"Yumuşak olma ezilirsin, sert olma kırılırsın." -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Doğada ki yırtıcıların bir çoğu zaman zaman çok tehlikeli ise de insanlar arasındaki yırtıcılar da onlardan daha az tehlikeli değil inanınki... Şimdi bu yırtıcıları hep beraber inceleyelim, irdeleyelim ve daha başka ne yapılması gerekiyorsa onu yapalım... İlkokuldaki kız arkadaşım Handan durmadan kağıt yırtardı... Birinci sınıfta başladı ta ki dördüncü sınıfa kadar bu kağıt yırtma alışkanlığından kurtulamadı kızcağız. Erkeklerin karşısına geçer caaaart caaaart diye eline geçirdiği kağıtları yırtardı... Yine ilkokulda Metin denen arkadaşımızı kızlar kızdırdığı zaman kızların karşısına geçip ’’Kız senin ağzını caaart diye yırtarım.’’ derdi... Her ne kadar biz hiç bir kızın ağzını yırttığını görmesek de o yine de vazgeçmezdi bu laflarından... Bazı zamanda kızlar ona ’’Caaaart kaba kağıt.’’ diye cevap verirler façasını bozarlardı... Şimdilerde oturduğum apartmanda gençten gençten beler var. Daha ortaokul veya lise talebeleri, baktım geçenlerde asansörde rastladım bir kaçına pantolonlarını yırtmışlar. ’’Ne iş oğlum kızım kavga mı ettiniz yandaki apartmanın bebeleri ile?’’ dedim, hay demez olaydım, pis pis yüzüme baktılar ’’Sen daha neredesin amca, bunlar moda moda hem de marka bu pantolonlar senin emekli aylığın bile yetmez bunu almaya.’’ dediler... Bir yaşıma daha girdim... Geçenlerde mahallenin bebelerinden İsmail ile Ferhat aralarında konuşurken ben de kulak misafiri oldum. ’’Oğlum sayısalı yakaladık mı bu hafta yırttık birader anasını satayım hem de iyi yırttık.’’ dedi, böyle de nasıl yırtılıyor anlamış değilim. Bunlarda değişik bir yırtıcı galiba... Sokaklarda karton ve kağıt yırtanlar var bir de hani şu el arabası ile kağıt toplayanlar canım bilirsiniz. Onlarda toplarken hem kağıt ve kartonları yırtıyorlar küçültmek için, hem de hayata tutunup, acıdan, yokluktan, yoksulluktan yırtmaya çalışıyorlar... Ha bir de şu doğada ki yırtıcılar var. Aslan gibi, çita gibi, kaplan gibi, timsah gibi, çakal gibi, kurt gibi, tabi ki tartışmıyorum bile hepsi bunların insan kadar vahşi ve yırtıcı değil... Durup dururken kimselere saldırmazlar. Yemek için yaşamazlar, yaşamak için yerler...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |