Yaþamak için topu toplam altý haftam kalsaydý ne mi yapardým? Tuþlara daha hýzlý basmaya bakardým. -Isaac Asimov |
|
||||||||||
|
"Kýþýn bizim sobamýz, bu hayvanlarýmýz iþte oðul. Toplanýrýz çoluk çocuk, kuru ekmek soðan aþýmýzý yer, üstüne de tas tas kar suyu içeriz. Yýllar yýlý yediðimiz içtiðimiz deðiþmedi. Bu yaþantýmýzýn bir parçasý oðul... Hayvanlarýmýzla bir arada yatar, bir arada kalkarýz. Onlar gübrelerinin üstüne, biz de onlarýn yanýna; yarýmýz da minderimsi kara çullarýn üstünde dalarýz uykuya!.. Üþüdüðümüzde de sýkýca sarýlýrýz hayvanlarýmýza... Gurbet elde yine de özlüyor insan bu yoksulluðu. Çoðu kez oðul, bizlerin, yalnýz birkaç ev dýþýnda, mart'ta biter unumuz. Hele bir var ki arpa unu bulabiliyoruz. O'da bulunmazsa hepimiz göçeriz bu dünyadan. Gün boyu umutsuzluklar sarar içimizi, bir tek göz damda bir sürü canla... Umutsuzluk kýþa, tipiye, yoksulluða sýrdaþ. Çaresizlik çýyan aðýsý, aðýlý bir ok... Ok böðrümüze saplanýr!.. Ama ehbablarýmýz var, birbirimizin elinden tutarýz. Sen ehbabsýz edebilir misin?..Kýþýn tipi kamçý gibi çarpýp, kapýlarýmýzý açar sonuna dek. Çoðu zaman ölülerimizi kaldýramayýz günlerce. El ulaþmaz, ün çatmaz.. Dedik ya bavo, çaresizlik aðýlý bir ok. Ok böðrümüze, böðrümüze saplanýr!.. Düþünsene be oðul!.. Ölenlerimize bir doyunca aðlayamýyoruz. Ýþiten olur, gören olur korkusu. Oysa aðlayan insan rahatlar, bir ferahlýk, bir hoþluk kaplar içini. Ýçimizdeki kini nefreti gözyaþlarý siler süpürür... Ama biz öyle deðiliz. Kinle, acýyla hýçkýrýklar yýðýlmýþ boðazýmýza. Düðüm, düðüm... Düðümü çözdük mü bir... Çözdük mü kurban, sesimiz sel gibi gürül, gürül akar. Ýþte o zaman, anýnda biter bu amansýz acýlar. Böðrümüzdeki sancýlar yok olur..." Cebinden çýkardýðý tabakadan bir sigara sardý. Acý acý çekti birkaç kez ardý ardýna. Yerinden yekinip tekrar oturdu. Altýndaki çulu düzelttikten sonra sürdürdü konuþmasýný: "Bize umut olanlar, umut deðilmiþ meðer oðul. Umut sözü bir yalan bir safsata. Tek umudumuz ala daðlarýn, karlý daðlarýn dalý oðul... Düþündük taþýndýk, insanýn umudu kendisidir. Ýyi de oldu. Beyinsizliðimiz, bu avanaklýðýmýz baþkalarýný umut sanmamýza neden olmuþtur.. Bak oðul, kýþ yaklaþanda, kudurgan kancýktan da beter tipi baþlamadan önce ne ettin, ettin. Yoksam tipi köyü, dört bir yandan yutmaya baþladý mý gayrý çýrpýnmak boþa. Aha köþede yýðýlý kevenleri görü yon ya, onlarý güzden sökmeseydim, ineðimle eþeðim açlýktan ölürdü. Demem o ki zamanýnda tedbiri elden býrakmamalýyýz... Aha þimdi umut baðlamýþýz da ne etmiþiz. Elimiz kolumuz baðlý araba urganýyla. Yorgunuz, aç ve çaresiz, ama daha son olmadan , bir yol, bir çare bulmak gerek. Yoksa Mart'a varmadan içerdeki malýmýz-maralýmýzla birlikte ölürüz. Bak oðul, ne zaman karnýmýz tok, sýrtýmýz pekse, o zaman umutsuzluk yok olur, tipi yok olur. Çaresizlik çýyan aðýsý deðil, bal olur... Böðrümüzdeki aðýlý ok, gül olup çiçek açar kýzýl, kýzýl... Aman ha aman!..Siz,bizim gibilere bakmayýn. Kendi kendinize umut olun. Umudu baþkalarýndan beklemeyin. Baþkasýndan beklenilen umut engerek yýlanýn aðýsýdýr. Girdi mi damarlarýmýza iflahýmýzý keser, öyle kývrandýrýr ki anamýzý aðlatýr. Ferin, çekilir tüm kanýn beynine hücum eder. Ýþte o zaman oðul, iþte o zaman beyninde bir acýyla, göðsündeki aðýlý oka çare bulunmaz. Ýnsanýn umudunun kendisi olmasý öyle mi ya?.." Güllü, soðuktan sýzým, sýzým girdi içeri. Durmadan ellerine hohlayýp pufluyordu. Gitti köþedeki yýðýlý, mal gübresinin içine soktu ellerini... Dýþarýda tipi ile birlikte soðuk da giderek þiddetini arttýrýyordu. Acý bir soðuk... Güllü bir serçe; donmaktan kurtulan biri... Bir karaltý gibi, gübrenin önüne çömeldi. Uzun süre ses etmeden bekledi. Isýnýr gibi olunca aðýr, aðýr doðrulup babasýna yaklaþtý. Hasan'la göz göze geldi. Güllünün içinde bir sýcaklýk, bir hoþluk aktý!... Gitti. Ýki tezek getirip attý teneke sobanýn içine.Tezeklerin önündeki küle biraz gaz yaðý döküp, kibriti çaktý. Birkaç gündür kesilip, karýn altýna istif edilen yaþ tezeklerden birkaçýný, sobanýn altýnda kurutmaya býraktý. Yeniden Hasan'la göz göze geldi. Seydo, kýzýnýn acelesine bir anlam veremedi. Kýzýný hiç böyle görmemiþti. Ahýrýn yeðnilce ýþýðýnda sürdürdü söylenmesini: "Ateþ, yakacaða; tipi de kara, kamçý oðul. Sevgi aþka, inanç da ölüme kamçý. Kiþi oðlu sevmeye inanmaya görsün. Ýþte o zaman ne aðýlý ok, ne de ölüm göze görünür. Ama açlýk acýlý bir hançer, yüreðine saplanmaya görsün, ne sevgi kalýr ne de inanç... Ýþte o zaman var olma, yok olma uðraþý baþlar!.." dedi. Güllü sevecenlikle baktý Hasan'a yeniden. Bir kuþ gibi çýrpýndý yüreði, usuldan kaygusuz, bir küçücük umuda doðru!... "Umut çok uzaklarda, karlý daðlarýn ardýnda. Beydað’ýnýn duldalarýnda, sevgililer naçar oðul," dedi, Seydo yeniden. "Acýktýnýz, yiyecek bir þeyler getireyim mi baba," dedi, Güllü. "Heee Yaaa!.. Getir kýzým getir!.." dedi, Seydo. Gözerin içinde bir tasta yeþillenmiþ çökelekle, bir baþ kuru soðan, bir sürü arpa ekmeðini ev damýndan alýp, gerisin geri ahýra döndü. Hasan: "Bana müsaade Seydo amca," dedi ve kalkmak için yekindi. Seydo, Hasan'ý omzundan bastýrarak: "Hele dur oðul, iki lokma bir þeyler atýþtýrýp, birkaç söz daha edelim. Gidip de neydeceksin. Hem baksana oðul, dýþarýdaki tipi kancýktan da beter... Otur, otur..." dedi Seydo. Hasan'ýn canýna minnet. Olduðu yere býraktý kendini yeniden. Güllü ile göz göze bakýþtýlar yeðnilce ýþýkta. Ýkisinin de yüreði çýrpýndý gürp, gürp. Güllünün içini tatlý bir hoþluk sarmaladý yeniden. Sobanýn sýcaðý yüzüne vurmuþçasýna kýzardý. Geri, geri çekildi direðin duldasýna. Güllü, sobanýn üzerindeki yaþ tezekleri kaldýrýp, yerine arpa ekmeklerini kýzdýrmaya býraktý. Seydo, ekmek, çökelek ve soðaný dürüm yapýp iþtahla yedi. Hasan'da onu izledi. Yediklerinin üstüne tas, tas kar suyu içtiler. Güllü zevkle izledi ikisini. Sonra da ekmek gözeriyle inek ve eþeðin yemini daðýttý. Samanýn üzerine dövülmüþ birkaç koþam keven serpti. Artan ekmekle soðaný gerisingeri evdamýna götürdü. Sonra da gelip karanlýk bir köþeye çekildi. Dýþarýdaki tipi ve fýrtýna yavaþ, yavaþ kesiliyordu. Yemekten sonra ahýrda bir sessizlik baþladý. Tek ses inekle eþeðin kevenle samaný kütür, kütür yemeleriydi. Seydo, cebinden çýkardýðý tabakasýndan aðýr, aðýr sigara sarmaya baþladý. Sýrtýný direðe bir iyice yasladýktan sonra sürdürdü söylencesini: "Bizim buranýn köyleri böyle iþte. Yaþantýlarýmýz tümden ayný. Ayrýmýz gayrýmýz yok. Gözün görüyor iþte. Þehre gitsek de yine deðiþmez bizim için. Barýnaklarýmýz her yerde ayný. Tümümüzün yaþantýsý ayný, yediklerimizde içtiklerimiz de..." Ahýrýn içindeki alaca karanlýðýn yerini, koyu karanlýk alýnca, sesler kesildi. Yalnýz sobanýn içindeki ateþ yalýmlarý parýldýyordu. Güllü: “Umut biziz Hasan’ým” dedi, kendi kendine...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Taki Akkuþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |