Yaşamak ne güzel şey be kardeşim. -Nâzım Hikmet |
|
||||||||||
|
Melodisi: tristeza- balabaristas İşim gerçekten cok zor. Her sabah erkenden kalk çişini yaptır. Yürüyüşe çıkar, yemegini ver. suyunu aman unutma. Zamanı gelince birde.. birde tabi kacınılmaz çiftleşme hikayesi. Olmazsa olmaz. Evet onunda rahatlaması ve ardından cogalması ve tüm rahatını bozması gerek tabi.. kacınılmaz son. Rahatsız bir hayat. Bugün yine kendimi yalnız hissettim ve tüm gün yatagımdan kalkmak istemedim, yatagıma yapısıp oradan birilerinin beni koca bir kevgirle derimi parçalayıp tamamiyle kazıyana kadar orada öylece yatmak istedim. Düşüncesi dahi komik. Düşünsenize etrafınızdan birinin yada cok uzaga gitmeye gerek yok kendinizi düşünün, kevgirle yatagınızdan kazındıgınızı hayal edin. Kazındıktan sonra yatagın üzerinde kalan artık parcalarınıza dönüp bakıyorsunuz. Cok lezzetli görünüyorlar. Tavaya yapısmıs pirinç taneleri gibi.. Şimdi daha fazla agzımızı sulandırmadan bu düşlerden uzaklaşıyoruz. Evet sonuç olarak ben yatagıma yapışana kadar orada öylece yatamadım ve kimsede beni koca bir kevgirle kazımadı. Yine koca bir kalabalıgın içerisinde buldum kendimi. Olacak şey değil. Nasıl oluyorda bukadar cok olabiliyorlar ve nasıl oluyorda bukadar çok olup bir arada durabiliyorlar. Şaşılası şey. Şu insanlar komik yaratıklar. Papillion geldi az önce yanıma o sulu ağzıyla ve koca dişleriyle burnumun dibine kadar girdi. Acaba kalk mı demek istiyor. Bir şeyler homurdandı ama henüz tam olarak anlayamıyoruz birbirimizi. Bu sebeple tam anlamıyla anlayamadım onu. Sonunda daha fazla dayanamadım ve ayağa kalktım; tabii ki de en fazla bunu yapabilirdim. kendimi pencereden aşağıya fırlatacak değildim ya. Herneyse kalktım ve hızlıca hazırlanıp kapıdan dışarıya fırladım pencereden fırlamak yerine. Off çok yoruldum. Gerçekten bu yorgunluğumun bir tarifi yok. Adeta akordu bozuk bir elektro gitar ritim atmaya çabalıyor sanki beynimin içerisinde. Evet çoklar, ama bir o kadar da hiç yoklar. Etrafıma bir göz atıyorum. Sokak oldukça kalabalık ve müthiş bir koşuşturmaca hakim sokağın her bir yerinde. Anlaşmış gibiler. ‘-ha di bakalım! Bakalım önce şuraya buraya kim koşuşturacak! Hooop! 3 deyince. 3!! ‘ orada söylenen ‘3’ ü duyan yaşadı. Duymayansa ablak ablak koşuyo ortada . Baştan dağıldı o, bi daha toparlanamaz. ''Kesin kaybettim tühh!! Ama koşayım ya kazanırsam, belki şansım yaver gider. Ama yok kaybettim lan ben,KESİN KAYBETTİM!! ‘’ 2leminde hatta 3,5, hatta 7 leminde.. kafasından daha neler geçiyordur kim bilir.. Her ne halt ise öyle ya da böyle sokak dağınık ve kalabalık sadece. Ve beynimde bir tümör oluştururcasına gürültü sıçmakla meşgul. Garip selamlaşmalar yaşanan bir grup insan yığınları, BİRCOGU ERGEN VE BİRCOGUDA YETİŞEMEMİŞ ERGEN, ellerini şekilden şekle sokup sarılıyorlar birbirlerine -'vay be nasıl başardık lan gördün mü?' Diye kutluyorlar sanki birbirlerini. Bense sadece sıvı tüketiyorum. Yakında içimde bir okyanus oluşturabilirim. Papillion için uygun bir havuz olur. Rahatlıkla içimde yüzdürebilirim sevgili bikaç ayaklı arkadasımı. İlginç oldu gercekten. Kendisi bir köpek, adı kelebek ve onu kurbaga gibi yüzdürmeyi hayal ediyorum. Sanırım beslemek istediğim hayvan karmasası içereisindeyim. Keşke bir hayvanat bahcem olsaydı. Belki ozaman köpegime köpek, kelebeğime ucan kelebek ve kurbagamada yüzen kurbagam gibi isimler koyabilirdim. Hayvanlarıda kimlik karmasasıına sokmazdım belki bu sayede.. Hayal işte belki olur. Bellimi olur. .............................................................khkjbhcfxvdzcszfdchjj...................kgjyfsdtghj.............. Papillion .. herkesten nefret ediyorum herkesten nefret ediyorum herekkesten nefret ediyorum herkesten nefret ediyorum…… Papillionu bir tek yalnızca sadece salt onu seviyorum. ..................... Daha fazla devam edemeyeceğim sanırım bu saçmalığa.. Hepsi yalan! nerden başlayacağımı bilmiyorum acıkcası. Durulması imkansız bir koşu yarısındaymısım gibi hissediyorum ve yavaslarsam eger solugum kesilecek sanki .garip tınılar geliyor algıladıgım cemberimden içerilere köpek ulumaları desem değil fare tıkırtıları hele hiç değil belki insan gülüşmeleri olabilir ama , bilemiyorum. Sadece kosuyorum. Hemde hiç adım atmadan. Parmak ucumu dahi kıpırdatmadan. Susukun . içimde biryerlerde bir takım çırpınmalar mevcut ama. Ve ben durmaksızın kosuyorum hareket olanagımı sıfırın altına indirerek ve biraz da titreyerek. Yanımdan siluetler akıyor, zaman da onlarla birlikte terk ediyor beni.. daha yeni tanısmıstık halbuki -Merhaba -Merhaba ben ‘bir dakika’ Hoooppp… ‘birdakika’ dur! Nereye gidiyorsun. Bir dakika dursaydın bari .. ...son kelimeler nerdeyse duyulamayacak kadar sessiz dökülüyor dudaklarımdan çünkü coktan uzaklasıyor bile yanımdan ve ardında bir konvoy gibi yada vagon evet bu daha dogru sanırım, adeta bir trenin vogonları gibiler onu takip ederek akıp giden saniyeler.. yorgun düşüyorum bu gidişlerden ve inceden bir damla ter süzülüveriyor şakaklarımdan gözümün etrafında oluşmuş hayat damarlarımda bir parçasını bırakarak dudaklarıma dogru yol alıyor. Herkes varmak istediği yere ulaşabilmek adına bir şeyler tüketiyor, ne garip. Tükenmeden olmuyor. Ama olmalı! Ben hala duruyorum durgunlugumda kendimi yıkıyorum ardından duruluyorum. Fazla yoruldum, bir yandan da dur duraksız koşuyorum.. her şeyi görebiliyorum, fakat okadar hızlı akıyorki zaman siluetleri sürekli bugulu görüyorum. Hiç biri durmuyor yanımda,herkes anlamlandıramadıgım bir telaş taşıyor. zaman zaman geriye dogru yürüdüğümü hissediyorum fakat ben sadece duruyorum zaman akıp gidiyor yanımdan ve ben hep geçmişte kalıyorum önümü göremiyorum. Hep geçmiş oluyorum.önümde olanların sadece yanından geçmiş gitmiş oluyorum.fakat onlardı geçip gidenler, bu paradoksu çözemiyorum. Hepsi yalan olduğu içindir belki. Bir düş içinde bir düş, Bütün gördüğümüz yada göründüğümüz..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © elif sarı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |