..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyada insandan çok aptal var. -Heinrich Heine
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Kemal Yavuz Paracýkoðlu




23 Ekim 2012
Oðlum Bak Git  
Kemal Yavuz Paracýkoðlu
Tarih öðretmenliðinden emekli olup da Sarýmsaklý ’ya taþýndýðýmýz ilk günlerde, henüz memuriyetin alýþkanlýklarýný terk edememiþtim. Yani, hala saçý sakalý düzenli týraþ ediyordum ve hala kravatla, takým elbiseyle sokaða çýkýyordum. Bu halim komþularýn çok dikkatini çekiyor ve bu resmi kýlýklý adamýn ne iþ yaptýðýna dair aralarýnda yorumlar yapýyorlardý.


:ACBE:

Tarih öðretmenliðinden emekli olup da Sarýmsaklý ’ya taþýndýðýmýz ilk günlerde, henüz memuriyetin alýþkanlýklarýný terk edememiþtim. Yani, hala saçý sakalý düzenli týraþ ediyordum ve hala kravatla, takým elbiseyle sokaða çýkýyordum. Bu halim komþularýn çok dikkatini çekiyor ve bu resmi kýlýklý adamýn ne iþ yaptýðýna dair aralarýnda yorumlar yapýyorlardý.

Taþýndýðým evin bulunduðu sokaktaki birkaç evde Osmanlý yadigarý Rum komþularla yan yana oturuyorduk. Rum kadýnlarýnýn, kýzlarýnýn güzelliklerine gönül kaptýrarak sokakta, hem de benim evin bahçe duvarý önünde, çoðu da duvar üstünde oturarak, bir araya gelen, mahalleden olan, olmayan bir sürü genç, çýkardýklarý gürültü patýrtýyla iyice tedirgin olmamýza sebep oluyordu. Delikanlýlarýn iyice azýttýðý bir gece, evin balkonunda ufaktan ufaða keyifle demlenmekteyken sinirlerim bozulmaya baþladý. Delikanlýlara, aldýðým alkolün de cesaretiyle, duvarýmýn önünden ayrýlarak, baþka bir yerde gürültü yapmalarýný ikaz ettim.

Vay sen misin ikaz eden! Birbirlerini gaza getirerek, baþladýlar külhanbeyliðe…

Tahriklerin etkisiyle baþladým ben de onlarý tehdit etmeye: “Ulan, gelirsem oraya hepinizi tokatlarým! Ona göre haaa…!”

“Gelsene! Gelsene!”

“Hadi gelsene!”

Son ikazlarýmý yapmaya çalýþtým: “Oðlum bak git!”

Bu defa da baþladýlar dalga geçmeye: “ Amca… Papucu yarým… Çýk sokaða, oynayalým!...”

Elli beþ yaþýndaki bir adama karþý yedi tane yirmili yaþlarda kopuk! Ýþin aleyhime olan aritmetiðini lehime çevirip, “bir büyüktür yedi” nin doðruluðunu gösterecektim onlara! Bu, emeklilik yaþamýnýn yarýsýndan çoðunu polisiye filmleri seyrederek geçiren macera düþkünü benim gibi biri için çocuk oyuncaðýydý. Balkondan içeri geçip, bilgisayarýnýn önünde facebook arkadaþlarýyla sanal muhabbete dalmýþ eþimin yanýna gittim.

“Karýcýðým! Ekrandaki paylaþýmlarýn altýna yorum yapmaya biraz ara ver de, þu serserileri duvarýmýzýn önünden ebediyen yollamama yardým et!”

Onlarý kovalayabileceðime ihtimal vermeyen eþim, benimle dalga geçerek, “nasýl yollayacaksýn? Rüþvet vererek mi?” diye sordu.

“Dinle bak…” diyerek ona planýmý anlattým.

Vitrinin alt çekmecelerinden birinde duran kuru sýký tabancamý alýp belime soktum. Gittim, yatak odamýzdaki duvarda asýlý duran pompalý av tüfeðimi getirip karýma teslim ettim. “Gazamýz mübarek olsun, karýcýðým!” diyerek onunla vedalaþtým. Çýkýþ kapýsýnýn arkasýndaki “Sami Okþar” ’ý da alarak çýktým sokaða.

Elimde bir þimþir sopasýyla üstlerine geldiðimi gören delikanlýlar baþladýlar dalga geçmeðe.

“Vay!... Amcamýz kapmýþ sopasýný, bizi sopalamaya geliyor!”

“Yok len! Açýn avuçlarýnýzý bakiim diycek, sýra sopasýna çekecek hepimizi! Az önce dedi ya, gelirsem sýra sopasýna çekerim sizi, diye…”

“Sýra sopasýna demediydi lan! Hepinizi tokatlarým, dediydi!”

Delikanlýlarýn önüne kadar gittim. Yan gözlerle evimin balkonunu kontrol ettiðimde eþimin de balkona çýktýðýný görerek hemen horozlanmaya baþladým. “Ulan ben daðýlýn demedim mi size!”
Delikanlýlar ise dalga geçmeyi sürdürerek söylenmeye baþladýlar.

“O-o!…”

“Çok korktuk!

“Ben korkudan donlarýma kaçýrdým valla!”

“Ha ha ha!...”

Mümkünü yok kapýþamazdým onlarla, birer el enseyle yerlerde süründürürlerdi beni. Eþim de bir türlü devreye girmiyordu ki! Çaresiz belimdeki tabancayý çekecektim ve onunla korkutmaya çalýþacaktým. Kývranmaya baþladým:

“ Oðlum git bak!” diyerek elimi belime attým…

Ýþte bu anda devreye, benim cesur yürek eþim girdi ve elindeki pompalý tüfekle havaya bir el ateþ ettikten sonra gez, göz, arpacýk, doðrulttu tüfeði onlara. “Sami Baþkomiseriniz ne diyorsa dinleyin onu! Yoksa hepinizin kýçýnda birer delik açarým!”

Baþkomiser mi? Þu kadýn zekasý yok mu, her an her yerde mutlaka devreye giriyor ve iþleri hallediveriyordu. ‘Emekli tarih öðretmeni diyecek deðildi ya, aferin karýcýðým!’ diye düþünerek onunla gurur duydum. Nitekim delikanlýlar çark etmeye baþlamýþtý bile

“Herif polismiþ lan!”

“Hem de Baþkomisermiþ valla!”

“Bu herif bi çektirirse hepimizi, sabaha kadar anamýzý aðlatýr!”

“Üstelik tüfeði de doðrultmuþ bize yenge!”

Evet! Bir büyüktür yedi!

Hemen aþaðý almaya baþladýlar.

“Baþkomiserim, yanlýþ anladýnýz bizi!”

“Biz de bu mahallenin çocuðuyuz hani…”

“Kötü bir niyetimiz yoktu valla!”

“Tamam, bidaa sizin evin duvarýnda toplaþmýycaz!”

Bu riyakarlýklarýna öyle bir sinirlendim ki, kendim, kendimden korktum. “Kes, kes, kes! Bir daha hiçbirinizi bu sokaktan geçerken bile görürsem götürürüm karakola, dört gün dört gece coplaya coplaya nezaret hanede tutarým. Ha!...” Baþladým sýrayla birer þamar vurmaya. “ Tamam mý ulan?”

Her þamarý yiyen, “ tamam!” diyerek boyun büküyordu.

Þamarlar bitince, “ hadi þimdi, defolun hepiniz!” diye gürledim.

Arkalarýna bakmadan kaçmaya baþladýlar.

Bitiþik evdeki Rum komþu ile yanýndakiler, olanlarý balkondan izleyerek yorum yapýyorlardý.

“Herif, hepinizi tokatlarým demiþtir, sözünü tutmuþtur billahi!”

Ev sahibi, kundura tamircisi Paraþko’nun hanýmý, Rum þivesiyle, “Baþkomiserime herif demeyinis, duyar, gücenir sonra …” diyerek evden çýkýp yanýma geldi. “Ellerinis dert görmesin baskomiseru, bisleri bilsenis nasil bir dertten kurtardinis, sise borcumusu nasil öderis bilemorum…”

Þöyle bir baktým kadýna, pek bir deforme olmamýþ. Baþkalarýnýn duyamayacaðý bir sesle ona, “bana bir borcunuz yoktur madam, ama siz buraya geldiðinizden beri yüreðim niye hýzlý hýzlý atmaktadýr, anlayamamaktayým…” dedim.

O ise anlayacak kadar zekiydi elbette. “Benim yüreðim de sisinki gibidir baskomserim!” diyerek cilvelendi.

“Bu iki yüreðin derdine derman olmak üzere, en kýsa zamanda bir görüþelim mi madam?”

“Kunduraci Parasko kunduraevine, bu kulunus sisin emrine…”

“O halde emrimi bekle madam,” diyerek ayrýldým oradan, eve girdim. Sami Okþar’ý yerine yerleþtirdim.

Tabii ki, elindeki tüfekle eþimin sorgulamasý baþladý hemen.“Ne konuþtunuz o karýyla öyle, fýs fýs fýs?”

“Fýs mýs bir þey konuþmadýk karýcýðým. Kadýncaðýz da o serserilerden çok mustaripmiþ. Size borcumuzu nasýl öderiz bilemiyoruz, çok teþekkür ederiz, filan dedi.”

“Borcunu ödemek için, gençlere verdiðini sana da vermesini söylemiþindir sen!”

“Tövbe, de be karýcýðým! Benim o taraklarda bezim var mý hiç? Kocacýðýný tanýyamadýn mý hala?” diyerek sýrnaþa sýrnaþa elinden tüfeði aldým, götürüp yatak odasýndaki duvara astým.



.../...
23.10.2012
Kemal Paracýkoðlu



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn gülmece (mizah) kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Paraþko'nun Kýzlarý

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Muhittin Amca...
Hempa...
Krallarýn Kraliçesi
Hanýmeli...
Siktiriboktan…
Balkonlu Ev...
Basgitar...
Bizim Köyün Ayýlarý... 2.
Nil Kraliçesi.
Nerede O Eski Öðretmenler…

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Part - Time Seviþmeler [Þiir]
Bir "Hiçbir Þey" Olmak [Þiir]
Deliler Bayramý [Þiir]
Nazlý Nazlý Karýlar... [Þiir]
Gülbahar'ým; Can Çiçeðim! [Þiir]
Ýkimiz Ýçin [Þiir]
Hayatým [Þiir]
Halepçe [Þiir]
Senden Önce, Sensiz [Þiir]
Çapkýn Kýz... [Þiir]


Kemal Yavuz Paracýkoðlu kimdir?

Okur yazar, okuduðunu anlar, yazdýðý okunur, emekli büro memurluðundan devþirerek, kendi kendine oldu yazar. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Hiç kimseden etkilenmemiþtir, kendine özgü bir yazý dili kullanýr...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Kemal Yavuz Paracýkoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.