"İnsan - işte tüm sır burada. Bu sır üzerinde çalışıyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Gelelim zamanımızın Yol geçen Hanlarına... Bu kimi zaman ailenin beraber kullanılan evidir, evin delikanlısı için. Delikanlı babadan fırça üstüne fırça yer ve de parlar. Hatta çok uzaktan bakanlar bile delikanlının parladığını anlayabilirler... Kimi zamanda gurbette bir öğrenci evidir Yol geçen hanı, dışarı da takılmayı seven arkadaşları için. Yolgeçen Hanın da kimi zaman hancı rolünü baba üstlenir, kimi zaman da anne üstlenir. Öğrenci evlerinde ise Yolgeçen Hanının hancıları, o ev de ki en kıdemli öğrencidir. Yolcular ise yol geçen hanında her zaman istediklerini bulamayabilirler. Ev ya da öğrenci evini yol geçen hanına çevirenler zamansız girip çıktıkları ev de istedikleri yiyecekleri de bulamazlar, içecekleri de... Bazen biftek yerine kuru ekmek, zeytin, şarap ya da kımız yerine de su veya milli içkimiz ayran dan içerler... Yol geçen hanının kapısına bu devir de at yerine arabalar bağlanır haliyle... Hele de bir ev de üç dört tane araba varsa, Evi Yol geçen hanına çevirenlerin, hana ne zaman girip çıktıkları da belli olmaz. Yol geçen Hanının herkes de birer ikişer tane anahtarı vardır. Burada Han Duvarları Şiirinde merhum Faruk Nafiz Çamlıbel'in dediği gibi ''Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı.'' Yağız atların yerine son model arabalar eksozlarından duman salarlar atmosfere... Meşin kırbaç yerine de evi Yol geçen Hanına çeviren evlatlara babanın sözleri meşin kırbaç gibi şaklayacaktır, her ne kadar evlatların bir kulağından girip, öbür kulağından çıksa da... Eski zamanlarda sınırlarımız Yol geçen Hanına dönmüştü... Kaçakçılar, terör örgütleri, yasa dışı işler ile uğraşanlar istedikleri zaman girip, istedikleri zaman çıkıyorlardı sınırlarımızdan. Devletimizin aldığı önlemler ile bununda önüne büyük ölçü de geçilmiştir... Dünyayı bırakıp, gerçek mekanımıza doğru yol alacağız kısa bir zaman sonra ''Dünya, taşlar, topraklar, servetimiz, onlar hancı bizler yolcuyuz her zaman.'' bunun bilincinde olmalı insanoğlu... Hepinize en derin sevgi ve saygılar...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |