Bu aslýnda öðrenilmiþ çaresizliðin bir görünümü... Deneyler konusunda örnekleri saymak istemiyorum...ilgilenenler biliyor zaten...

Özelleþtirme psikolojik bir rahatsýzlýktýr.

Banu Avar’ýn bir konuþmasýný dinliyorum... Özelleþtirme sürecini, partileri, parti liderlerini özetliyor... Partinin veya liderin A, B, C olmasýnýn bir önemi yok... hepsi ayný görevi yerine getiriyor... özelleþtiriyor... Tabi ne kazanýyoruz ya da kaybediyoruz diye sorgulayan yok...

Atatürk döneminin karma ekonomisi rafa kaldýrýlýyor... Peki neden...

Daha bilimsel, daha geliþmiþ, daha modern yöntemler mi uygulanýyor...

Aslýnda yabancý uzmanlar ve onlarýn çýraklarýnýn söylemi uygulanýyor... devlet sanayiden çekilsin...

Göz ardý edilen veya öðretilmeyen bir ayrýntý ise, emperyalist devletlerin etkin kiþilerinin, devlet adamlarýnýn, kendi þirketlerinin pazarlama elemaný gibi mal satmasý...

Siz yapmayýn günah olur diyerek, kendilerine daha büyük pazarlar kuruyorlar... Onlara bir þey olmuyor...

Atatürk döneminin sanayileþme ve kalkýnma hýzýna hiçbir zaman yaklaþýlamadý bile... Bu noktanýn altý çizilerek tekrar tekrar okunmasý gerek....

Atatürk, kopyala-yapýþtýr veya talimat dinle taktiði uygulamadý. Ne gerekiyorsa o yapýldý... Daha sonra ne gerekiyorsa o yapýlmayýp, tersi yol izlendi....
Nerden baþlamýþtýk...özelleþtirme bir rahatsýzlýktýr... Olmazsa olmaz gibi öðretilmiþtir. Öðrenilmiþ çaresizliðin bir görünümüdür...