..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Küle değil, ateşe üflemelidir." -Divanü Lügat-it Türk, Savlar
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Ahmet Zeytinci




11 Mart 2018
O'nun Önünde Bütün Kainat Eğiliyor Biz Eğilmişiz Çok Mu  
Ahmet Zeytinci
Yaratıcımız, Rabbımız Allah'ın önünde bütün kainat, yerdeki solucandan, gökteki kartala, denizde ki balıklardan, koşan atlara ve tabi eşrefi mahlukat olan insanlara kadar her canlı, cansız varlık boyun eğmiştir... Kul olma şerefi ise sadece ve sadece insanlara verilmiş bir üstünlüktür... İnsanda bunun, kul olmanın gereğini yapmak durumundadır...


:HGG:
Rahman ve Rahim olan Allah'ın rahmetinin kainatta ulaşmadığı yer, ulaşmadığı varlık, zerre yoktur... Yerde ki karıncanın ayak seslerini bile duyan, sineklerin kanat çırpmalarını bile sayan, yaratıp da dünyaya saldığı insanın neler yaptığını bilmeyecek mi, bilemeyecek mi?

''İnsan küçüldükçe büyür, büyüdükçe küçülür.'' de derler... Küçülmek mecazi bir anlatım tabi ki onun içinde alçak gönüllü olmak, saygılı olmak, terbiyeli olmak, anlayışlı olmak var insanlara ve bütün canlılara. Kendimiz ile varlıklarımız ile de ne kadar böbürlenirsek de aslında insanlıktan uzaklaşıyoruz, gerçekte küçülüyoruz... Rahman ve Rahim olan Allah'ın büyüklüğüne denk gelecek herhangi bir büyüklük kainatta mevcut değil... İçinde bulunduğumuz Samanyolu Galaksisinin daha sonunu bulmaktan bile aciziz ki başka başka milyarlarca galaksi olduğu söyleniyor kainatta...

Yaratıcımız, Rabbımız Allah'ın önünde bütün kainat, yerdeki solucandan, gökteki kartala, denizde ki balıklardan, koşan atlara ve tabi eşrefi mahlukat olan insanlara kadar her canlı, cansız varlık boyun eğmiştir... Kul olma şerefi ise sadece ve sadece insanlara verilmiş bir üstünlüktür... İnsanda bunun, kul olmanın gereğini yapmak durumundadır...

Kula kul olmak hiç kimsenin arzu etmediği bir durumdur. Rahmana kul olmak varken, insan neden bir başka insana kul olsun ki? Üstelik Rahmana kul olduğumuz zaman bilinçli bir şekilde, sonrasında ahiret hayatında büyük ödüller, büyük nimetler verileceği de Rabbımız tarafından bizlere bildiriliyor... Rahmeti, nimetleri o kadar büyük, o kadar geniştir ki Rahman ve Rahim olan Allah'ın... İnanmayanlara bile rızk veren, inkar edenlere bile, belki dönerler doğru yola diye, mühlet veren, hemen azap etmeyen bir yüce Yaratıcı...

İnsan bir gün öleceğini, hesap vereceğini asla aklından çıkartmama düşüncesi ile yaşamaya çalışırsa, buna bağlı olarak kötülüklerde yer yüzünde azalacaktır. Ayet de geçer ''Allah korkusundan yuvarlanan taşlar kayalar vardır.'' Taş, kaya cansız bir varlıkken Allah'tan korkuyor ise biz insanlar taş kalpli miyiz de Allah'dan korkmadan her türlü ahlaksızlığı yapmadan geri duramıyoruz? Vah ki vah bize! Yazık ki hem de ne yazık!

Yüce Yaratıcımız Allah cc İsra Suresi 37. Ayet de Hazreti Muhammed'e ve O'nun nezdinde bütün insanlara şöyle sesleniyor. ''Yer yüzünde böbürlenerek yürüme çünkü sen ne yeri delebilir ne de boyca dağlara ulaşabilirsin.'' Günde beş vakit namazda Rabbımızın huzurunda eğildiğimiz zaman, aslına kulların önünde asla eğilmeyeceğimizi de beyan ediyoruz... Nice yiğitler var ki namaz da yaralandığı zaman bile istifini bozmadan namazını eda etmeye çalışıyor... Hele hele de cephelerde kısaltılarak bile olsa kılınan namazlar çok kıymetlidir...

Rüku ve secdeyi herkes bilir az çok namaz kılsın kılmasın. Rüku da eğildiğiniz gibi hiç bir insanın önünde eğilebilir misiniz? Eğilemezsiniz, isteseniz de yapamazsınız... Ama Rahman'ın huzurunda hem de hiç yüksünmeden eğiliyorsunuz. Eğildiğiniz zamanda yüreğiniz coşku ile doluyor... Hazreti Ali Efendimiz bir müşrik ile tartışırken mealen aynen şöyle demiştir. ''Farz edin ki Allah yok ki biz var olduğuna yürekten inanıyoruz, bu kadar ibadet yapıyoruz diye biz ne kaybederiz, farz edin ki ahiret yok, cennet ve cehennem yok ne kaybederiz beş vakit namaz kıldık diye, oruç tuttuk diye ki hepsinin de aslında sağlığımıza faydası var. Ancak bir de varsa Allah ki var olduğuna yine söylüyorum biz yürekten inanıyoruz sen ne kaybedersin onu bir düşün.'' Bunun üzerine tartıştığı o müşrik kişi Müslüman olmuştur... Son söz olarak, ahir zamandayız, kendimize ve aile efradımıza dikkat edelim... Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
Beraatımızı İsteyelim Biz de

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Erken Boş Alma Sorunları
Vergi Yüzsüzlerini Açıklıyorum
Bir Bardak Suda Fırtına Kopartmanın İncelikleri
Küresel Isırma
Alman Emeklileri - Türk Emeklileri
Dilinizi Eşek Arısı Sokabilir mi
Maraş Dondurmacıları ile Baş Etmenin İncelikleri
Gaziler Günü Kutlu Olsun
Nimet İle Şaka Olmaz
Ön Yargılarımızı Biraz Ortaya veya Arkaya Alabilseydik

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bak Bakalım Arkadaş [Şiir]
Pazarola [Şiir]
9. 15 Şemsiyesi [Şiir]
O Zamanda Bir Leştiniz [Şiir]
Gökyüzü [Şiir]
İlahi Adalet Bu Mutlak Gerçekleşecek [Şiir]
Hiç Tanımadığım Çocuklar [Şiir]
Bu Kadar mı [Şiir]
Melek Halamın Evi [Şiir]
Bir Papatyaya [Şiir]


Ahmet Zeytinci kimdir?

1961 Ankara'da başlayıp devam eden bir hayat. İlk ortaokul, lise ve iki yıllık bir üniversite deneyimi, ticaret hayatı Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri dişi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir şekilde akıp gidiyor. Biraz şiir, biraz öykü ve denemelerin sıcaklığında. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.