İste, sana verilecektir; Ara, bulacaksındır; Çal ve kapı sana açılacaktır -İncil |
|
||||||||||
|
Bu yeni Türkiye’de değişmeyen tekşey değişimin ta kendisi. Mesela çöp toplayan insanların sayısı günden güne değişirken, sokak ortasında işlenen kadın cinayetlerinin sayısı günden güne tazelenirken ve Aile babaları yoksulluktan bunalıp kapılarına dayanan cinnettin ile el ele verip eşlerini çocuklarını ve sonrada kendilerini azrailin eline teslim ederken. Emekliler artık banka kuruklarında sıra beklerken ölmek yerine evlerinde açlıktan ölmeyi beklerken ve sokaklarda, pazarlarda memed’lerin kanları kaldırım taşlarından sızarken ve en güzeli de dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 1.205 lira iken asgari ücretin 846 lira olması ve Yeni Türkiye’nin yenilenen vatandaşlarının aç yaşamayı öğrenmeleri. Yeni Türkiye, yahu bu kadar yenilik arasında mutluluktan içmeyide unuttum artık. Bakıyorumda bana Alkolü hatırlatacak bir ibare yok sokaklarda caddelerde. Tabi ya yeni Türkiye burası artık öle büyük alkol firmalarının tekelleşmesini önlemek için tabelalarda isimlerinin yazması yasak. Aslında Alkole gelen ÖTV den dolayı artan fiyatlar ve dolayısıyla bu fiyatlar altında ezilen vatandaşın bu isimleri görüp canının çekmemesi ve bir taraflarının şişmemesi için alınan bir önlemde olabilir aslında. Burası yeni Türkiye… Öyle bir yenilendik ki şöyle bakınca hayretler içinde kalıyorum. Mesela artık öyle askere gitdip geldikten sonra evlenmek filan hak getire. Al eline 10 paket kağıt mendil, sonra bak kafana uyan birini bul evlen daha 12,13 yaşında. Ha kzısan daha iyisi var ne gerek var arkadaş öle okuyacaksın da, iş stresi filan yaşayacaksın nasılsa işşizlik almış başını gitmiş kaf dağının tepesine anka kuşu ile sohbet ediyor sen onumu bekleyeceksin daha 15 demeden eli ekmek tutmuş birine var git. Hatta bu eli ekmek tutumuş mubarek zatı muhteremin bir ayağı çukurda ise ve Azrail köşe başında tuzağını kurmuşsa tamam işte erkenden kondun mirasa kurdurdu tez elden hayatın. Hem sadece kendi hayatın da değil sülaleni kurtardın gitti. Akıllı ol yeni Türkiye’m. Öle askerden geldiysen iş güç yoksa sıkma be canını arkadaşım. O sokakta bu caddede köşe başında satılan haplardan al birkaç tane sonra bir bardak su eşliğinde yut onları; sonrasımı oooo bir binanın üçüncü katımı desem beşinci katımı sen bana bakma at kendini aşşağı mubarek sanki her yan Akdeniz olmuş memleketin kim tutar seni. Öyle demiyormuydu Türküde “At kendini denize ne duruyorsun” at gitsin. Sonrasımı yahu denizden en çıkarsa gözü yaşlı bir Ana bir Baba bir karşey varsa eş dost. Kim satar bunu deme, “Devlet Baba buna bir çare” hiç deme devletin işi var. Ne işi var deme senin aklın ermez yeni Türkiye burası. Koskoca peşmerge İşid ile savaşmak için Ayn’el Arap yolunda ona koridor açıyor. Sen sus dizini izle, Bak bakalım Vadide ne oluyor Kara dayı ne yapıyor aman aramızda kalsın hani ya zengin kız duyarda fakir oğlan üzülürse ya kurt seyit seksenlerde kalıp şura doksanlarda olsaydı vay halimize. Bu bölümde küçük ağa ne yaptı bilen var mı? Yeni Türkiye’min Yenilenen yüzü… Yahu takdiri ilahi. Açalım ellerimi havaya yalvaralım Kadir Mevlaya; “ Rabbim Günahları afola, mekanları Cennet ola Devletimize zeval vermeye başımızdan eksik etmeye” aman nice olur halimiz Devlet babamızın bize verdiği kömürler olmasa nasıl ısınırız