İnsanlar yalnızca yaşamın amacının mutluluk olmadığını düşünmeye başlayınca, mutluluğa ulaşabilir. -George Orwell |
|
||||||||||
|
Yalnızlık, herkesten hızlı adımlarla kaçarcasına yalnızlık. Bir uçurumun kenarına oturmak gibi, aşağıya bakmaya korkar, direnir, en sonunda o uzun boşluğun çok da korkunç olmadığını görürsün. Sadece derinlik. İlk bakış zordur, bakana kadardır her şey. Düşesin gelir ve düşmeden orada öylece oturur kalırsın. Bir uçurumun kenarıdır yalnızlık. Gitmektir hep artan, öyle gidersin ki, gittiğin yerin dönülmez olduğunu sanarsın ve hiçbir zaman dönemeyeceğin kadar uzak değildir vardığın nokta. Aşk İle: Başkası için özünden arınırsın. O uçurumun kenarına yeniden dönmemek için, başkası için başkalaşırsın. Ona ait olmak için onun görmek istediği olmak istersin. Seni buna iten, içine düştüğün aşkın kutsallığıdır. Sırf onun için, özünü saklarsın. Özünden arınmak, aşık olunamayacak biri olduğundan değildir. Sadece onun düşlediği olabilmek içindir. Sen beyazı sevdiğin bir anda kendini siyaha tapar bulursun. Sırf o sevdiği içindir bu. Tüm gömleklerin siyah oluverir, en sevdiğin beyaz kaleminin bile içi donar, kışsa mevsimlerden, çekmecende unuttuğun kalemin. Siyah kalemlerle ona notlar bırakırsın, onu sevdiğini, onun sevdiği kalemlerle yazarsan, seni daha çok seveceği içindir bu. Aynalara daha sık bakarsın, hem güzelliğini hem içindeki aşkı yansıttığı için aynalara koşarsın. Her şeyi daha başkalaştırır aşk içinde olmak. Kokular, renkler başka tatlar biriktirir duyularında. Aklına düşmez olur uçurumun kenarları. Sırf oraya dönmemek içindir, bir başkası olursun. Ta ki yorgun düşene kadar. Seni yoran özünden arınmak değildir, tek başına arınmaktır aşkı zorlaştıran. Onun da senin kadar, senin için, senin istediğince olmamasıdır seni yoran. Kimse düşlediğine erişemez, aynı insanda, tüm beklediklerine, hiç kimse. İşte bu yorar kalbimizi, kendin için bir başkası yaratmak isterken, kendin de bir başkası olursun. Arınmak zorundasındır. Kokuları daha farklı duyabilmek, düşmemek için yalnızlığa.. Seversin, taparsın, ölürsün, yaşarken de ölür insan, en çok aşk içindeyken ölür. Binlerce ve gecelerce. Sırf onunla bir yaşam sürebilmektir, kimimiz için aşk. Aynı anda, aynı özverilere hazır olmaktır aşk. Tek taraflı acı çekmek olur, diğeri aşka hazır değilse. İşte o zaman, hani ayrılık vakti gelir ya, ölürsün, aynalarda gördüğün kendi benliğine kavuştuğun an, hem yorgunluktan çıkışını kutlar, hem de hazırlanırsın o uçurumun kenarına varmaya. Aşk`tan Sonrası: Yine sensindir özünden ayrı kalan. O seni düşünmezken, sen yalnızlığına varırsın, incitirsin başkalarını. O yoksa hiç kimse yoktur, gecende, gündüzünde, açlığında, tokluğunda, su içmelerinde de bir tek sen kalırsın. Yalnızlık seni yorana dek, onsuz ve onunla yaşarsın her anını. Duyduğun müzikler, giydiğin siyah gömlekler, her şey onu hatırlatır. Gözyaşlarını sildiğin mendilin bile siyah olmadığına kahredersin. Onun sevdiği gibi olmadığından. Oysa o yoktur artık. Senin için her an, her yerde yaşadığın, hak etmediğin yalnızlığın bile çoktur ona. Sen böyle düşünürsün, arada bir gördüğün dostlarından da duyduğun budur. Sevgin mi fazla gelmiştir ona. Fazla mı tüketmişsindir her şeyini ve bu mudur onu sıkan şey. Ne çok sorular birikir kendinde. Sadece onun olmak mıdır, bir yerden sonra aşkı bitiren. Sadece onunsundur, her şeyinle, düşlerinle. O ise başkalarına ait aşklar peşindedir, neden? Ne kadar saçmadır (!) bir ömür boyu biriyle olmak isteği. Ve aşktan sonra hala onunlasındır, onunla kalırsın hem özünde hem özünden uzaksındır yine. Seni özünden uzak kılan tek şey kalır; O´na ait olmadan da, onunsundur her şeyinle. Yok mudur böyle sevgiler? Her gün aynada gördüğüm. Aynı şehirde yıllarca uzaktasındır ondan, onun haberi olmadan. Kısacası aşktan öncesi, aşk ilesi ve aşktan sonrası varsa bir insanın işte onun duyduğudur AŞK. Gerçek ve ölümsüz aşk.. Aşk tıpkı yazmak gibidir, anlamlarını veremezsen sararır kalırsın, yazmasını bilirsen okunursun, okutmasını bilirsen tapılırsın. Beyaz kalemini çekmecelerde unutma hiçbir zaman. İncinirsin! .. -=-
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Selcan Tokgöz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |