..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Aşk eski bir masaldır ama her zaman yepyenidir. -Heine
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Figen Yarar Gönülver




21 Ekim 2005
Ağlayamadım.  
Figen Yarar Gönülver
Tek hissettiğim minicik yüreğin isyan atışlarıydı. Arada anlamaya çalışan kırpma nöbetleri sadece hüznün kuruttuğu gözlerinde, derin iç geçirme sarsıntıları yapılanmayı henüz tamamlayamamış bedeninde, ruhu çoktan çökmüştü bile..


:BJGD:
Tek hissettiğim minicik yüreğin isyan atışlarıydı.

Arada anlamaya çalışan kırpma nöbetleri sadece hüznün kuruttuğu gözlerinde, derin iç geçirme sarsıntıları yapılanmayı henüz tamamlayamamış bedeninde, ruhu çoktan çökmüştü bile..

Toparlanmalıyım
yapmam gereken uzaklaştırmak yavruyucağı, hızla çıkıyorum ölümün soğuk havasını duymasın daha fazla yüreğinde.

Ne kadar uzaklaştırabilirim bilemiyorum.

Duygularım mı dondu yoksa bu minik yüreğin devliğinden mi utandım, bilmiyorum, AĞLAYAMADIM.

Merak ediyorsunuz tabi hikayeyi, offf öyle zor ki anlatmak.

Hayatın oradan oraya savurduğu çaresizlik rüzgarlarına kapılmış, taşı toprağı altın sanılan yedi tepeli şehrin yedi dişli canavarına yem olmuş bir aile,

Rasim çok sevmişti Sultanı ,verememişti başlık parasını alıp kaçmıştı Sultanını İstanbula; bir sitede hizmetli olmuştu, kocamandı mutlulukları o küçücük rutubetli yuvalarında..

Hayatın vurduğu her darbede nasırlaşsa da bedenleri, yeşermiş umutları doğacak yavrularıyla, her gün biraz daha çiğnendikçe canavarın dişlerinde soluklanır olmuştu Rasim sahilde bir meyhanede. Bir iki derken tutsağı oluvermişti alkolün. Zavallı Sultan arasa da çıkış yolları eli kolu bağlanmıştı Umutun doğuşuyla.

İşe vermişti kendini, sitede temizlik işlerine gider o yanık sesiyle içindeki tüm nefreti güzel türküleriyle haykırırdı. Akşam olduğunda gün batımıyla birlikte onun da dünyası kararırdı, Rasim gelecek ve yine olmadık bir sebeple atacak günlük dayağını yine.

Umut büyüdükçe sultanın umutları da büyüyordu.Tek yaşam sevinci Umuttu, çünkü çalıştığı emeğinin karşılığını Umutun geleceği için biriktiriyor, güzel yarınları düşlüyordu.

Bir pazar sabahı birikmiş parasını istedi Rasim;vermedi tabi Sultan. Rasim hızla fırladı evden;yine içti ve yine sarhoş döndü ve yapıştı boğazına Sultanın; direnince de tekme tokat girişti. Zavallı Umut masanın altında motif aralarından izliyordu olanı biteni;yabancı değildi bu sahnelere ama bu kez çıkan seslerden korkar olmuştu sımsıkı sarıldı bebeğine ve;"korkma bir şey olmaz" dedi korkmaması gerektiğini telkin ediyordu, aslında kendineydi bu telkin. Sessizce , "yapma Baba" diyordu sesinin duyulmasından korkarak ve
annesinin yediği her darbe yüreğine iniyor daha bir sıkı sarılıyordu bebeğine.

Usulca uzattı başını, hani annesi anlatmıştı ya o her şeyi yaradanı "ne olur kurtar Annemi, bak sana bebeğimi vereceğim" fırlattı bebeğini havaya bir kaç parende attı bebek ve çakıldı yere, aynı anda bir ses daha duydu, bir Annesine bir bebeğine baktı,sıktı yumruklarını öylece kalakaldı;AĞLAYAMADI..

işte Umutu bulduğumda bu haldeydi ve hikayesi de bu kadar kısaydı..

Uyuyor şimdi, eminim ki uyanmaktan korkuyor. Uyandığında yaşadıklarını yok edebileceğim bir sihirim olabilseydi keşke..


F_Y

09/OCAK/2005



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sevgi
Sabah Yürüyüşleri 1

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Siz Hiç Cennette Kadeh Kaldırdınız mı?
Bir Yıl Biterken
Islak Ekim
Aykırıyım Ama Prangalı//21 Mart Dünya Şiir Günümüz Kutlu Olsun.
Suçluyum
Ben Sussam Da!
Gökyüzü
Adı Turan /seni Özlüyorum
Arkası Yarın Dertler
Düşünmüyorum

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Tutkuların Müebbet Esareti [Şiir]
Denize Doğmak Masmavi Bir Şiirle [Şiir]
Eylül ve Katre-i Matem [Şiir]
Hoşça Kal Eylül [Şiir]
Elveda Derken [Şiir]
Firardayım [Şiir]
Susuyorum Kendime [Şiir]
İçi Boş Başaklar Gibiyim [Şiir]
Varsanı [Şiir]
İstanbul [Şiir]


Figen Yarar Gönülver kimdir?

bulur nasılsa kırılacak dal bu gövdemde uslanan rüzgar ağlayıp bir yastığın koynunda yatar mı “çürümüş lal” Figen YARAR

Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet, Suna Tanaltay, Doğan Cüceloğlu, Atalay Yörükoğlu


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Figen Yarar Gönülver, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.