuklacı Amca [Şiir]
Çay Koy Ortak [Şiir]
Buluşalım [Şiir]
Çay Koy Ortak [Şiir]
Geliyorum Ortak [Şiir]
Zamanın Yaptıkları [Şiir]


Ahmet Odabaş kimdir?

1963 Çarşamba/Samsun doğumluyum. Serbest avukat olarak çalışıyorum. (İzmir'de)

Etkilendiği Yazarlar:
Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal, Hayyam, O Veli, Aziz Nesin,


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Ahmet Odabaş, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.