..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir şey yaşam kadar tatlı değildir. -Euripides
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaşlık > Aysun Güven




14 Mart 2013
Zeus'un Kızı; Olta, Balık ve Deniz  
Aysun Güven
Ama balıkları tutarken, ağızlarından demir çengeli çıkarırken, babamın ameliyatlarda gösterdiği özeni gösteriyor, acıtmamaya dikkat ediyordum. Ve onları, asla çıkamayacakları , üstü kesilmiş su dolu, plastik bidonun içine atarken hiçbir şey düşünmüyordum, onların biten hayatları dışında. İçeri tıkıldıklarında, bir süre kurtulduklarını düşünürler, azalan oksijen ve değişmeyen görüntü onlara her beş saniyede bir yakalandıklarını hatırlatır.


:AGIB:
Havanın pusu ve nemliliği, balıkları da bunaltmış olmalı ki, ballı ekmeğe bayılırlar, ona bile gelmiyorlar. Sanki, hepsi sözleşmiş gibi, bir toplantıya filan gitmişler de orada, soğuk limonatalarını içip, ayak ayak üstüne atmış, birbirleri ile, denizin kirliliği hakkında, konuşup dertleşiyorlar. Ben bunları düşünürken, iskelenin, denizin tuzundan erimiş basamakları çatırdamaya başladı. Bu saatte alışıldık bir durum değildi. O kadar erken kalkardım ki, o yüzden pek arkadaşlık eden olmazdı. Kıyametten sonra, sadece genç bir balıkçı, her gün huyu değişen bir deniz, canları istediklerinde yakalanmalarına izin veren balıklar.
Gelen şık bey, özenle, olta takım çantasını, soluk yeşil, üzerindeki banka reklamı çoktan silinmiş , arkalığı yarım kalmış bankın üzerinde açtı. Hemen oltayı monte etmeye başladı. Çok pahalı olduğunu tahmin ettiğim bu olta, güneşin buluttan projeksiyon gibi yaydığı ışınlarla karşılaşınca, pırıl pırıl parlıyordu, bir şövalye kılıcı gibi.
-Vay be dedim kendi kendime, len var mısın oltaya tav olsun balıklar.
Güneş, puslu halinden kurtulmuş, artık nem iyice, gizli bir düşman gibi tenimi işgal etmeye başlamıştı. Tuz, bileğimdeki taze kesiği acıtıyor, onu hatırlamama sebep oluyordu. Bunca eziyeti çekmemin bir anlamı olmalıydı. Burada balık tutuyordum ya evde. Unutulmuşluğun, boş vermişliğin verdiği acıyı ne unutturuyordu bana bileğimdeki kesikler mi ? Düzgün yolda giderken, aksı kaymış araba gibiydim. Balık tutma dışında, hiçbir şeyi bunları düşünmeden yapmıyordum. Ama balıkları tutarken, ağızlarından demir çengeli çıkarırken, babamın ameliyatlarda gösterdiği özeni gösteriyor, acıtmamaya dikkat ediyordum. Ve onları, asla çıkamayacakları , üstü kesilmiş su dolu, plastik bidonun içine atarken hiçbir şey düşünmüyordum, onların biten hayatları dışında. İçeri tıkıldıklarında, bir süre kurtulduklarını düşünürler, azalan oksijen ve değişmeyen görüntü onlara her beş saniyede bir yakalandıklarını hatırlatır.
Sanki, dalganın sesi ile annemin o eşsiz sesi geldi kulağıma.
-Portakal suyunu sakın içmeyi unutma, derken, her sabah değiştirdiği kelime, sadece suyun öncesindeki meyvenin adıdır. Anlaşılacağı üzere sabah kahvaltılarım eksiksizdir.
-Gözünü seveyim oğlum arabayı mutlaka emniyet kemeri ile kullan. Ceza ödemeyi bir yana bırak sana bir şey olacak diye korkuyorum… diyerek babam ehemmiyetli bir baba olduğunun bilincindedir.
Annem ve babam sadece hastanenin değil, birbirlerinin de nöbetlerini tutarlar. Asla birinin evde olduğu bir zaman, diğeri evde yoktur. Bunu, yaşım gereği, o zaman birinin, benim yanımda kalması gerekir diye değerlendirirken, yaşım ilerledikçe aslında beraber olmalarının, olmamalarından, daha çekilmez olduğunu anlayabilecek kadar iyi tanıyordum onları. Asla, önümde tartışmazlardı. Bir kere bile, birbirlerine saygısızca davrandıklarını görmedim. Ama sevgiyle baktıklarını da. Hep, yakaladığım, balıklar gibi bakıyorlardı birbirlerine.
Oltam sallanmaya başladı. Güzel, beyaz kasketli, parlak oltalı bey, gözünü hafifçe kaydırmıştı, benim tarafa, kafasını çevirmeden. Oltada, gümüş rengi istavrit, sağa sola çevirirken bedenini, parlak olta, ışığı adamın gözlerinin içine sokuyordu.
-     Marifet oltada değil, balıkçıda diye.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Zeus'un Kızı;hayal Balığı
Zeus'un Kızı;gökkuşağı
Acının Dramatik Süsü
Zeus'un Kızı;per - Kür Per - Taj
Alacakaranlık ve Ötesi
Zeus'un Kızı; Takvim Yaprakları
Zeus'un Kızı; Paravan
Gökkuşağı
Zeus'un Kızı; Işık
Zeus'un Kızı;kadının Gölgesi

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Kara Mizah [Şiir]
Irmak [Şiir]
Bütün Yolculuk Boyunca Hasret Ayrılmadı Benden - Bir Ucu Bir Kuyuda Kaybolan Rüzgarlı Bir Şosede [Şiir]
İnsana Dair [Şiir]
Bir Dolu Bir Boş [Şiir]
2011 Yeni Doğan [Şiir]
Doğum Günüm [Şiir]
Derdim Bu Olsun [Şiir]
Doğum Günüm [Şiir]
Ne Diyeceğimi Bilemedim [Şiir]


Aysun Güven kimdir?

hayatın içine sığamayanlar kitapların içine sığabilir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Aysun Güven, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.