Tüm insanlık bir tutkudur; tutku olmadan din, tarih, romanlar, sanat, hepsi etkisiz olurdu. -Balzac |
|
||||||||||
|
Güneş vuruyor olgun bedenime, coşuyor çocuk sevdan yüreğimde. Gece oluyor olgun bedenimde, korkuyor çocuk sevdan yüreğimde. Sen gidiyorsun olgun bedenimden, hasta düşüyor çocuk sevdan yüreğimde. Yolda yürüyorum, yollarda. Binlerce kalabalık gelip geçiyor yanımdan, hepsi bir yön belirlemiş kendine. Kalabalığın en çok olduğu yerde gözlerin düşüyor beynime ve elinden tutmak istiyor çocuk sevdan içimde bir yerde. Yoksun! Olmayışına ağlıyor bu kez. - Taze taze simitlerim var abla çıtır çıtır iste rmisin? Gözlerinin içine bakıyorum çocuk simitçinin, bakıyorum ama görmüyorum. Kelimeler bölük pörçük dolaşıyor düşüncemde – “taze taze”- Gözlerin aklımda - “ister misin?”- - Abla - Efendim - Çıtır çıtır simitlerim var diyorum abla ister misin? Çocuk sevdan nasıl aç içimde bir yerlerde hissediyorum, ama o şimdi o çıtır çıtır, taze simidi seninle paylaşmak istiyor. Yoksun! Yokluğuna ağlıyor çocuk sevdan. Uslanmaz ki sen gelmezsen. Bu kez ne yapacağını, nasıl susturacağını şaşırıyor olgun bedenim. Ben neredeyim? Burası neresi? Ve nasıl geldim buraya kadar bilmiyorum. Sen geldin, sen elini verdin, sen içime çocuk sevdanı gönderdin. Gözlerini kapıyor olgun bedenim, rüyanı görüyor çocuk sevdan.. Dudaklarını birleştiriyor olgun bedenim, seninle konuşuyor çocuk sevdan.. Sesine “ alo” diyor olgun bedenim, çılgınca seviniyor çocuk sevdan… Varlığını biliyor olgun bedenim, duruluyor, uslanıyor, seninle yaşıyor çocuk sevdan… Deli gibi koşuyor olgun bedenimde çocuk sevdan, dur diyorum! dur! Dur demeyi beceremiyorum, durdurmayı başaramıyorum. Biliyorum ki öyle olgun, öyle güçsüz…Öyle çaresin ki olgun bedenime ve öyle tutkun gibi bir kız çocuğu yaşamında sevdana. Gecenin bir yarısı uyanıyor olgun bedenim. Yanı başında uyuyor, o öyle masum çocuk sevdan, öyle sarılmış, öyle sığınmış olgun bedenime. Gücüm yok, cesaretim yok ona dokunmaya, onu uyandırıp gecenin bir yarısı yanımdan yollamaya, sabahlara, yüzü yıkanmamış sabahlara açıyorum gözlerimi. Uyanıyor ve gözlerime dikiyor gözlerini çocuk sevdan. “ hadi” diyor.” Sen yürü ben tutacağım yüreğinin ellerinden.” Ardımdan niceleri bakıyor. Ben tutup sevdamın, çocuğumun ellerinden, sana geliyorum. Bu yol nereye gider bilmiyorum, sen olmadığında hastalanacak çocuk sevdan ve beni de sürükleyecek korkuyorum. İçimdeki çocuk sevdanı deli gibi seviyorum. Gülüşünü, koşmasını delice çırpınışını, bağırışını, özleyişini, hastalanışını, ağlayışını delice, küsüşünü seviyorum en zor zamanlarda ve kızınca canımı yakışını dahi seviyorum. İçimde ki kız çocuğu yaşamında ki sevdanı delice seviyorum. Buraya nasıl geldim? İçime nasıl yerleştin? Ben neredeyim ve nereye gidiyorum bilmiyorum. Bilmeyi sevmiyorum. Şimdi buradasın. DÜŞÜNMÜYORUM!..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Sevgi ÖRENGÜL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |