16.06.2019 Pazar günü Lefkoşa’da Farklı ve anlamlı bir yarışma vardı. Okçuluk Federasyonu ile Yenikent Okçuluk Derneği işbirliği yaparak bir organizasyon gerçekleştirdi.
Minik Demir Müezzinler ‘in yararına düzenlenen bu organizasyondan elde edilen tüm gelir, onun tedavisinde kullanılmak üzere minik kardeşimize bağışlandı. Hal böyle olunca da yarışmanın anlamı kat be kat arttı.
Organizeye 9 kulüp ve 69 sporcu katıldı. Bu da minik kardeşimize sahip çıkıldığını ve ona destek olunduğunun bir göstergesiydi. Bu anlamda en başta Okçuluk Federasyonu Başkanı Sayın Ferdi Çiftçi’yi ve Yenikent Okçuluk Derneği Yöneticilerini kutlamak gerekir. Ben, kendi adıma onlara sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum.
Atatürk Statyumu’nun hemen yanında yapılmış olan alanda yarışmalar gerçekleştirildi. Mahşeri bir kalabalık vardı. Anne ve babalar heyecanla ve merakla çocuklarını izliyorlardı. Hedef tahtası gözleniyor, oklar çekilip bırakılıyordu. Her şey profesyonelce düzenlenmişti. Kenarda masalar, sandalyeler, şemsiyeler unutulmamıştı. Teknik donanımlar mükemmeldi.
Onlarca, belki de yüzlerce diyebileceğimiz sporcu, alanda hedefe doğru bir gidip bir geliyorlardı.
Ben, kendimi uluslararası bir yarışmada hissettim. Çünkü her şey o derecede güzel ve profesyonelce düzenlenmişti.
Bu arada Sevgili Dostum Doç Dr Zeki Akçam, beni, Okçuluk Federasyonu Başkanı Sayın Ferdi Çiftçi ile tanıştırdı. Ben, yaşlı birini beklerken aksine çok genç biri karşıma çıktı. Halinden alçakgönüllü ve çalışkan biri olduğu anlaşılan Çiftçi ile okçuluk üzerine küçük bir söyleşi yaptık. O, anlattı ben yazdım.
Göreve geldiği andan itibaren bu işi çok ciddiye almış ve okçuluk alanında hayli ilerleme göstermişler. “Arkadaşlarla birlikte sıkı bir çalışma içine girdik. İşimizi çok ciddiye aldık. Gençlerimize önem verdik. Onların zararlı ve kötü alışkanlıklardan uzak kalabilmeleri için bu işe giriştik. Kısa zamanda güzel işler yaptık. Sporcularımız artmaya başladı.
2017 Temmuz Ayından itibaren yeni bir kompleks kurduk. Daha önce sürekli veya aralıklarla bazı kopukluklar yaşanmış. Maddi açıdan birçok olumsuzluklar yaşanmış. O zamanlar 6 kulüp ve 130 sporcu vardı. Şu anda 14 Kulüp ve 326 sporcu bulunuyor.” diye anlatıyor.
Sporcularının her gün antrenman yapabilecekleri bir alana sahip olduklarını, burayı kendi imkânlarıyla sentetik çim saha yaptırdıklarını belirtiyor. Bu alana ek olarak da kafeterya yapıldığını, izleyicilerin yarışmaları izleyebilmeleri için tribün yaptırdıklarını, dileyenlerin aynı zamanda burada hoşça vakit geçirebileceklerini, vakitlerini verimli bir şekilde değerlendirebileceklerini söylüyor.
“Kulüplerimizden gelen istekler doğrultusunda yapılması gerekenleri yapmaya devam ediyoruz. Projelerimiz bitmiyor. Her geçen gün yeni projeler üretiyor ve bunları en sağlıklı bir şekilde hayata geçirmeye çalışıyoruz. Devam eden çalışmaların bitirilmesi için yönetim kurulu olarak büyük çaba harcıyoruz.” diyor.
“Amaçlarımızdan biri de ülkemizdeki başarılı sporcuları ikinci veya üçüncü ülkelerde yapılan yarışmalara katılmalarını sağlamak ve onların ülkemizi en iyi şekilde temsil etmelerini sağlamaktır.
Yaz ve kış aylarında sporcularımızın çalışma yapabilmeleri için ihtiyaç olan açık ve kapalı alanların yapılması için çalışma başlattık. Bu proje bitince sporcularım her zaman için çalışma imkânına sahip olacaklar. Şu an sadece açık alanda çalışma yapılabiliyor. Kapalı alan için projemiz var. Maddi bakımdan gerekli yeterliliğe ulaşınca buna da hayat vereceğiz” diyor.
Gelirlerinin ne olduğu sorusunu sorunca şöyle belirtiyor: “Başbakanlık Spor Dairesi’nin bize ayırdığı yıllık harçtan gelirimiz oluyor. Bunun dışında sporculardan aylık veya yıllık aidatlardan gelir elde ediyoruz. Düzenlenen yarışmalardan, kurslardan, eğitimlerden de gelir elde ediliyor. Tüm bu gelirleri, tesislerimize yatırım yapıyoruz. Kısa zamanda bu tesise kavuştuk. İleri yıllarda daha geniş, daha büyük tesislere kavuşacağımıza inanıyorum.”
Sayın Çiftçi, tamamen kendi yağları içinde kavrulduklarını, birçok sorunlarını kendilerinin çözdüğünü belirtiyor. Basının kendilerine yardımcı olmaya çalıştıklarını ve bu sayede faaliyetlerini ve yarışmaları duyurabildiklerini ve kendilerini tanıtmaya başladıklarını söylüyor. Bunun yanı sıra sosyal medyayı kullandıklarını ve burada seslerini duyurmaya çalıştıklarını belirtiyor.
Ülkemizde birkaç spor dışında diğer yapılan sporlara gereken değerin fazla verilmediğinden yakınarak Okçuluk sporunun da önemli olduğunu, gençlerin bu işe başlamalarından sonra vazgeçemediklerini ve bu sporu bırakamadıklarını anlatıyor. Kısa zamanda bu sporun ülkemizde sevildiğini, geliştiğini ve kitle sporu olmaya aday olduğunu söylüyor.
Bu sporun desteklenmesi gerektiğini, okçuluğa gereken önemin verilmesini ve hatta yetkililerin gelip yerinde görmeleri gerektiğini söylüyor. “Siyasilerimizin de gelip çalışmaları yerinde görmelerini ve burada farklı bir güzelliğin yaşandığını, bu nedenle de bu spora önem verilmesi gerektiğini” belirtiyor…
“Amacımız spor yapmaktır. Devlete bağlı bu kurumumuzu, en üst seviyeye nasıl taşırız düşüncesini taşıyoruz. Velilerimiz, sporcularımız, kulüplerimiz her geçen gün artıyor. Aynı ilgiyi yetkililerden de bekliyoruz. Gelip görsünler. Çok iyi bir gelişme var.
Belli bir sistemi oluşturduk. Bunu geliştirme azmi içindeyiz. Tek amacımız gençler. Onları boşluktan kurtarmak, kötü alışkanlıklardan uzak tutmak ve topluma yararlı bireyler haline getirmek arzusundayız. Gençlere sahip çıkmak istiyoruz. Çünkü onlar bizim geleceğimiz” diyor.