Yaþam baþlangýcý olmayan bir yolculuktur. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Tavsiyemi dinlerseniz, Facebooktan benim iç iþleri bakaný ile arkadaþ olun, davet edilmeseniz bile çat kapý bize misafirliðe gelin. Bizim ev illaki ilave bir misafir barýndýrýlamayacak kadar dolu olacaðýndan, iç iþleri sizi otelde oda tutup orada misafir edecektir. Böylece o altmýþ teleyi ödemekten de kurtulacaksýnýzdýr. Ýnanmýyor musunuz? Deneyin, görün kardeþim; yalan borcum mu var size? O paralar iç iþleri bakanýnýn kendi paralarý deðil. Benim paralarým. Her ay baþý aldýðým bindört yüz tele emekli maaþým bu iþlerde kullanýlýr. Hanýmefendi, birkaç gündür facebook arkadaþlarýný aðýrlamaktan parasý kalmadýðý için varlýðýmý nihayet hatýrlayarak yanýma geliyor. “Misafirlerini de getirseydin ya, otelin havuzunda yüzerlerdi.” “Yok… Bu gün de sen denize gel. Misafirleri deniz kýyýsýna yolladým. Seni almaya geldim. Hadi kocacýðým, þöyle bir yürüyüþ yapalým, misafirlerin yanýna girdip denize girelim” diyor. Hayret, para talebi yok… Biraz nazlanacak oluyorum, “saðlýðýn için… doktor öyle diyo…” diyerek ýsrar ediyor. Mecbur kalýyorum hazýrlanmaya. Denize gideceðim zaman daima deniz þortumu giyer, onun üstüne de bermuda pantolonumu geçirir öyle giderim. Gene ayný þeyi yapmak için , çantamdaki deniz þortumu çýkartýyorum. Kýçýmdaki külotumu çýkartýyorum… Ansýzýn, odanýn kapýsý açýlýyor. Ýçeri, yabancý bir bayan kafasý uzandýktan sonra, beni o halde görmenin de utangaçlýðýyla “sorry! Sory!” diyerek geri çekiliyor. Kadýnýn bu ani baskýnýndan asýl ben utanarak aceleyle Bermuda pantalonumu bacaklarýmdan geçiriyorum, “hadi gidelim!” diyerek iç iþlerini odadan çýkartýyorum. Elele tutuþup, genç aþýklar gibi el ele, benim tempomda, kah yürüyerek, kah dikilip nefeslenerek, gidiyoruz. Genelde, “o yolda beþinci köþe baþýnda bi tane çomar var, beni görünce saldýrýyor; yok o yolda da kasabýn iti var, pusuya yatmýþ beni bekliyordur puþt!” diyerek gidilecek güzergahlarý ben belirlerim. Kendime soru sorabilmek için kurabildiðim en kibar cümle: “bu kadar ahmak olmak zorunda mýsýn, Kemalciðim?” dir. Biraz ilgi, biraz sevgi ile kolayca olabildiðim bir þeydir bu ahmaklýk. Yürüyüþ yaptýðýmýz her güzergahta köpeðin sürüsüne bereket. Bunu her defasýnda tecrübe etmeme karþýn, ciddi ciddi cümlelerle yorumlar yapýp yeni güzergahlar belirlemenin ne gereði var ki! Bu defa belirlediðim güzergahta ansýzýn karþýlaþtýðýmýz ise bir deðil, tam yedi köpek. Karþýmýza öyle aniden çýkýyorlar ki, tam bir gafil avlanma yaþýyorum. Saðýmda üç köpek, solumda dört köpek. Ýç iþleri bakanýna öyle bir sokuluþum var ki, kesin etini delip içine gireceðim onun. Gözlerim kararýyor, bacaklarým titriyor, bayýlýp düþtüm, ya da düþeceðim, o vaziyet. Birden, içiþleri yürüyor köpeklerin üstüne, bir iki “hoþt!” diye nara atýyor. Köpekler, ortaya çýktýklarý hýzla geçip gidiyorlar. Ýç iþleri bakaný, “Gördün mü bak, seni korudum onlardan,” diyerek böbürlenmeye baþlýyor. Hayretler içindeyim! Hiçbir tanesi bana saldýrmaya teþebbüs etmiyor. Nedenini anlayabilmek için göz ucumla arkalarýndan bakýyorum ve en öndeki kýzana gelmiþ köpeði fark ediyorum. Ötekilerin hepsi onunla bozmuþlar kafayý, beni gördükleri yok. “Sen kovmuþ deðilsin onlarý. Onlarýn derdi, zaten ben deðildim, en öndeki diþi köpekti…” diyerek ona ne kadar akýllý olduðumu kanýtlýyorum. En öndeki diþi köpeðin ancak yarý beline gelebilecek bir erkek köpek, diðer iri yarý köpeklerin de hýrlamalarýndan, gürlemelerinden býkmýþ olacak ki, sürünün peþinden gitmeyi býrakýp aniden bize doðru gelmeye baþlýyor. Olacak þey mi þimdi bu? Sol taraftan gitse aramýzda iç iþleri olacak, ama o benim yanýmdan geçmeye karar vermiþ. Hemen iç iþlerinin öbür tarafýna dolanýp gene aramýza onu sokmuþ oluyorum. Tam da geçip gitmek üzereyken ani bir frenle dikilip baþlýyor bana bakmaya. Ben tam siper sinerek beni görmemesi için çabalasam da o benim çoktandýr farkýmda. Gözleri üstümde benim tarafýma dolanmaya baþladýðý an ben de hemen öbür tarafa dolanýyorum, bir taraftan da iç iþlerine dil döküyorum. “Haydi, kov þunu! Kovsana yav!” “Demin ötekileri sen kovmadýn, onlar zaten diþi köpekten baþka bir þey görmüyordu gözleri, diyordun ya!” “Ne olmuþ dediysem? Bunu kovuver iþte!” Geri zekalý köpek de ben ne tarafa dolanýyorsam aynen dolanmayý sürdürmekteyken kulaklarý dikip hýrlamaya baþlamasýn mý! “Yahu, Allah rýzasý için defet þu pire torbasýný!” “Olmaz!” “Para veririm!” “Ýki yüz elli lira verirsen kovarým.” “Çüþ…Elli lira yeter!” Köpek, kendisine bu kadar düþük fiyat biçmemden alýnarak hamleler yaparak baþlýyor havlamaya. “Tamam! Yüz vereyim, hadi!” “Ne senin dediðin olsun, ne benim dediðim olsun, madem ki yüz elliye halledeyim.” Köpek ýsýrdý ýsýracak. “Tamam!” diye haykýrýyorum. “Yüz elli olsun!” “Çýkar ver!” Bermuda pantalonun paça cebinden çýkarttýðým paralarýn arasýndan seçtiðim yüz elli lirayý teslim ediyorum. Parasýný koynuna sokuþturduktan sonra, “ne diyon lan, sen!” deyip bir iki tepinerek köpeðin üstüne yürüyor. “Defol git uyuz þey!” diyerek bir de tekme sallýyor. Köpek baþlýyor kaçarak gitmeðe. Ben, bu kadar basit bir iþlem için kaptýrdýðým yüz elli teleye yanarken, o; “Hadi, bu kadar yürüyüþ yeter. Deniz kýyýsýna gidip denizimize girelim artýk,” diyerek beni plaja doðru çekiþtirmeye baþlýyor. … Denizin kenarýnda, facebook arkadaþlarý sere serpe güneþlenmekle meþguller. Ýçten, sevecen, hepsini teker teker selamlýyorum. “Merhaba kýzlar!” “Merhaba! Hoþ geldin!” Biz de aralarýna katýlýyoruz. Ýç iþleri bakaný grubun ön tarafýnda temizce bir yere süngerimsi yaygýyý serdikten sonra, ayný yere þemsiyemizi dikmeye uðraþýyor. O arada ben de ayaðýmdaki pantolonumu çýkartýp deniz þortumla, denize gitmeye hazýrlanacaðým. Pantolonumun fermuarýný açýp indiriyorum aþaðýya. Facebook arkadaþlarýmýzdan, “a!” diye bir nida yükseliyor. Ýç iþleri bakaný þemþiyenin altýndan bir çýðlýk atýyor. “Kemal, napýyorsun sen!” Arkadakiler kikirdemekteler. Bir bakýyorum, kýçýmda deniz þortum yok; hiçbir þey yok! Olanca hýzýmla pantolonu geriye çekiþtiriyorum. Allah’tan ön tarafýmýzda sadece deniz var ve facebook arkadaþlarýmýza sadece popom dönük. Turist kýzýn yanlýþ odaya girmesi esnasýnda dalgýnlýkla þortu giymeyi unuttuðumu fark ediyorum. Kýzlar, aralarýnda kikirdemeyi sürdürürken, ben kýzarmakla meþgulüm…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Kemal Yavuz Paracýkoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |