Olgunluğa erişmemiş şairler ödünç alır, olgunluğa erişenler çalar. -George Eliot |
|
||||||||||
|
Sen tanıdık yolları arşınlıyorsun şimdi bildik adımlarla...Yabancılık çekmiyorsun yıldızlarına buz asılı akşamlara...Kimbilir kaçıncı kez yastıkta iz bırakan başın yalnızlığa kulaç atıyor uyku okyanuslarında...Hatta o kadar yorgunsun ki, belki de düşlerini de saklı bırakıp koynumda, öyle daldın bensiz kimbilir kaçıncı uykuna...Aşkına dokunabildiğim gözlerini kırpıştırırken keyifsizce sabahın ilk ışıklarında, ben eksik uyanacağım bir güne daha –aşksızca-... Nasıl bir ortak duygu paydasındayız inan bazen ben bile anlayamıyorum...Sesin değdi sesime az önce...Bilir gibi sana özlemimi, hisseder gibi kelimelerimin ahenkli bekleyişini, kavradı bilincin yüreğimdeki sesi...Bazen düşünüyorum da aynı pencereden bakmak falan değil, pencerenin içindeki camın saydamlığında erimek galiba bizimkisi.... Ancak böyle hissedebilir bir sevgili diğerini.. Hani hayalleri bir erik dalında çiçek açmış bahar kızın, sınır tanımaz, “hayır”ı bilmez, şımarık hayalleriyle kollarına koştuğum günleri hatırla...Böyle ayrılıklar nasıl yaralardı beni...Sanki sen bir göçmen kuştun, beni burda yanlış bir mevsimde, bilinmedik bir doğanın kucağına bırakıp, ütopyalara kanat açmışcasına kaybolur giderdin gecemin en mavi yerinde...Bilirdim gidişlerinin her zaman dönüşü olacak...Bilirdim aşkına aşık küçük kadınının pembe düşleri hep valizinin en üstünde özenle yerleştirilmiş olacak...Ama yine de yaralı bir kuş gibi, kırık kanadımı saklayıp ağlardım sana erişecek kadar çok yoğun damlalarla...Özlemlerin bir aşkı nasıl besleyeceğini bilmeyen küçük bir kız çocuğunun olanca saflığıyla... Günler aylarla, aylar yıllarla sevişti bizimle yarışırcasına...”Sen”li yıllarım ve “Sen”siz yıllarımın mücadelesinin galibi artık aşkla tanışık yıllarım...Artık seni özlemenin kahreden yorgunluğuna teslim olmuyorum. Şarkıların tınısı daha bir anlamlı oluyor sensizken, şarap eşliğinde yudumladığım bir hasret bestesi oluyor hayalin...Ve her yokluğun ardından gelen kocaman kavuşma zamanlarına kuruyorum aşkın saatini...Yanımdayken sana aşığım ama, gittiğin zaman belki anlamak daha kolaylaşıyor varlığının yaşamıma kattığı anlamı...Bu eksikliği, bu yarımlığı yaşamayı seviyorum. Yaşattıklarınla, yaşattıklarımla bu aşkı seviyorum...Kara gözlerine tutkumu saklayıp götüren adam, aşka kurulu saatimin tiktaklarında bekliyorum...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Funda BİLGİLİ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |