..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Işık verirseniz, karanlık kendiliğinden yitecektir. -Erasmus
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Günlük Olaylar > Fuat Türker




11 Temmuz 2012
Yaşlı Sanatçının Vasiyeti  
Fuat Türker
Geçenlerde 40 yıllık bir radyo sanatçısının konuk olduğu bir tv programı izledim. Çok ilginç diyaloglar yaşandı programda. Bir bölümünü sizlerle paylaşmak için not aldım... Programda sunucu, birçok ünlünün şu an yaşamadığını ama eserleriyle aramızda olduklarını, yaşlanmanın ve bir gün ölümün kaçınılmaz olduğunu anlatıyor,


:AEJB:
Geçenlerde 40 yıllık bir radyo sanatçısının konuk olduğu bir tv programı izledim. Çok ilginç diyaloglar yaşandı programda. Bir bölümünü sizlerle paylaşmak için not aldım.

Programda sunucu, birçok ünlünün şu an yaşamadığını ama eserleriyle aramızda olduklarını, yaşlanmanın ve bir gün ölümün kaçınılmaz olduğunu anlatıyor, "yaşlanmak yaşamaktır" diyerek sözlerini bitiriyor. Sonra soruyor yaşlı sanatçıya; "ölüm ölüm aklınıza geliyor mu. Ben öldükten sonra sanat dünyası ne durumda olacak diye hiç düşünüyor musunuz?"

Sanatçı şu cevabı veriyor; "düşünüyorum tabi ki, ama öldüğümde radyonun önüne getirilmeyi, orada tören yapılmasını istemiyorum."

Yılların sanatçısı ilginç vasiyetini şöyle açıklıyor; "öldüğümde beni camiden alsınlar, cenaze arabasına koysunlar. Yol boyunca ... türküleri çalınsın. Biri bitsin türkünün, diğeri çalınsın." İstediği türkülerin adlarını da açıklıyor. Hatta bu vasiyetinde ne denli ciddi olduğunu kanıtlamak istercesine, bunun yazılı vasiyeti olduğunu da üzerine basarak sözlerine ekliyor.

Düşündüm; insanlar ölüm konusunu bile dünya hayatına yönelik olarak söz konusu ediyorlar. Oysa ölüm, insan hayatının en önemli konusu ve tek gerçeği. Nasıl yaşamış olursa olsun her insan yaşlanıyor, hastalanıyor, belli bir süre sonra da ölüyor. Ev ne kadar muhteşem de olsa zamanla eskiyip, yıpranıyor. En son model otomobil çürüyor, parçalanıyor, kullanılmaz hale geliyor. Makamını, kariyerini insan her an yitirebiliyor.

Çok tanınmış da olsa insan bir süre sonra unutulup gidiyor. Son yıllarda hayatını kaybetmiş en tanınmış isimlerin, başbakanların, politikacıların, sanatçıların, edebiyatçıların adlarından bile söz edilmiyor.

Allah, insana acizliğini hatırlatacak onlarca özellik vermiş. İnsanların büyük çoğunluğu sürekli ilaç kullanıyor. Allah, bu acizlikleri, Kendisini, ölümü ve ahireti düşünmeleri için veriyor. Sonsuz merhametiyle, dünyaya hırsla bağlanmamaları veriyor bu acizlikleri ama buna rağmen insanlar düşünemiyor, dünyaya delice bağlanmanın anlamsızlığını akledemiyorlar.

Uyku ihtiyacı, yorgunluk ve yaşlılık da insana özel olarak veriliyor. Bu gerçeğin farkında olmayan, örneğin hastanede kanser tedavisi gören birini düşünelim. Öylesine gaflette oluyor ki hala orada fabrikasının hisselerinin ne olacağını düşünüyor. Ölüyor, yakınları nereye gömüleceği konusunda tartışıyorlar. Mezarının nereye yapılacağı ya da hangi malzemeden, nasıl bir mezar yaptırılacağı ile ilgili karar veremiyorlar. Oysa toprağın altındaki insan için mezarının manzarasının ya da gösterişli olup olmamasının ne önemi var?

İnsan, zavallılığına ve aczine rağmen -haşa- kendince ölüme meydan okumaya kalkıyor. Bunca aczine rağmen insanın, ölümü ve ahireti düşünmemesi ne kadar akılsızca. Aklını kullanıp düşünen insan ise aczini gördükçe Allah yakınlaşıyor. Aczi onu Allah’a daha çok bağlıyor.

Dünya hayatındaki eksiklik ve acizlikler, güzel şeylerin var olmadığı anlamına gelmiyor şüphesiz. Dünyada insana Cennet’i hatırlatacak pek çok güzel nimet var. Ancak güzelliklerin yanı sıra Cehennem’e ait çirkinlikler de bulunuyor. İmtihan mekanı olması nedeniyle Cennet ve Cehennem’e ait özellikler dünyada bir arada. Bu hikmetli yaratılış, Cennet ve Cehennem hakkında fikir edinmemiz ve geçici dünya hayatına kendimizi kaptırmak yerine, gerçek ve sonsuz yaşam olan ahirete yönelmemiz için. Gerçek ve sonsuz yurt ahiret çünkü.

O halde yapmamız gereken, gerçekleri fark ettiğimizde hiç vakit yitirmeden, yıkıma götüren yoldan dönmek, Allah’a teslim olmak. Önemli olan yalnızca Allah’ın hoşnutluğu için yapıp ettiklerimiz. Dünyada sahip olduğumuz her şeyin ardımızda kalacağını, birlikte götüreceğimiz tek şeyin, inancımız ya da inançsızlığımız olduğunu unutup aldanmayalım.

"Ey insanlar, hiç şüphesiz Allah’ın vaadi haktır; öyleyse dünya hayatı sizi aldatmasın..." (Fatır Suresi, 5)

.Eleştiriler & Yorumlar

:: :))
Gönderen: Kazim Bayar / , Türkiye
11 Temmuz 2012
Cennet umutların mutlu melcesi Cehennem mazlumun intikam öfkesi...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Vakit, ‘öldürmek’ Değil Kazanmak İçindir

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Darwinizm, Komünizmin Bilimsel Kılıfıdır
Pkk'nın Hedefi; Komünist Toplum
"Kahrolsun O Zan ve Tahminle Yalan Söyleyenler"
Dünyalık Peşindeki Din Adamları
Şeytanın Çift Taraflı Kıskacı: Bir Yanda Ateizm Bir Yanda Yobazlık
Münafık Matruşka Gibidir...
Yalanın Rengi
Toplumda Yerleşik Kur"an Dışı Sözler - II
'Allah Baba' ve 'Allah Seni Yakar': Çocuk Eğitiminde İki Yanlış
Birlikte Allah'ın İpine Sarılma Zamanı Gelmedi mi?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Otobüs Yolculuğu [Öykü]
Köy Anılarım (!) [Öykü]
Artık Oruç Tutuyorum (Çocuklar İçin Ama Büyükler de Okuyabilir :) [Öykü]
Daldaki Armut (Çocuklar, Gençler ve de Çocuk ve Genç Kalanlar İçin :) [Öykü]
Boyun Eğen Kutlu Kadın [Öykü]
İnkârcılar İnananların Sapmasını İsterler [Deneme]
Son Perde [Deneme]
Dinin Çıkarlarını Gözetmek [Deneme]
İnsan Neden Kıskanır? [Deneme]
Konuşma Kişiliği Yansıtır [Deneme]


Fuat Türker kimdir?

6 yıldır insani ve imani konularda makaleler ve çocuk yazıları yazıyorum. Yaklaşık 5 yıldır Haber Vaktim, Cemaat. com, Sayha Dergi, Edebistan, Turuncu Dergi, Körpe Kalemler, Edebiyat Defteri gibi dergi, portal ve haber sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Yazılarımı ve inandıklarımı paylaşmak için İz Edebiyat'dayım. Ayrıca Risale Çocuk, Kalem. biz ve Beyan/İstikamet Dergisi'nde çocuk yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.