..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
640K bellek herkese yetmelidir. -Bill Gates, 1981
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Yeraltı > selim çok




28 Ocak 2017
Peygamber Devesi Yönelim Kuşağı  
selim çok
Evet adım kemaldi. Olgun,kuzgun,uygun biriydim.sokaklarda şaraba başlıyordum.


:AHAI:
1.
Peygamberdevesi yola çıktı.sırtındaki kanadı kaldırdı.o sıra kalktım.”mr mojo risin risin!”arkadan yüklendim sevdiceğime.”ah!” dedi.rüyadan uyandım.kalkmıştım.ıslaktım.peygamber devesi deve gibiydi.televizyondaydı.hala lsd nin etkisi altındaydım.reklam arasındaydım.devre dışıydım.

Dün savaş karşıtı bir gösteriye gittim.pankart sopasıyla kırdım bir polisin kalbini.aslında böyle bir insan değilim.adım kemal,soyadım kahve.esmerim.bu yıl çok harap günler geçiriyorum..saat 3 te kakıp biraya devam ediyorum.durmadan 31 çekiyorum.kız tavlayamıyorum.bakın geçende bir kıza asıldım.
“merhaba tanışabilirmiyiz acaba.”
“hayır!”
“niye? Biz erkek değil miyiz?”
“Allah allah! Defol ya!”
“...”
“lütfen gider misiniz!”
“gitmiyorum ulan!”
“bakın polis çağırcam.”
Sonunu sormayın.neyse diyelim.devam edelim..gösteriden sonra kendimi bir bara attım.iç iç..eski bir tanıdığa rastladım.eski çapkınlardan fiks nuri abi.kırkından sonra gay olmuş,kısmetini arıyormuş. “skiim kısmetini!” dedim! Güldü.

2.
Gözlerim kanıyordu sanki.yaralı bir boğaydım.saldırgandım.haraptım.

Irak’ın kuzeyi harap durumdaydı.

1991 yılında ilk kez mala vurmuştum.

Abd körfeze asker yığmıştı.yığışım teknolojileri revaçtaydı.bir sokak köpeği kadar değerimiz yoktu.hakkı abinin meyhanesine borç takmıştım.üniversite 2 de takılmıştım.polis beni arıyordu.ben mala vuruyordum.

Bir Pazar günüydü.izmir programında altılı buldum.borçlarımı kapatacağıma bir günde yedim parayı.

Ve sosyal yaşamıma geri döndüm.esraya döndüm durdum.o bana dönmedi.zoru zoruna verdi.”benimle evlencen!” dedi. “zor.” Dedim.

Uyandım.uyandığımda çüküm acıyordu.

Dışarıda hava soğuktu.cnn canlı yayındaydı.

“eee! İzrail...hava taaruzu...saddam...”

Kapattım tv yi.tuvalate gidip yarım kalan işi tamamladım.iş aramaya koyuldum.3 aydır kira vermiyordum.evsahibim hacıydı.hacdan sonra şarabı bırakmıştı.şarap mahsenini bana bırakmıştı.ordan biraz yolumu buluyordum.bana acıyordu. “siktir et! Bir gün adam olucan nasılsa.” Diyordu.

Hakkı abi beni arıyordu.

Esrayı öpüşmeye en azından ikna etmiştim.gitmediğimiz sinema yoktu.borç takmadığım adam da.

3.
Lsd ve 1998...

Ye beni.öldür.haaa! ha! Hayır! Gidin.tamam! anne nerdesin! Nasılsın arıcık.gelme ama.bak gelme! Ohh! Cennet mi burası.amma karı var.uçuyorum off! Kedim. Aa nuri abi! Uçurum orası.dur! ben de geliyorum.kesmeşeker..gökkuşağı..telgraf..şarap..kadınlar..madonna..düşüyoruz..lütfen! kurtarın beni.imdat!

Değişim,dönüşüm...

Üniversite..iz..bina uçuyordu..sınıfta kalıyordum.ailem bursa-gemlikte idi.aileme ne diyecektim..benim adım hiçbirşey..hayal oldum sanki şimdi..burda..budadılar beni.

Budha kaç yıl üniversite okurdu?

Bu da neydi? Burası neresiydi?

Cennet...

Kafamı kadırdım.kaç saat geçmişti...

4.
Saffet isimli bir köpeğim vardı.kadınlarla sevişirken bir gelir hesabına kapının önünde yatardı.ben öğretmemiştim.kendisi giderdi.

Neyse.saffet bir gün balkondan uçtu,öldü.nasıl oldu bilmiyorum.

Ölmüştü ama her gece yanıma gelirdi.sesini duyardım.gözümü açınca yokolurdu.öldüyse niye geliyordu.korkmaya başlamıştım geceleri.kız bile atamıyordum eve.korkuyordum.günler..geceler..

Mavi renkli sustalımla camlara çizdiği yıllardı sevgisizliği.umut,işsizliğin pençeleri.üniversite terk.bayat ekmek içi gibiydi hayat.ve nihayet bir iş.torpil.sonra yine ekmek içi..

Hayat köfteydi.

Kafam aspirinliydi.

Asprillalı kolombiya 94’ dünya kupasında bir bok yiyememişti.

Escobar vurulmuştu.

üniversite varoluşumu yakmıştım çoktan.ben milli ve şarapçı bir insandım.özene bezene yaşamıştım.

Fiks nuri abi henüz erkekti.barlarda kızlara sarkıyordu.”iri göğüslüler tercih edilir.” Derdi.

Saffet piç bir hayvandı.anası babası belli değildi.

Esra kimbilir neredeydi.hava sıcaktı.

Hava am gibi terliyordu.

Bir barikattı yaşam.mayıs 68’ den sonra dünya durmuştu.

Şişman bir hatun yanımdaydı.vapurdaydım.bakışlarımla orgazm oluyordu.bakışlarım lanet kokuyordu.midem kolayla kazınıyordu.midem tarihi eserdi.içinde herşey vardı.

Tarih insanların kafasıydı.saffet üst bir tarihti.köpeğimdi.

5.
Mağazayı molotoflayıp kaçtık.kafamın içinde politikacılar sikişiyordu.hayali taraftaydım.kıçımda kaşıntı vardı.feci halde basurdum.nereden içeriye girdim,nereden çıktım hayata.”oley!” dedi bir boğa.matadorun kafasına çaktı toynağıyla ve gidebilsem incecik ruhların yanına.sarılsam birinin beline.al eline,dola beline ruhumu.

Molotoflayıp kaçmıştık.bir kahveye girdim.reklam arasına girdim.sonra şarap aldım.içtim,içtim.rengim attı.soyuldum dostlar.soyulmuştum artık deri gibi.

Doksanların sonuna gelmiştik yıllar sonra.


Çoktan uyanmıştım.aynı rüyalar.tv de yine peygamber develeri.yine açık unutmuşum.gözümden bağırsak şeritleri geçiyordu.

Karşıdaki kadın kocasını işe uğurluyor.biraz sonra sevgilisi gelir.koca olaya uyanmıştır.onları basar bir müddet sonra.silah sesleri.polizei,eins,zwei...gerisi bitmeyen tarih.

Fiks nuri abi ise iyice açılmıştı.nuri abla diyesim geliyordu.

Saat 14’ civarı sevgilimle hayali tarafından buluşuyorduk,geziyorduk.öyle olmuş gibi yapıyordum.

Ykm’den bir manita kazağı alıp yaladım akşama doğru.çüküm kalktı.bir bara oturdum.kudurdum.esra karşımdaydı.gözgöze geldik.yanında afilli bir lavuk vardı.lavuğu tabii ki beğenmedim.

“yok bir de beğenecektin!”

Fiks nuri abi öyle diyordu.

Kaç tane ruhum vardı.sayısını bilmiyordum.

Mahallemizin bakkalı eşek misali bir adamdı.”bir marlboro.” Dedim.yüzüme bakarak “aaii!” dedi.raftan uzattı.

6.
Üçüncü şahıs halim anlatır...

Romantizmin içine ederek yolalan bir sevda kuşuydu.kaşınıktı.kaşınmadan duramazdı.polisti.am polisiydi.polisiye bir diziydi.

Kumarbaz ve serseriydi.

Üniversite terkti.üniversiteler terk olmuştu türkiye’den.her darbede ilk doğranan yerdi doğramacılarca.amcası komünistti.verdiler elektriği,verdiler suyu.

Acı..bozgun..karakter yitimi..ülke...

Son tahlilde özlem vardı.

Kızlar onu hep ikinci planda görürdü.

Niye böyle olsundu.onunda penisi,duyguları vardı.o mükemmel değildi belki belki güzel severdi,belki.

Gülüşleri vardı elbet.

Ama yaraları da!

Karşıki bankta iki salak vardı.birbirlerine el kol hareketi yapıyorlardı.gülüşüyordu yavşaklar.

Aklıma ilk o geldi yine.

Ve köpeği salak saffet.

Güldüm ve tuvalete gittim.

Kakam ve gönlüm gelmişti...

7.
Üniversiteyi polis bastı.kafama inen copun,topun haddi hesabi yoktu.

Irak savaşını protesto ediyorduk.polisler copun,popun etkisindeydi,ben kızların.

Hala sulanıyordum.hala ağlıyordum.komiser, “ağlama lan göt!” diyordu.gülüyor ve yine ağlıyordum.”salak.” diyordu polisler.

Duygular kimsenin umrunda değildi.sadece kültürümle hava atıyordum.kızlar bana ayar oluyordu.

Ve sartre,camus,marcuse vs...

Okuldaki ortodokslar bana kıldı.ne yapaydım.

Kızlara asılmak suç muydu? Felsefeyle kız tavlanılmayacağını bilerek hem de.

Babam parayı kesmişti.mektup yollamıştı.

“kaç senedir ikinci sınıftasın ulan hıyar! Ya dön çalış,ya da bak başının çaresine.” Bakacaktım başımın çaresine.esrara bakacaktım.umutsuz, esraya bakacaktım.

“hayır,sana aşık değilim kemal.” Diyordu

Evet adım kemaldi.

Olgun,kuzgun,uygun biriydim.sokaklarda şaraba başlıyordum.

8.
Fena sayılmayan ama bayılınmayan bir işim vardı.94’ dünya kupası yarı final maçı 02:30 da başlamıştı.romario son dakikalarda çakmıştı kafayı.sevgilim kızgındı.saffet hüzünlüydü.saffet isveç’i tutuyordu.

Sevgilim ise beni tutuyordu.aşk maçı yarım kalıyordu maç yüzünden.

Maç bitince “hadi aşkım.” Dedim.

“saat kaç oldu.siktir git romaryo ile yat!” dedi.

“ben top değilim.” Dedim.

Kalktım su içtim.saffet uyumuştu.janis joplin koydum müzik setine.dansetmeye başladım.esrar sardım.gün doğmak üzereydi.kafam dumanlanmıştı.

Ailece gemlikliydik.muhacir kökenliydim.macun gibi heriftim.

Hayatlarımız başkalarının koyduğu engellerle tükeniyordu.

Ve bizim duvarlarımız.

Engels bunu yazmıştı.

Doğa diyalektikti.

Aşkın diyalektiği adında bir eser yazıyordum.

Sevgilim içerden bağırdı. “yatmayacak mısın?”

Masadan kalktım odaya yürüdüm.

Sevgilimin üzerine çullandım.asker kaçağıydım.hiç beklemiyordum.sabah beni götürdüler.ayılıp bayıldığım bir işim yoktu artık.

Acı..bozgun..yitim...

Son tahlilde özlem vardı.mayıs 68’ den sonra zaman durmuştu.durmuş abi diye birini tanımıştım,o beni hiç tanımamıştı.

“Kemal sen lavuk bir adamsın!” derdi.gülerdi pezevenk.durmuş abinin bir kafesi vardı.durmuşun yerinde durmadan okurdum.her sabah saat 9’ da kaldırımdan bir hatun geçerdi.tescilli orospuydu.genelevde çalışıyor ve argo konuşuyordu.bana “baksana,karı gidiyor yine.” Derlerdi.”kimin şeyinde ulan!” derdim.

Dedikodu işim değildi.romario yüzünden benimle yatmayan sevgilimin isveç’e gittiğini ve orda norveçli biriyle evlendiğini duydum,acemilikte çürük raporu alıp döndüğümde.

95’ yılbaşına gelmiştik.

Beni aradı.

“nasılsın aşkım.” Dedi.

“iyiyim.” Dedim.”iskandinav sevişgenliğinden memnun musun?”

Sonra ağladım.

“üzgünüm,böyle olsun istemezdim.” dedi.

Hep öyle derler zaten.

9.
Bangır bangır çalıyor teyp müzik seti.pencereler açık.sabah 10:30.yaş olmuş 32.

32 yıldır hayat yok.

Kızıl ordu fraksiyonu schleyer’i temizliyor.sonra bagaja koyuyorlar herifi.ardında kollektif militan ölümleri.film bunu anlatıyor.

Dvd player sahbi bir yappi olduk.usta bir metin yazarı.protestolara gitmiş eski bir militan.tertemiz mintan giyen artık.

Hafta sonu lsd alıyor,kafamı gıcırdatıyorum.sabahları peygamber develeriyle uğrasıyorum..

Karşıdaki kadını kocası vuruyor.

Gülüyorum.

Acıma duygum kalmıyordu.aynı kızlara asılıyordum.yaşlıydım oysa artık.salaktım ayrıca.kız: “abim polistir!” filan diyordu.”banane,banane.” Diyordum.

Nuri abiyi görüyordum bazen.18’lik bir elemanla kolkola yürüyor,gülüşüyorlardı.

Bu dünya niye bu kadar anlamsızdı?

İlişkilerin diyalektiği bu muydu? Patlamaya hazırdım.eski arkadaşlıklar,dostluklar kalmamıştı.sadece esşek misali bakkal yerindeydi.polis kıskanç kocayı tutukluyordu.

10.
Lsd II

“Soyun!” dedi düşman.gidemem...

Ve alıp omuzlarımdan tarihi.ve vikingler gibi çelik ve çelişik saldırganlığını,satanizm kültünü...yaşamak bir çuval gibi...

Ve saklanmak saklanmak.yerlere göklere sığamamak.

Kafam duvarda.fes başıma.osmanlı padişahlarının haremi gibi ve arının biri madonnayla sevişiyor karşımdaki duvarda,resmen.

Lsd gözü...

“soyun!” dedi düşman gidemem...




















Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yeraltı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yıkılış
Tanrının Dönemeci
Korsan Çıkmazı

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Serbest Metinlerde İntihar Düşleri...
Gözlerim Sevdiğinde O Ağlıyordu
Zaman Ağladığında
Dark 6. 11
Masada Pislik Var!
Dirahşan
Bir Alkoliğin Hipomanik Notları
Deep 5. 10
Aşkın
Bekareti Bozulmuş Kahkahalar Orkestrası


selim çok kimdir?

sadece özgürlük.

Etkilendiği Yazarlar:
sürrealizm


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © selim çok, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.