kara kışta ya karnımızı doyuran o vitamin kaynağı makarnalarımız. “Aman Rabbim zeval verme!....” İşte Yeni Türkiye ve İşte Milletin gücü.. Millet gücü Kömürün kalorisinden, Makarnadan alırsa kim tutar o ülkeyi. Hatta bu yeni Türkiye o kadar düsturuplu bir ülke oldu ki sözüm meclisten dışarı kuru fasulye pilav yeyip gerneşe gerneşe ossurmak bile haram oldu. Niyemi yeni Türkiye yepyeni zamları birlikte getirdi. Aman bundan şikayetçimi olunur yeni Türkiye’de Ossuruk bile zengin götüne yaraşan bir eylem oldu herkez haddini bilecek öyle fakir isen ne ağzın laf yapacak yada afedersiniz ama götün söz hakkına sahip olacak… Evet. Yeni Türkiye. Merhaba bende eski kafalı vatandaşlarından. Tanışmak nasip olmadı sanırım olmayacakta ama senden önce ben Yeni muhalefetle tanışma fırsatıda yakaladım. Önceleri ideolojiler arasında giden gelen siyaset Makarna tüketiminin üst düzeye çıkmasının ardından Cemaat yönelmiş Parelel olarak devam eden siyaset yamuk olarak meclise oturmuş. Öyle bir oturmuş ki maşşallah İktidarı bir yanda, Muhalefeti diğer yanda hoca efendiler çatıların başında ülke gündemi belirlenir olmuş. Ceaatin kanalında daha düne kadar bıçak bilediği Muhalefet partisi baş tacı olurken , İz düşümü iktidarla kardeş kavgasına girmiş. Savcılar, Polisler Hakimler ordan oraya eski Türk filimlerindeki gibi yer beğenir olmuşlar. Hukuk tarifi imkansız sızılar içinde hastaneye kaldırılırken Adalet hanım uzun süreli bir tatile çıkmış. Polislerimize Toma adında oyuncaklar alınmış, su gıtlığı çeken şehirlerde halk meydanlara çıkıp bu tomalar sayesinde banyo yapar olmuş. Halkın amacı evdeki kesik su değilmiş ama Polisimiz iyi niyetli tavrı ile durumu bildiğinden bedava duş hizmetini bir görev bilmiş. Ey gidi Yeni Türkiye’m.. Bu yenilikler içinde Madenlerden, otoyollardan, kadın cinayetlerinden başını alamayan Azrail’in işini aksatmasından korkan bazı muhteremler sokaklarda insan öldürmeye başlamışlar. Maksat hakkını arayan halka göz dağı vermek filan değil hani o tamamen kendini bilmezlerin uydurması, onlar Azrail’e karşı insanlık vazifelerini yapıyorlar. Başka türlü düşünenin iki gözü önüne aksın…. Eh tabi… Yüz karası değil bu, kömür karası… Sizin yüzünüzdeki kara bu halkın alın yazısı.. Mahkemenin yapılacak dediği yaşam odalarının ne öenemi var 301 canın yanında asıl olan mahkemenin yapma dediğini 1000 odalı yapmak hem nerede 1000 oda nerede 301 can. Bugün 301 kişi gider yarın 602 kişi doğar. Hem ölümde Allah’ın emri doğumda.. Ne gelir elden alın yazısı öyle yazılmışsa. Kimisinin alın yazısı bir yaşam odası olmamasından gözü yaşlı çocuklar bırakmak geride kimisinin alın yazısı da Saraylara sığdırmamak ömrünü. Açık denizlere gemilerle açılmak. Çalış kardeşim Yeni Trükiye bu Çalışmayı sevenlererin ülkesi. Yeni Türkiye; ciddiyemi aldınız yoksa. Yahu olurmu öyle şey. Hangi televizyon kanalında hangi haber bültenlerinde yada hangi gazetede okuyorsunuz bunları? Yapmayın Allah aşkına bu okuduklarınız hayal ürünü olup Yazıda timsali verilmiş kişilerin gerçele uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Gerçek olan tekşey vicdanlarınızın hala yerinde olup olmamasıyla ilgilidir. Gerisi teferruattır. Hedef 1923 şey pardon dilim şürçtü kaç diyecektim bilen var mı?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © HAMZA EKİZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |