Özyaþamöyküsü baþka insanlarla ilgili gerçekleri anlatmak için eþsiz bir araç. -Philip Guedella |
![]() |
|
||||||||||
|
![]() Bu sorunun cevabý aslýnda çok basit. “Karþýsýnda sýkleti bir rakip yok!” deyip konuyu tek cümleyle özetleyebiliriz. Hatta bu cümle bile Erdoðan’ýn Türk siyaset tarihinde kazandýðý karizmayý ortaya sermeye yetiyor. Ancak ben yine de Cumhur Ýttifaký’nýn adayý Erdoðan’ýn 2023 seçimlerinin neden favori ismi olduðu hakkýnda bir kaç kelam etmek istiyorum. Muhalif partilerin 2023 seçimleri için bu tarih itibariyle kesinleþmiþ bir adayý yok. Beri taraftan yapýlan kamuoyu anketlerine göre de 2023 seçimlerinin galibi þimdiden belli. O da Cumhur Ýttifaký’nýn adayý Erdoðan… Peki bu ne demek? Bu AK Parti’nin baþarýlý olmasýndan ziyade muhalif partilerin 20 yýldýr içi boþ söylem ve siyaset yaptýklarýnýn göstergesinden baþka birþey deðil… Muhalefetin altýlý masaya büyük ümitlerle oturmasý, kýsa zaman sonra masanýn daðýlmasý, iki büyükþehir belediye baþkanýnýn yönettiði þehirlerde yaþanan sýkýntýlar, eski mevcut sisteminin bile iþletilemez hale getirilmesi, belediyelerin borç bataðýna saplanmasý, sað duyulu vatandaþlarýn yönünü tekrar Cumhur ittifakýna çevrilmesine neden oldu. Diðer taraftan, yine muhalif tüm partilerin hep bir aðýzdan söylediði siyasi kriz söylemlerinin halk nezdinde inandýrýcý bir yaný kalmadý. Dünyada ki ekonomik sýkýntý, yaný baþýmýzda ki Rus – Ukrayna (BATI) savaþý, dünya devletlerinin deðiþim ve dönüþüm sancýsý, Türkiye’nin son on yýlda savunma sanayiindeki muhteþem hamleleri, halkýn “ideolojiler”le devlet yönetilmeyeceði inancýný daha da perçinledi. Dünya siyasi haritasýný ve yaþanan savaþlarý düþündüðümüzde, maðdur olan ve bu maðduriyetten yüksek derecede hayat standartlarýný yükseltmiþ Batýlý ülkeleri rahatlýkla görebiliriz. Bu ülkelerin devlet olarak varlýklarý ve siyasi yönden tanýmlarý zengin ya da fakir olsun her birisinin oluþumunda “Avrupa Aydýnlanmasý” ve bu ideolojinin ideal ya da güdük þekilleniþleri var. Rönesans’la baþlayan deðiþim sürecinde dünyanýn gündemine her fikir girmiþ, tartýþýlmýþ ve olabilecek þeklini almýþtýr. Yani kazananlar hep sömürenler, kaybedenlerde ise hep sömürülenler olmuþtur. Deðiþim, insanýn ve onun ait olduðu toplumsal yapýlarýn deðiþmeyen doðasý ise adaletsiz bir dünyada yeni arayýþlarýn olmasý elbette doðal bir durumdur. Arayýþýn ne olduðu bir düþünceye, inanca ya da toplumsal bir olguya indirgenebilir mi? Elbette… Ancak konuyu bu þekle indirgemek hiç bir sorunu çözmeyecektir. Çözümler ve durumu korumaya çalýþan reaksiyonlar da çare bulunmasýna olanak saðlamayacaktýr. Aslýnda olaný anlamaya çalýþýrsak belki de aydýnlanmanýn gereði bir iþ yapmaya çalýþabilir, belki o þekilde “insan merkezli söylemler”in geliþmesine millet olarak tanýklýk edebiliriz. Bu çaðda taraftar bulamayan, gün geçtikçe taraftarlarýný kaybeden siyasal söylemlerin bana göre tek hatasý güçlü emperyal mesajlarý içermemesidir. Hangi inanýþ bu tarafýný kaybederse biline ki güç kaybeder ve hiç bir zaman yeni taraftarlar da bulamaz. Dünyada bu zamana kadar devlet olmuþ ve kitleleri devinime sürüklemiþ ideolojilerden kalýcý olanlarýn çoðu tam olarak böyle var olmuþ, savunucu olduklarýndan daha fazla saldýrganlýklarýyla da güç toplamayý baþarabilmiþlerdir. Çünkü koruyuculuk demek; yenilginin, güçsüzlüðün, sýkýþtýrýlmýþlýðýn, aþaðýlanmanýn türevlerinden baþka bir þey deðildir. Mevcut siyasi iktidarýn halkýn desteðini alarak ve siyaseten yýpranmadan daha güçlü bir þekilde iktidar olacaðý beklentilerini ben gerçeklere bakarak anlamaya çalýþmanýzý öneriyorum. Ýþte dünyadaki emperyalist devletlerin tutumu ortada. Onlar, Erdoðan’a ve ülke menfaati için konuþan -saðcý solcu, ortacý, gerici fark etmez- tüm parti lideri ve partililere çekinmeden kýzýp tavýr alabiliyorlar. Ýþte bu söylemleri iplemeyen, týnlamayan Erdoðan, bu söylemlere pirim vermeyerek, saldýrýda bulunan ülkelerin gerek ekonomik gücüne gerekse askeri gücüne bakmaksýzýn, topuna meydan okuyup nasýl güçlü bir ülke olduðunu göstermiþ, bu söylemlere göre de yeni ve güçlü politikalarý geliþtirebilmiþtir. Erdoðan’ýn Batýlýlar tarafýndan eleþtirilen: “Dünya beþten büyüktür.” sözü, Türkiye’de özellikle sol kesim tarafýndan eleþtirilen “En az üç çocuk” meselesi, Gençler için: “Teknofest Gençliði” gibi slogan ve istemlerinden tutun, Balkanlar, Afrika, Avrasya ülkeleri ve Ortadoðu’da bulunan tüm devletlerle yakýn temasta bulunup; askeri, istihbarat, eðitim, tarým, saðlýk, ulaþtýrma, denizcilik, gibi daha bir çok alanda geliþtirilen yeni stratejiler ve ortaklýklar kurarak, medeni dünyanýn korkularý üzerinden Ýslam Dünyasý’nýn liderliðine oynamasý ve toplumsal mitleri harekete geçirerek bölgedeki halklarla sýnýrlarý ortadan kaldýrýp ekonomik iliþkileri geliþtirmesi onu daha da karizmatik bir lider haline dönüþtürmüþtür. Hatýrlayýn! Pakistan baþbakanýnýn sözünü! Balkan ülke liderlerinin Erdoðan hakkýndaki iltifatlarýný! Türk devletleri liderlerinin sözleri, Putin’in, ABD baþkanýnýn, Ukrayna ve Ýngiltere baþbakanlarýnýn söylemlerini… Bütün bu çýkýþlar emperyal aslýnda büyük bir güç olmanýn hatta olmak istemenin göstergesinden öte, büyük bir güç olduðunun kanýtýdýr. Bugün kendi bölgesindeki ülkelerin halklarýna konuþan bir baþkan tüm dünyaya emperyal manada da savaþ açmýþ ve bu savaþýn içinde gardýný da alarak mücadelesini de yapýyor demektir. Bu konumdaki hiçbir lider, -tarihin düþtüðü notlara inanacaksak- halký tarafýndan yalnýz býrakýlmamýþ, entelektüellerinden tarladaki çiftçisine kadar insanlarýnýn desteðini de arkasýna almýþtýr. Erdoðan’ýn muhalif liderleri tarafýndan Hitlere benzetilmesi, son Osmanlý Padiþahý yakýþtýrmalarý ve daha yapýlan bir sürü ithamlara bakýldýðýnda yürüttüðü bu siyaset ve diplomasiden kaynaklandýðýný görebiliriz. Dikkat edilirse benzer söylemler rahmetli Turgut Özal, Necmettin Erbakan ve Adnan Menderes için de yapýlmýþtý. Dünyanýn güçlü devletlerinin politikalarýna nispet, “güçlüyüm” demek siyaset arenasýnda her zaman kazandýrmýþtýr. Bu liderler arasýndan þimdiye kadar bu ülkede çetin çýkan kuþkusuz Baþkan Erdoðan olmuþtur. Buna bir de muhafazakâr söylemi, hizmet siyaseti ve yeni politikalara açýklýðý büyük anlamda etki etmektedir. Bu açýlardan bakýldýðýnda muhalif partilerin dindarlaþmayý anlayamamasý ve kendi ideolojilerine bile uzak tutmalarý, siyasi güdüklükten baþka bir þey deðildir. Emperyalist söylemlerin baþarýlý olmasýndaki temel neden; insanlarý ikna edecek yüksek ideallere sahip olmalarýný içinde barýndýrýyor oluþudur. Bu ideallerin her zaman yýkýcý ve yakýcý olduðunu elbette görmek lazým. Çünkü bu söylemler özü itibariyle özgürlükçüdür. Ýnsanlara öyle bir hayat yalaný / hayali sunar ki, bu umutlar nüfusu genç bir ülke için sýra dýþý ve bütün dünya için ise korkutucu ve tedirgin edicidir. Tedirgin eden devlet buna devam ettikçe ülkesinin sorunlarýný bir bir çözer ve devletler arasýndaki cazibesini hýzla artýrýr. Ülke içi sorunlarý baþka türlü çözmekte siyaset bilimine en aykýrý olan bir yöntemdir. Dünyanýn popüler liderlerinin yanýnda Türkiye Cumhuriyeti Devleti Baþkaný’ný görmek halký için bu sebeple büyük bir anlam taþýmaktadýr. AK Parti’nin söylemini diðer partilerden farklý kýlan ve cazip olmasýný saðlayan da tam olarak iþte bu tutumudur. Ülke sorunlarýný, yine ülkenin gerçeklerine bakýp nasýl çözüleceðini gördüðü için kitleleri peþinde sürükleyebilmektedir. Hiç kuþkusuz muktedir bir Cumhurbaþkaný ayný zamanda Cumhuru da muktedir yapacaktýr. Erdoðan’ýn siyasetteki Kasýmpaþalýlýðý alýþýla gelen siyasi duruþlara benzemediði için benzersizdir. Ýktidara talip partilerde bu emperyal duruþ ve kafa tutuþ var mýdýr? Bu zamana kadar þahsen hiç bir partide bu politikayý görmedim. Belki bu söylediklerimi baþarabilen yeni bir siyasi partinin iktidar olmasý söz konusu olabilir. Aksi halde sosyal medyada denildiði gibi: “CHP’li olsun tuvalet terliðine bile oy veririm” diyen kafa yapýsýnýn Türkiye’nin geleceðinde söz sahibi olacaðýný filan kesinlikle düþünmüyorum. Kalýn saðlýcakla.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
![]() | Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2023 | © Yûþa Irmak, 2023
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |