..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bildiğim tek şey, ben bir Marksist değilim. -Karl Marx
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Bireysel > oldu




20 Mart 2005
Ben, Mevsimler, Yağmur ve Hayat  
oldu
Mesela sana bakmak... Mesela senin bana bakman...


:BGCB:
Ağzım burnum leş gibi kokuyordu ve ben sana dokunamamanın tarihini yazmaya çalışıyordum. Çok içmiştim. İçim dışım alkolle dolmuştu. Tarifi imkansız kederler içinde yüzüyordum. Senin yokluğun canımı acıtıyordu. Acı çekmek hoşuma gidiyordu. Giderek acımasızlaşıyordu hayat ve giderek parçalanıyordu kalbim. Uzaklık ve yakınlık kavramları üzerinde düşünüyordum. Seninle uzaktan yakından ilgili her kavram hoşuma gidiyordu.

Yağmurlar yağıyordu, mevsimler değişiyordu ve gözyaşlarım yağmur sularına ve kanalizasyonlara karışıyordu. Bu karışım iyi bir ikili, sonra kötü bir üçlü oluyordu. Bunu seviyordum; yağmurda ağlamayı.

Ellerim titriyor, nefesim giderek sıklaşıyordu sesini duyduğumda. Ama sesini pek seyrek duyuyordum. Ama yemin ederim duyuyordum. En azından birkaç kez duydum. Ama laf olsun diye değil gerçekten konuşmaya çalışan sesini. Yani bakkaldan ekmek almıyordun sesini duyduğumda. Acımasız bir hayata karşı kendini ve koruman gerektiğine inandığın herşeyi savunuyordun.

Sen hep camdan dışarı uzak bir yere, belki de sadece cama veya camın önündeki tül perdeye (ama kesinlikle bana değil) bakıyordun. Bütün acılara tül çekmek, bütün yaralara kabuk olmak, dünyanın bütün kırık kalplerini tamir etmek ve sonra herşeyi terketmek ister gibiydin. Biliyor muydun bir yaranın bazen kabuğunun altından da kanadığını? Sonrası imkansız düşler görüyor sonra bunları unutmak için çırpınıyordum. Düşle hayat birbirine eklemleniyor ve bunu sevmiyordum. Kendimi Borges'un düşlerine giren kelebek gibi hissediyor ben kelebek miyim diyordum ve bir kötü şair gibi soruyordum:" ben bir minarede güvercin miyim / ben kendine akan bir nehir miyim?" Anlamadığım diller konuşuyordun. Hayatı anlamsızlaştırmaya(mı) çalışıyordun. Oysa hayat zaten anlamsızdı... demeye dilim varmıyordu. Çünkü hayatın bir anlamı vardı ve bunu çözemiyordum. Seni çözemiyordum. Kendimi çözemiyordum. Küçük bir düğümü, gerçek bir düğümü bile çözemiyordum: Örneğin ayakkabı bağı.

Hayat sürüyordu bunu biliyordum ve bildiğim birkaç şeyden biriydi bu. Bildiğim başka şeyler de vardı ama söylemeye korkuyordum. Mesela sana bakmak... Mesela senin bana bakman...

Her şey tuhaftı. Ben, mevsimler, yağmur ve hayat. Ama sen hep çok güzeldin.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: bir genç kadın olduğumda
Gönderen: Fulya Engin / İstanbul/Türkiye
1 Eylül 2005
anneannemin kızkardeşime anlattığı masal kahramanlarının odasını, yatagın yerini, sobanın rengi, pencerelerin ormanda gördüğü manzarayı tüm ama tün detayları ile bir zamanlar orada yaşamışım gibi anımsadığımı dehşetle ikisine doğru dönerek fark etmiştim, anlatılan masalda o detaylar yoktu. Bunların tümünü hayal gücümle kız bedenimi yastıga ve uykuya verirken ben eklemişim, sonra bunca yıl böylesi net bir görüntüyü o masala yeniden gelen dek fark etmeden taşımış taşımışım... bazen insan bildiği şeyi kendine hiç fısıldamıyor bile... kendinle olup kendine en uzak olmak gibi... şimdi yazdığını okurken sizi gördüm, tül perdeyi, ayakkabıları, bir ayrılık krizini çağrıştırdı bana ama senin yaşadığın... oysa ben seni de onu da ayrılığınızı da hiç yaşamadım ama yaşamışım gibi, anlıyor musun beni? ben anlamıyorum da...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın bireysel kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yalnızlık Mezarda Olur
Sen, Mutluluk, Nehir ve Ölüm

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dön/dün

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Iskalama [Şiir]
Uzletin Son Dansı [Şiir]
Bitmiş Mümkünler Durağı [Şiir]
Vazgeçtim [Şiir]
Hep Aynı Yerdeyiz Denizlerin Nehirlere Taştığı Yerde [Şiir]
Bahar Aslında Kıştır [Şiir]
Silindi İstek [Şiir]
Şair Sedat Umran [Deneme]
Korkunun Bütün Kentleri - 2 [Deneme]
Bitişinden Başlayan [Deneme]


oldu kimdir?

Tanıdığım bütün alçaklar adına konuşuyorum; bütün ezikler, bütün sevgisizler, bütün sarhoşlar, bütün aşıklar, bütün salaklar. . . adına. Kuşkusuz pek çok şeyi abartacağım anlatırken. Biri hariç; biz hep sevgisizdik. Ve hep sevgisiz kalacağız. Kısa sürmesi kuvvetle muhtemel olan ömrümüzde saçlarımız doyasıya okşanamadan (bu arada pek çoğumuz keliz, ama olsun) biz ölmüş olacağız. Hatta tuhaf gelecek size ama çoğumuzun ölüm nedeni “dokunulma eksikliği” olacak. Tıp literatürüne pek çok ölüm nedeni katacağız; dokunulma eksikliği, seni seviyorum noksanlığı, aşk çarpması, az gülümsenme. . . ve bildik bir şey akciğer kanseri (mümkünse). Korkaklığından uzun yaşayanlarımız da olacak (ki bu bir çeşit cezadır).

Etkilendiği Yazarlar:
vüs'at bener, tezer özlü, pavase, celal gözütok, gide...


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © oldu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.