"Küle değil, ateşe üflemelidir." -Divanü Lügat-it Türk, Savlar |
|
||||||||||
|
Milleti meydana getiren unsurlardan birisi de dildir.Fakat son yıllarda belli zihniyetteki gruplar,dili yozlaştırma yoluna gittiler.Masa başında oturup kelime uydurdular.Dedeyle torun anlaşamaz hâle geldi.Kimse de bunlara “dur” demedi. Türkiye’de dille ilgilenen Türk Dil Kurumu adlı bir müessese vardır.Ta Atatürk zamanında bizzat kendisi tarafından kurulmuştur.Fakat bu kurumun ne iş yaptığını şahsen ben henüz anlayabilmiş değilim.Belli bir azınlık, Türkçe’yi evirip çevirirken,onlar sadece seyrediyor.Böyle vurdumduymazlık olmaz. Türkçe’nin henüz kendine mahsus bir kanunu bile yok.Dilimiz yabancı dillerin tahakkümü altındadır.İngilizce,Fransızca ve Almanca kelimeler her geçen gün dilimizi istilâ etmektedir.Bir an önce bunun önüne set çekilmelidir. Bugün üç yüz milyonluk bir Türk dünyasıyla karşı karşıyayız.Sözkonusu bu kitleyle ,üç aşağı beş yukarı,anlaşmak mümkündür.Aslında biraz uyanık olabilsek yirmi birinci yüzyıla Türk damgasını vurabiliriz.Bu ancak dilimize ve kültürümüze sımsıkı sarılmakla gerçekleştirilebilir.Çünkü Türk kökenli milletler, dil vasıtasıyla aynı zeminde bir araya getirilebilir. Büyük Türk dilcisi Kaşgarlı Mahmut,Divânü Lûgati’t-Türk adlı eserinde şöyle bir hadis-i şeriften söz etmektedir: “Türkler’in dilini öğreniniz!Çünkü Türkler’in uzun sürecek saltanatları olacaktır!” Bu sözün Peygamberimiz tarafından söylenip söylenmediği tartışılabilir.Lâkin konumuz bu değil.Kim söylerse söylesin bu ifade yerinde söylenmiş bir sözdür.Zaten bunu tarih de göstermektedir. Türkçe bir imparatorluk dilidir.Bu asil lisanı “Öztürkçe” gibi,ne idüğü belli olmayan yaygaralarla bozmak,toplumun kendi değerleriyle yabancılaşmasına zemin hazırlar.Aslında biz ipin ucunu ta Osmanlı’nın ilk yıllarında kaçırmışız.Biri Batıya,biri Doğuya çekmiş bizi.Mevcut durumu koruyup geliştirmek kimsenin aklına gelmemiş.Gerçi bahsi geçen yozlaşma sanıldığı gibi şuursuz olmamıştır.Mıknatıs konumundaki bu kesimler,belli ideolojilere hizmet amacı gütmüşlerdir.Âvâm da buna alet olmuştur. Bağımsızlık sadece toprak bütünlüğüyle gerçekleştirilemez.Milletler kültürel bağımsızlığa kavuşmadıkça gerçek hürriyeti kazanmış sayılamazlar.Kültürün taşıyıcısı da dildir.Bu sebeple dili ecnebi lisanların boyunduruğundan kurtarmalıyız.Cumhuriyetimizin mimarı Mustafa Kemal Atatürk,bu konuda şu çarpıcı ifadelerde bulunmuştur: “Millî duygu ile dil arasındaki bağ,çok kuvvetlidir.Dilin millî ve zengin olması ,millî duyguların gelişmesinde başlıca etkendir.Ülkesini,bağımsızlığını korumasını bilen Türk Milleti,dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” e-mektup: mnihatmalkoc@hotmail.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |