İnsanlığı tanımak insanları teker teker tanımaktan kolaydır. -La Rochefoucauld |
|
||||||||||
|
Çoğu zaman kimse de yemez, yemek istemez laf salatasını... Karşınızdaki adam ister tanıdığınız olsun, dayı oğlu, amca kızı, hala oğlu, bacanak, kayınço her ne ise sıfatı, lafı uzatıp da konuda saçma sapan bir yere gittiğinde ortalık laf salatasından geçilmez bir hal alınca, siz siz olun oradan, nezaketi de elden bırakmadan uzaklaşmaya çalışın... Laf Salatasına limon sıkılmaz, çiçek yağı, zeytinyağı hele hiç sıkılmaz... Bizim memlekette en büyük laf salatası ustaları bir kısım politikacılardır, bir çok ülkede de olduğu gibi... Ayırca mağazaların ağzı laf yapan tezgahtarları da laf salatası ustalardır... Laf salatası yapanların en büyük özelliklerinden birisi rahmetli Uğur Mumcunun dediği gibi ’’Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaktır.’’ O nedenle ukalalıkları da had safhadadır... Cahillikleri de buna bağlı olarak üst düzeydedir... Bir düşünürün dediği gibi ’’Cahiller ile ne kadar tartıştıysam hiç bir zaman yenemedim.’’ Cahillik ne güzeldir onlar için, her şeyi bilirler... Bilmezler de bilirler... Bir başka önemli konu, laf salatası kaşık ile çatal ile yenmese de yine de yenir ve hazmedilir ama kilo aldırmaz, ancak sinirleri bayağı tahrip eder... Laf salatası ile sinirleri tahrip olan vatandaşlarda psikologların kapısını aşındırır... Laf salatınızı ortaya karışık yaparsanız da yine de her köfteye maydanoz olmamak sizin de daha çok sevilmenize vesile olacaktır... Hiç bir markette satılmayan laf salatasının ne zaman yenilip yutulacağı hiç belli olmaz. Gece gündüz belli bir saati yoktur... En güzel laf salatası havadan sudan alakasız şeylerden bahsetmek ile saçma sapan konuları hararet ile tartışmaya başlamakla gayet güzel hazırlanır, ancak sizin bu anlamsız konuşmalarınız yüzünden de çevrenizde sizi seven dost ve arkadaş kalmayabilir, bunu da akıldan çıkartmamak lazım. Biri gelip de size ’’Gel iki lafın belini kıralım.’’ dediği zaman siz de ona ’’Yazık yahu bu laflara hep bellerini kırıyoruz sakat kalacaklar eninde sonunda.’’ diyebilirsiniz...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |