Herkesin derdi başka. -Orhan Veli |
|
||||||||||
|
Kuran, insanın ve tüm evrenin yaratılışının belirli bir amaca hizmet ettiğini açıkça ifade etmektedir. Bunun en net örneklerinden biri, Mü’minun Suresi'nde yer alır: “Bizim, sizi boş bir amaç uğruna yarattığımızı ve gerçekten Bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?” (Mü’minun Suresi, 115). Bu ayet, insanların sadece boşuna yaratılmadığını, her bir varlığın bir amacı olduğuna dikkat çeker. Yaratılışın amacı, insanın Allah’a kulluk etmesi ve O’nu doğru şekilde takdir etmesidir. Kuran, bu gerçeği başka ayetlerle de pekiştirir. Hicr Suresi'nde Allah, "Biz, gökleri, yeri ve her ikisinin arasındakileri hakkın dışında (herhangi bir amaçla) yaratmadık..." (Hicr Suresi, 85) diyerek, evrenin ve canlıların bir anlamı ve amacı olduğunu bildirir. Bu amacın, insanın Allah’ı tanıyıp O'na yönelmesi olduğu vurgulanmaktadır. İnsanın yaratılışı, sayısız detayla örülmüş olup her bir unsurunun bir amacı vardır. Gözümüzün, kulağımızın, burnumuzun, her bir hücremizin ve hatta hücrelerimizdeki iyon kapılarının, DNA’daki nükleik asit sıralamalarının, sinir ağındaki bağlantıların hepsi belli bir hikmet doğrultusunda yaratılmıştır. Kuran, insan bedenindeki bu ince düzeni şöyle anlatmaktadır: “... Biz ona şahdamarından daha yakınız.” (Kaf Suresi, 16). Bu ayet, Allah’ın insanı ne kadar yakın ve detaylı bir biçimde yarattığını, her an onun yanında olduğunu anlatır. Bununla birlikte, Al-i İmran Suresi'nde de Allah’ın varlığına, kudretine ve insanın yaratıcısına karşı takdirin önemi vurgulanır: “Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) ‘Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek Yücesin, bizi ateşin azabından koru.’” (Al-i İmran Suresi, 191). İnsan, çevresindeki evrenin ve kendisinin yaratılışındaki hikmeti kavrayarak, Allah’a yönelmeli ve O’na şükretmelidir. Evrim teorisi, özellikle Darwin’in Türlerin Kökeni adlı eseriyle 19. yüzyılda bilim dünyasında yaygınlık kazanmıştır. Ancak evrim teorisi, insanın ve tüm canlıların tesadüfen, doğal süreçler sonucu ortaya çıktığını savunarak yaratılış gerçeğini reddeder. Darwin’in teorisine göre, canlı türleri ortak bir atadan türemiş ve zamanla küçük değişimlerle çeşitlenmiştir. Ancak bu teori, bilimsel açıdan birçok ciddi sorunu beraberinde getirmiştir. Darwin’in teorisinin temel iddialarından biri, cansız maddelerden ilk yaşamın tesadüfen ortaya çıkmasıdır. Ancak bu, biyolojinin en temel kanunlarına aykırıdır. Örneğin, Louis Pasteur, yaptığı deneylerle, "canlılar ancak canlılardan türer" ilkesini ispatlamıştır. Yani, cansız maddelerden hayatın tesadüfen oluşması mümkün değildir. Pasteur, evrim teorisinin bu iddiasının bilimsel olarak geçersiz olduğunu ortaya koymuştur. Darwinizm’in bilimsel başarısızlıkları, fosil kayıtları ile de çürütülmüştür. Evrim teorisinin öngördüğü gibi, fosil kayıtlarında ara formlar bulunamamıştır. Bunun yerine, fosil kayıtları, farklı türlerin bir anda, eksiksiz olarak ortaya çıktığını gösteren net bir tablo sunmaktadır. Bu durum, yaratılışın bir düzenle ve hikmetle yapılmış olduğuna işaret etmektedir. Evrim teorisi, canlıların nasıl evrimleştiğini açıklayamadığı gibi, yaşamın nasıl başladığı sorusuna da net bir cevap verememektedir. Teori, ilk yaşamın nasıl başladığını ya da bu yaşamın nasıl evrimleşerek bu kadar farklı türlere dönüştüğünü açıklayamamaktadır. Ayrıca, evrim teorisinin iddia ettiği mekanizmaların bilimsel olarak doğruluğu kanıtlanmamıştır. Örneğin, fosil kayıtları evrimin önerdiği sürekli ve yavaş değişimleri desteklememektedir. Ayrıca, biyolojik türlerin evrimsel süreçlerde nasıl bir değişim gösterdiği konusunda da kanıtlanmamış bir çok iddia vardır. Evrim teorisi, biyolojik çeşitliliğin yalnızca tesadüfler sonucu ortaya çıktığını öne sürse de, her türün sahip olduğu karmaşık biyolojik yapılar, bunların tasarımı ve işlevi, aslında bir yaratılışın işareti olarak görülebilir. Kuran’da açıkça belirtilen yaratılış amacı, insanın kendisini ve çevresini anlaması, Allah’a yönelmesi ve O'na şükretmesidir. İnsan, yaratılışındaki her bir detayda bir hikmet ve amaç görmekle yükümlüdür. Bu anlayış, insanı daha derin düşünmeye sevk eder ve yaşadığı her anın bir anlam taşıdığını fark ettirir. Darwinizm gibi teoriler, bu amaca ve evrendeki düzene aykırı olsa da, bilimsel bulgular ve Kuran’ın ışığında, yaratılış gerçeği tüm gücüyle kendisini gösterir. Bilimsel keşifler, yaratılışın hikmetini ve Allah’ın kudretini daha da görünür kılarken, evrim teorisi giderek geçerliliğini yitirmektedir. İnsan, bu dünyadaki varlığının bir amacının olduğunu anlamalı ve bu amaç doğrultusunda yaşamalıdır. Kuran, insanı hem düşünmeye hem de ibadet etmeye davet eder, çünkü her şeyin bir yaratılış amacı vardır ve bu amaca ulaşmak insanın en yüksek görevidir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Muhammed Rıdvan Kaya , 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |