Yaşam başlangıcı olmayan bir yolculuktur. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Sizin için toplu taşıma araçlarını araştırmaya karar verdim ve uzun bir aradan sonra tekrar yazmaya başladım. Tamircilerle, oto yıkamacılarıyla, minübüs, otobüs, taksi, kamyon, traktör şöförleriyle, normal şöförlerle ve at hırsızlarıyla uzun sohbetler yaptım, sokaktan insanlar ile bu olay hakkında görüşmeler yapıp, bu taşıtlara binerek birazda ilham topladım, sonra biraz saçmalayıp, üstüne biraz tuz biber ekledikten sonra... Afiyet olsun. Ülkemizde itibar azalttığı ve bindiğinde değişik bir sürü olaya maruz kalabileceğin araçlara biz toplu taşıma aracı diyoruz ülkemizde. Toplu taşıma araçları grupça bindiğin birşey olup son durağa kadar en az yirmi kişiyle akraba olduğun grup seksten sonra gelen tek vukudur. Çindeki nüfus çokluğu, sadece toplu taşıma araçlarının çokluğuyla açıklanabilmektedir. Toplu taşıma aracı denildiği zaman bir diğer aklımıza gelemeyen şeyde toplu taşıma araçlarının içinde gerçekten de bir çok top bulunduğudur. Adıda gerçekte buradan gelmektedir. Halk otobüsleri Her çeşit insanı bir arada görebileceğin yerlerdir halk otobüsleri, nuhun gemisinde bile bu kadar çeşit insan olduğunu sanmıyorum. Bundan dolayı halk otobüslerinde belgesel yapılması taraftarı olan bir insanım. Aslanların seks yaptıkları belgesellerin aynılarını Afrikaya gitmeden buradan çekebilirler. Hatta daha da ileri gidip maymunların üstüne çok geniş bir belgesel yapmakta mümkündür. Halk otobüslerine kız arkadaşınızı asla götürmemeniz gerektiğini de eklemek istiyorum, kız arkadaşınızın fordçularla yakın muhabbetlere girmesini istemiyorsanız tabi. Halk otobüslerinin içinde bulunan gişede abuk subuk masa gibi bir şey. Millet bilet almaya çalışıyor. Otobüs aynı anda gidiyor. Para üstü bozuk para. Sallan. Sallan. Bilet. Devam et, oturacak yer asla bulunmaz. Sallan... Dolmuş Üstünde ‘Liselim’, ‘İsyankar’, Aşkına İntizar’, ‘Akşamların Fatihi’ ve ‘Rampaların Kralı’ gibi yazılar taşıyan toplu taşıma aracıdır. ‘Levyeyle yakın dostturlar. Arkayı beşliyelim lütfen. Ücretleri uzatalım. Pamuk eller ceplere. Otursana be çocuğum. Ulan 30 kişisiniz çıkan paraya bak be!’ gibi cümlelerin kurulduğu garip bir toplu taşıma aracıdır. Dolmuşlar acayip güzel şeylerdir. Benim küçüklüğümden beri hoşuma gider dolmuşlar nedense? Belkide anne tarafımın neredeyse hepsinin bir zamanlar minibüs şöförlüğü yapmış olmasıdır. Şöyle motor üstüne geçip şöföre yalakalık yapmak var ya, abimin anlattığı mini stand-up. Motor üstü şöför yalakaları. Arabesk müzik eşliğinde geçirdiğim o her gün yirmi dakika. Dersaneye gidip gelirken şöför abiyle muhabbetler. Bir gün bana şöför abinin teki, yazın muavinim olurmusun demişti. Paraları iyi topluyordum heralde. Çoğunlukla yardım ederdim şöföre, motor üstünde oturunca. Gitmemiştim... O meşhur sizde burda söylenir. Abi inecek var. Abi müsayit bir yerde inebilirmiyim. Abi kenarda atıver. Şöför bey... Bir gün minibüsle gidiyorduk ki adamın teki bir anda Abi mükemmel bir yerde inebilir miyim? dedi. Ve herkes bir anda koptu. Şöför adamı indirirken'Size layık değil ama! diyordu. Bir keresindede münasip dedi kadının biri. Allahta şöför allahtan karşılık vermedi. Taksi Grup halinde binildiğinde toplu taşıma aracına dönüşebilen bu araçta her zaman kendimi şöförle muhabbet etmek zorundaymış gibi hissederim. Her zaman ki açılıştan girer, bazen karı kız muhabbetinden çıkarım. Anlamsız anlamsız konuştuktan sonra, amcamı bi daha görmemek üzere yoluma giderim her seferinde. Taksiciler acayip insanlar. Bazen bir bakıyorsunuz delinin biri hızlı hızlı sürüyor arabayı. Bazende yaşlı adamın teki, yavaş yavaş kağnı gibi. Birde taksicilerle muhabbette gideceğim yeri bildiğimi göstermeye çok dikkat ederim, beni kazıklamasın diye. Yoksa adamı bağdata götürüp oradan getiriyorlar. Taksiyle başıma gelen en gıcık olaysa, bir gün abimle bayağı hastalanmıştık, hastaneden deönerken bir olay olmuştu, oydu. Abimde, bende çok hastaydık, baygın bir şekilde taksinin içinde yatıyoruz. Abim önde ben arkada. Bir de baktım taksici bizi şöyle bir kontrol ettikten sonra taksimetre 7.700.000 TL’yi gösterirken adam düğmeye bastı ve sıfırladı. Ben onun sıfırladığını anlamamışım, gece tarifesi açtığını sandım ki 2.700.000 ler bana yirmi yedi milyonlar gibi geliyor. Sonra inerken abime ‘Abiye bir on milyon ver tamamdır.’dedim. Adam sonra dürüst ayağına yattı yok taksimetresi on milyondan fazlasını alamıyormuşta bilmem neymiş de. Tamam iyi taksimetren almıyor madem, niye 10 milyonda değilde yedi milyon yedi yüz binde sıfırlamadın taksiyi? Sonra ben yalancı, iftiracı oldum. Aslında o sıra olduğum tek şey varsa, o da adama çok fena uyuz olduğumdur. Metro Metorlar. Gişeden bilet al. Bileti makineye at, geç. Motrolarda beni ilgilendiren şey aslında pek de o giden tren değildir. Metro istasyonlarının acayipliğidir beni güldüren. 10 kişi hayatlarında ilk defa gördükleri bir şeye bakıyorlar. Bu bir yaratık olmalı dercesine bakıyorlardı. Vııııy para at diyi. Hadi atak be, ne olacak bakak bi. Gardaş bu alet ne böyle. Bilmeyenlerin yanısıra bide bilenler varki onlarda garipler, yoldan geçenlere devamlı ‘Abi beş millon bozuğun varmı, bişey alacaam da makineden...’ Yok bilader’ desen bile bıkmıyor adamlar. Ben o makine yüzünden metroyu kaçıranların olduğunuda çok gördüm. -Ula gidiyi... -Sittiret getsin. Biz golamızı içek. Tramvay İstanbulda tramvaya binmek akıl karı değil vallahi. İnsan bindiğine bineceğine, geldiğine geleceğine pişman oluyor. Girerken 10 çıkarken bir de baktın 15. Nasıl oluyor? Valla içerde çoğalıyor bunlar. Yazları insanlar dışarıdan kendilerini klimalı o güzel tramvaylara atıyor sonrada o güzel kulptan tutuyorlar ki, hepsinde tişörtler. Aman allahım burnuna giren o koltukaltı yokmu. Tramvay devrilse bu kadar işkence çekmezsin. Ekşi, ekşi... Vapur. En romantik toplu taşıma aracı vapurdur mutlaka. Sevdiğinizle gidilebilecek en güzel yer bence vapurdur. Şöyle açık tarafa oturup, bir güzel yayıldınmı, keyfine diyecek yoktur. Martılara bir kaç ekmek atıp sevap işlemekte cabası. Banliyö Treni Mükemmeller. Tek kelimeyle. Yerlerde horozlar. Camdan sarkmış çingeneler. Acayip acayip konuşan amcalar. Ne olduğu belirsiz simtçiler. Katil tipli adamlar. Eroyin kaçakçıları. Kelebek sallayan çocuklar. Bağıra bağıra bir şeyler satan adamlar. Çiçek satan kadınlar. Her şey var. Şu çok konuşan garip satıcılar en komikleridir. -Elimde gördüğünüz kalemi, hiç birde bulamayacağınız gibi bu kalemi çok seveceksiniz. Elinize aldığımız bu kalem Bush, Clinton, Ayzınhavır, Jan Kilod Vandam ve birçok ünlünün kullandığı bir kalem olup çok... Metro, tramvay, otobüs, taksi, dolmuş hepsini topla bu kadar eğlence bulamazsın trende bulduğun gibi. Trende her şey var. Adrenalin, ölüm korkusu, firar, hayaller, hayat kavgası...Herşey. Ama ben almamayı tercih ederim... Kafanıza giren koltukaltına aldırmayın. Bir sağa sağlim yolculuktan sonra bu günlük de bu kadar sayın seyirciler, bir dahaki belgeselizmizde görüşmek üzere. Uzun ve mutlu yaşayın. UTV’den ayrılmayın. Utku KOÇAK 04.08.2005
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Utku Kocak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |