Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür -Atatürk |
|
||||||||||
|
Yolum karanlıktı. Sorduğum her soru bir kibrit ateşiydi ufak çapta bir ateş yakmak için. Kibriti çakmak bendendi, ateşi harmanlamak benden bir kaç asır önde olan büyüklerden. Ama çoğu sorum ağzıma tıkılırdı hep. Yaptığım her şeye bir neden bulunurdu, özgürlüğümü alırlardı elimden. Özgürlüğün bile ne olduğunu bilmezdim de, yaşadığımı özgürlük sanırdım. Savunmasızdım onların gözlerinde ben, onlarsız yapamazdım. Haklılardı belki de. Hakikati bilmiyorum. Çünkü hep onlarla birlikteydim. Tek gerçek onlardı benim için. Onların söyledikleri her şey tartışmasız doğruydu. Öyle olmak zorundaydı. Sokakta birkaç çocuk bir araya gelince babalarımızın taklidini yapardık. Herkes kendi babasını tutardı. Diğer babaların hiçbir önemi yoktu. Söylediklerinin de. Herkesin doğrusu kendi babasının söylediğiydi. Kavgaya tutuşanca da bir zaman sonra, yine babaları öne sürerdik. Benim babam senin babanı döver, lafı en çok telaffuz edilen laftı. Babalarımızı arenaya atıp dövüştürmek isterdik. Herkes emindi babasından. Her baba kahramanıydı çocuğunun. Kahramanlar yenilmezdi. Kahramanlar yalan söylemezdi.. Kahramanlar ölmezdi.. Tarihin bilinmedik çağlarında bir gün, bir arkadaşımın babasının ölüm haberi gelmişti. Kahraman ölmüştü. Nasıl olurdu ama. Nasıl olurdu da ölürdü kahraman, düşerdi kılıcı. O çocuk ne yapardı sonra. Kimi dövüştürürdü sokakta diğer çocukların babalarına karşı. Kimin söylediklerini doğru kabul edecekti artık.. O çocukla bir daha babalarımızı dövüştürmedik... Sorular sormaya devam ediyordum cevaplar almak için. Ama çoğu soruma, çoğu hareketime 'ayıp' dediler. Ayıp nedir, dedim. Büyüyünce öğrenirsin, dediler. Ayıbın ne demek olduğunu öğrenemesem de çocukluğum boyu, yine de çok önemli bir şey olduğunu anlamıştım. Hareketlerimin çoğunu engelleyen bir duvardı o. Boyu benden büyüktü onun. Benden güçlüydü. Belki de babamdan bile güçlüydü. Korkutuyordu beni. Büyümeyi en çok 'ayıp' ile karşılaşmak için istedim. Derken büyüdüm bir zaman sonra. Okullara gittim, kitaplar okudum. Kuşandım da bir güzel, karşısına çıkmak için ayıbın, bir de baktım ki onun da bir babası varmış 'ahlak' adında. Daha bir çetin, daha bir güçlü. Büyüklerin bile elini kolunu bağlıyor yeri gelince. Dövüşemedim onunla. Kaçtım.. Çekildim bir kenara. Ahlak'tan habersiz günahlar büyüttüm. Derken bir de 'din' çıktı karşıma, ahlakın kardeşi. Sordum soruşturdum, kimi ahlak dinden olmadır, dedi, kimi ise din ahlaktan. Yumurta ve tavuk sorusunu bile çözememişken, bir de bu çıktı karşıma. Çok ağır geldi bana, hiç bulaşmadım. Kaçmak istedim daha bir uzağa. Saklanmak istedim. Yanlış yer seçmişim saklanmak için, bilemedim. Topluma karışmayı denedim. Beni burada bulamazlar sandım. Meğersem, toplumdan beslenirmiş bu iki kardeş. Beni bulmaları zor olmadı. Bindiğim otobüste, okuduğum gazetede, oturduğum bir park köşesinde. Her yerde onlar vardı. Kaçmak imkansız. Saklanmak faydasız. Seni de onlardan kaçmaya çalışırken tanıdım. Seni tanıdıkça daha bir kaçmak istedim. Seni de yanımda götürmek tabi. Ve sana sormak istemiştim hep şunu ; -Ayıbın, ahlakın ve de dinin olmadığı bir yaşam kuruyorum kendime, gelmek ister misin?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Baran Yurdakul, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |