..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Egoistlerin en güzel yaný baþkalarý hakkýnda konuþmuyor olmalarý. -Lucille S. Harper
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aný > Murat Mehmet UÐURLU




7 Temmuz 2006
Bizim Köyün Hasan'ý  
Murat Mehmet UÐURLU
Orta boylarda, boynu boðazý birleþmiþ halde, oldukça besili cüssesiyle deliliðinin yaydýðý korkuyu birkaç katlayacak bir görüntü sergiliyordu. Taþý sýksa suyunu çýkaracak gücü kuvvete sahipti.


:BEDJ:


Deli Musa'nýn sýrtý denize doðruydu.

Deli Musa dedimse, öyle gerçek deli sayýlmaz aslýnda. Sadece saðýr ve dilsizdir. Oldukça becerikli, sabýrlý ve saygýlý delikanlýdýr ve bizim yaptýðýmýz her iþi fazlasýyla yapar. Aðzý söylemese, kulaðý duymasa da gözleriyle ve vücut diliyle kusursuz anlatýr meramýný, ayný minval bizim meramýmýzý da rahatlýkla anlardý.

Ama özrünü delilik sýfatý ile ifade etmeyi yeðlemiþiz ve adýnýn baþýna koymuþuz bir kere. Deliliðini perçinlediðini sandýðýmýz çok önemli bir de fiziki özelliði vardý ki

Musa'nýn, ilk kez görende müthiþ bir korku ve merak uyandýrýrdý. Boðazýnýn altýnda dýþ guatr uzantýsý olarak çapý on santim civarýnda iki tane kocaman et sarkýntýsý taþýrdý. Adýnýn önünde de deli nitelemesi olunca bu görüntüsü ile korkmamak olasý deðildi.

Benim yüzüm denize dönüktü. Yolun altýndaki bahçe duvarý üzerindeki sepet iriliðinde kara taþa oturmuþ, sýrtýmý da minder kalýnlýðýnda yosunla kaplanmýþ kocaman gövdeli kýzýlaðaca yaslamýþtým.

Geçmiþ zaman iþte; ayý günü kestirmek oldukça zor. Hafta sonu ya da yaz günü yol boyu oyalandýðýmýza bakýlýrsa. Yaylýmdan erken çýkmýþ, vakit geçsin diye yol kenarlarýndaki yeþilliklerden yayýlan sýðýrlara dokunmuyoruz.

Burasý mýntýkanýn en sulak noktalarýndan biridir. Üst taraftaki bahçe duvarýnýn dibi yeraltý sularýnýn dýþarý sýzmasýndan dolayý her mevsim yaþardýðý için bol ve gür çimenlerle kaplýdýr. Ýneklerimiz kütür kütür koparým yutuyorlar otlarý.

Nedense ineklerin otlarý koparmasýnýn çýkardýðý ses ürpetili bir mutlulukla kuþatýr çobaný. Sonuçta o da bir iþtir ve yaydýðýn sýðýrýn karnýnýn þiþliði ve güttüðün hayvanýn yediði otun kalitesiyle ölçülüdür baþarýn.
Musa ve ben bir yandan el kol hareketleriyle sohbet ederken, öte yandan Karadeniz'in ortasýnda demirli gibi duran kocaman gemiyi izliyordum.

Her ne kadar kýmýltýsýz duruyor izlenimi verse de önceki deneyimlerimden yol aldýðýný ve menziline doðru süzülerek gittiðini biliyordum. O kýmýltýsýz gibi görünen geminin bir süre sonra Görele Burnu'na yaklaþtýðýný görünce yol almakta olduðunu fark eder, yolculuðunu sürdürmesi halinden garip mutluluk duyardýk.

Ayda yýlda birkaç kez geçen kocaman gemileri uzaktan da olsa gözden kayboluncaya dek seyretmek isterdik.

Gemiyi seyre dalmýþken öylece, yüz metre ilerdeki köþeden Gülizar'ýn Deli Hasan göründü. Yolun o bölümü tam doksan derece açý ile kývrýlýr ve karþýdan gelen yolcu burundan birden bire çýkýverir. Hasan da ansýzýn bitiverdi gözlerimin önünde.

Elinde büyük boy bir yoðurt küleði ile zebella gibi geliyor bize doðru. Gemiyle arama girdi. Aramýza girdi dedimse, bir köy yolundayýz, tepelerin üzerinden kuþ uçuþu beþ kilometre deniz, bir o kadar kilometre enginde de gemi.

Orta boylarda, boynu boðazý birleþmiþ halde, oldukça besili cüssesiyle deliliðinin yaydýðý korkuyu birkaç katlayacak bir görüntü sergiliyordu. Taþý sýksa suyunu çýkaracak gücü kuvvete sahipti. Soðuktan, sýcaktan etkilenmez ve yaz kýþ sýrtýndaki yakasý baðrýna kadar açýk baþtan giyme düðmesiz gömleðiyle gezerdi. Pantolonun beli ucu dizine kadar uzayan kendir kýnnabýyla baðlýydý. Ayaðýnda 46 numara lastik ayakkabý giyer, atacak taþ bulamazsa onlarý fýrlatýrdý kendisini kýzdýranlarýn peþine.

Önüne gelen yiyecek bir þeyler verdiði için günde birçok öðün yemek yiyordu ve bu nedenle oldukça güçlü kuvvetli, etli butlu ve kurumu yerinde bir delikanlýydý. Delilik postuna da bürününce ürkütücü bir kiþilik çýkýyor karþýmýza.

Esnaftan ve yurttaþlardan eline para verenler de olurdu. Paralarýný hiç harcamaz, doðrudan anasýnýn eline býraktýðý söylenirdi.
Hasan'ý görünce ayaða kalktým usulca, Ýster istemez toparlandým, hatta yoldan bahçeye doðru inmeyi bile düþündüm bir an. Sonra, küleði býrakmaya yeltenirse kendimi duvardan aþaðý atarým nasýl olsa diye teselli buldum ve sakin görünmeye çalýþarak beklemeye koyuldum.

Bizi görünce Hasan, çekingen, ürkek bir havaya büründü. O havasý cesaret verdi bana, korkumu daðýttý biraz. Yine de temkinliyim, Deli Hasan bu, ne yapacaðý belli mi olur.
Ýlçede birden çok "Deli Hasan" vardý. Bizim köyün delisi Hasan da bunlarýn en meþhurlarýndan ve tanýnanlarýndan biriydi.
Hasanlarýn ortak özelliði deli olmak gibi görünmesine karþýn her birinin boylarýndan poslarýndan baþka çok daha çarpýcý özellikleri vardý.

Bir Hasan vardý ki,eline su dökülemez derecede kusursuz kemençe üstadý idi. Kemençesinin tellerini kývratmaya baþlatýnca, yaþlý genç demeden baþýna toplardý kalabalýklarý.

Baþka bir Hasan ise, cýlýz, her an aðlayacakmýþ gibi hüzne ve sükûneti batmýþ, þapkasý ha düþtüm ha düþeceðim dercesine yan yatardý. Arkadan sessizce yaklaþanlar þapkayý iter ve yere düþürerek Hasan'ý küfür etmeye zorlarlardý. Oncaðýz da þapkasýný yerden alýr, üzerine vura vura temizlerken bir yandan da basardý kalayý. Koptu kopacak incecik boynundaki damarlar hortum kalýnlýðýnda þiþerdi söndüremediði öfkesinin þiddetinden.

Bizim Hasan, davranýþlarý, boyu, kilosu ve köyünü baþkalýðýndan çok kehanetleriyle koymuþtu farklýný. Deliydi ama biz ilçeden dýþarý adým atmamýþken, o diyar diyar gezerdi bize göre. Bir ablasý Çarþamba-Terme'de yaþýyordu. Hasan arada bir Terme'ye gidip ortalardan kaybolurdu.

Döndüðünde sorarlar;"Oralar nasýl Hasan?"
Hasan büyük bir ciddiyetle yanýtlardý,"Terme çamur, gene burasý iyi." Diye. Bu söz çok tuttu ve zaman içinde yöre halkýnca sýkça kullanýlan ve dilden dile dolaþan deðerli bir özdeyiþ oluverdi.

Baþý sýkýþan, durumun biraz umut var olduðunu anlatmak için "Terme çamur, gene burasý iyi" diyerek iþlerin yolunda gittiðini belirtirdi.
Bir de durduk yerde önüne gelene, "Senin gözü yýlan yeme var" der, karþýsýndaki hakkýnda iyi düþünmediðini ve öldükten sonra yýlanlara yem olacaðýna dair kehanette bulunurdu. Sevdiklerine ya da memnun kaldýklarýna da "senin gözün yýlan yeme yok" diyerek iltifat ederdi.

Deli olduðu için bu sözleri Allah'ýn söylettiðine inanlar ve Hasan'ý darýltmaktan, üzmekten ve ahýný almaktan korkanlar da çoðunluktaydý. Özellikle analar, bu deliye sataþýp da ahýný almayýn, Allah baþýnýza vurur, diyerek çocuklarý tembihlerler ve Hasan'ýn gazabýndan korumaya çalýþýrlardý.
Ne var ki, her þeyi bir yana býrakýp, Hasan'a takýlýp koþturmayý, saða sola taþlar ve küfürler savurmasýný kýþkýrtanlar bu eðlenceden büyük keyif alýrlar, zavallýyý rahat býrakmazlardý.

Aslýnda Hasan da bu eðlenceden zevk alýrdý sanýyorum. Yapacak baþka iþi, yoktu. O nedenle olsa gerek sokaklardaki hengâmeyi ve eðlenceyi bekler gibiydi. Küçücük kýpýrtýlarý deðerlendirir ve bir eli düþtü düþecek gibi duran pantolonunun uçkurunda, diðeri fýrlatacak bir þeylerle dolu koþar dururdu Hasan.

Yolun alt tarafýna balaða yakýn bir yere aldým kendimi.Adým adým yaklaþýyordu Hasan bize doðru.

Belki de Hasan'a yol vermek amacýyla yer deðiþtiren Musa normal adýmlarýndan birini attý yolun ortasýna doðru. Musa'nýn sýrtýnda yaz kýþ taþýdýðý demir saplý bir þemsiye vardý. Ne gün yaðacaðý beli olmayan yaðmura karþý alýnmýþ bu önlem bile Musa'nýn bizden akýllý olduðunun göstergesiydi. O da kendirden yapýlma kýnnapla iki ucundan baðlanmýþ ve boynundan geçirdiði ip göðsünde, þemsiye mavzer gibi çaprazlama sýrtýnda yatýrýlmýþtý.

Hasan birden durakladý. Bir bana, bir Musa'ya baktý. Sakindi ama ikircimli, endiþeli bir hale doðru deðiþiyordu duruþu.

Ürperdim, her an çýkmasý muhtemel çýngarý bekliyor, Hasan'dan gelecek saldýrý benzeri bir eylemi savuþturmanýn kaygýsýyla çevreme bakýnýyor, en kestirme kaçýþ yolunu arýyordum.
Hasan küleðinin sapýný sýkýca tuttu, dengeledi ve ürkek adýmlarla iyice saða yaklaþtý. Býyýksýzdý ve kirli sakalla dolaþýrdý genellikle. Bugün sinekkaydý týraþlýydý.

Ýki deli karþý karþýya kalmýþtý. Hasan'ý da Musa'yý da çok iyi tanýyordum. Hasan aksi, gözünü budaktan sakýnmayan ve her an kavgaya hazýr bir deliydi, Musa tersine uyumlu, sakin, kavga kaçkýný halim selim bir adam. O günler ikisi de yirmili yaþlarýn üstünde olmalýydýlar sanýrým. Ben de on iki veya biraz üzeri.

Yoðurt küleðini tehlike altýnda hisseden Hasan'ýn her zaman dýþarý fýrlayan belerik gözleri küçüldü, her an þiddet gösterilerine hazýr bekleyen gergin yüz kaslarý gevþedi ve yumuþak baþlý, zavallý, içine sinmiþ, uçan kuþtan yardým bekleyen masum bir çocuk çýktý ortaya.

Hasan ne zaman patlayacak diye korku içinde beklemeye baþladým.O arada göz iþareti yaparak Musa'yý kýþkýrtýp, Hasan'ýn üzerine saldým.Ýþareti alan Musa, Hasan'a doðru bir adým atarak küleðe doðru hamle yaptý. Temkinli ve itinalý adýmlarla yavaþça geri çekildi Hasan.

"Yahu, bu, deli be dedi, Hasan.
"Þuna, biþi söyle, rahat dursun." Diye ekledi aðlamaklý bir sesle.

Öylesine akýllý sözler etmeye ve uzlaþmaya yakýnlaþtý ki, þaþýrýp kaldým. Hayretler içinde kalmýþ dayanýlmaz bir merakla davranýþýn devamýný bekliyorum.
Nutkum tutuldu bu beklemedik sözleri duyunca.

Yalnýz bizim köyde deðil, yedi cihanda deliliði tescilli Hasan, bir baþkasý için "deli" sýfatýný kullanýyordu. Yetmezmiþ gibi de yedi cihanda kendisinden çekinilen Hasan, ufak tefek ve yarýçapýndaki bir adamdan korkarak yardým dilenmek için bana sýðýnýyordu.

Biraz daha geçince olayýn üzerinden Hasan'ýn gerçekten büyük bir korkuyla sarsýldýðýný fark ettim. Yanýna yaklaþmaktan korktuðum azgýn deli; aciz, ödlek, süklüm püklüm duran biri oluvermiþti.

Muzýrlýk kanýmý kaynattý ve o anýn tadýný çýkarma arzusu aklýmý baþýmdan aldý. Tehlikeyi unutuverdim. Büyük olasýlýkla yoðurt küleðini çok önemsiyordu Hasan. Yukarý köylerden birine ablasý gelin gitmiþti ve belli ki Hasan ona yoðurt götürüyordu. Ufak bir çarpma ile yoðurdun kaymaðý bozulur ve Hasan'ýn emeðine yazýk olurdu. Gerçi o zamanda ne yapacaðý belliydi ya. Yolu da epey uzaktý ve oyalanacak vakti yoktu.

Akþam olmadan köye ulaþmalýydý ve karanlýðýn basmasý da yakýndý.Fena kýstýrýlmýþtý Hasan.
Boynunu büktü, gözlerini kýstý ve yolun kenarýna doðru iyice yaklaþtý, küleði boþluða getirmeye çalýþtý ve yalvarýrcasýna yineledi sözlerini.

"Bu deli yahu. Küleðe vuracak. Biþi söyle þuna, rahat dursun."dedi.

Gülmekten bayýlacaðým nerdeyse. Bir deli, hem de bildiðimiz kadarýyla zýr zýr deli, baþka bir deliye, deli diyor ev bir vuruþta rahatlýkla haklayacaðý birinden çekiniyor.
Musa'ya bir göz iþareti daha yaptým Hasan'ýn elindeki küleðe dokunmasý için. Gitti dokundu küleðe yavaþça. Hasan'ýn ürkek hali onun da hoþuna gitmiþ olmalý. Mazlum Musa yine de ölçüyü kaçýrmamak için çýrpýnýyor.
Dedim ya, Musa kanayaklý, kavgadan, þiddetten nefret eder. Hasan'a saldýrmak aklýndan geçmez ama beni kýramýyor. Arkadaþýz ya.

Hasan yineledi þikâyetini aðlamaklý, "bu deli yahu, söyle rahat dursun, ben gidicem..."
Deliyi deliyle kapýþtýracaðým derken ve akýllanmýþken Hasan, benim delilik yaprak belayý üzerime sýçratmanýn yeri deðildi. Hasan bu, ne yapacaðý belli olmazdý.
Eðlenceyi uzatmanýn pek de hayrýmýza geliþmeyeceði düþüncesiyle bu kez Musa'nýn yanýna kadar gittim ve yolun alt tarafýna doðru çektim, artýk dokunmamasýný iþatret ettim. Hasan'a da yoluna gitmesini söyledim.

Güldü Hasan, memnun oldu ve Senin gözün yýlan yeme yok." Dedi, gerisine bakmadan az ilerdeki kývrýmda gözden kayboldu. Zaten yollarýmýz kývrýla kývrýla uzar giderler ve tepe noktalarý saymazsak en saðlýklý görüþ mesafesi azami yirmi ila otuz metredir.

Yaþamým boyu unutamayacaðým derslerle dolu bu anýn keyfini çýkarmakta kararlýydým. Korkudan fellik fellik kaçtýðým Hasan avucumun içine düþmüþ ve kuyruðunu kýstýrmýþ öylece çaresizlik içinde dikiliyordu karþýmda.

Bir delinin bu denli akýllanacaðý ve korkuya kapýlacaðý asla aklýma gelmezdi. Her ne kadar kesin deðilse de korkunun akýllý iþi olduðu sonucuna vardým. Gördüm ki, delilik de akýllýlýk da birbiriye çok yakýn ve her an nöbet deðiþikliðine hazýr durumda ve her ikisi de birer zorunluluk hali. Her ikisi de bir akýl oyunu ve duruma göre ortaya sürülüyor.

Herkesin delisi bile asiliðin, sakinliðin ne zaman prim yaptýðýnýn bilincinde sanki.
Ve gerek deliliði, gerekse akýllýlýðý yerli yerinde kullanmayý bilmek de ayrý bir marifet, bambaþka bir akýl gerektiriyormuþ.

Aradan yýllar geçti. Hasan'ýn izini de adýný da unutmuþtum. Düðünlerden birinde çocukluk arkadaþlarýmla sohbete, çocukluk günlerimize eskilerden dem vurup onu bunu yâd ederken Hasan da giriverdi araya. O sýrada öðrendim ki, Görele'den ayrýlmýþ ve Bolu yakýnlarýnda Ankara-Ýstanbul karayolu üzerindeki bir köyde kalmýþ anasýný kaybedince. Bilinmeyen bir süre, bilinmeyen koþullarda yaþamýþ oralarda. Talihsiz bir trafik kazasýna kurban gitmiþ, vefat etmiþ.

Köylüler naaþýna sahip çýkmýþlar ve yol üstüne bir yere gömüp kenarlarýný da çevirerek mezarý yatýra dönüþtürmüþler.

Zamanla baþucunda dikilen kavak aðacý büyümüþ, dallarýnda rengarenk dilek bezleri uçuþur olmuþ.

Duyanlar bilenler gece gündüz Hasan'ýn yatýrýna koþar, gidip gelip önünde dua ederek, delimizin ruhundan þefaat dilenirlermiþ.
Murat Mehmet UÐURLU



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kýrat ve Sýpa
Ahýr
Ddt
Dedemin Aþk Öyküleri
Gece de Yatmaz Gündüz de

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yaðlý Ekmek Yiyen Evliya
Burgazada
Soyunma Odalarý
Güðümler Delinince
Arkadaþlarýn Yanýna Bir Yatak

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Zincire Vurulmuþ Prometheus [Deneme]
Sokrates Neden Yazmadý [Deneme]
Victoria Gölü Kýyýsýndan Esperanto'ya [Deneme]
Devletçilik veya Merkantilizm [Deneme]
Dünya Dengesini Arýyor [Deneme]
Sosyal Yaþam Çekirdeði [Deneme]
Türkiye 1 Mayýs Tarihsel Dizini [Ýnceleme]


Murat Mehmet UÐURLU kimdir?

974_ Ýst. Ün. Edb. Fak. Felsefe mezunu. Okuyan, hobi olarak amatörce yazan, emekliyim. Yaþamayý ve yaþamý anlamayý, anlamlandýrmayý istiyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
Ayrýmsýz tüm yazarlarý okumaya ve onlardan aldýklarýmý yaþamýma katmayý ilke edindim.


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Murat Mehmet UÐURLU, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.